Eşitlik ne kadar benimsenirse, erdem ve mutluluk topluma o kadar egemen olacaktır. Ne var ki, bu ve basit akıl yürütmeye dayanan bütün benzeri önermelere karşı derhal nidalar yükselir: Kadim bilgilere inanç tam olmazsa, kilisenin ya da devletin tehlikeye düşeceği haykırılır;insanın ettiği kötülükler karşısında dehşete düşüp otoriteye saldırmaya cüret edenler, kafir ve insanlık düşmanı ilan edilirler.
Sayfa 34
Her cani sosyal haklara saldırarak isyancı ve vatan haini durumuna düşer. Devletin yasalarını ihlal ederek onun bir üyesi olmaktan çıkar, hatta ona savaş ilan etmiş olur.
Öyle bir durumda, devletin korunmasıyla kendisinin korunması bağdaşamaz hale gelir. Birinin yok olması gerekir. İdam kararı vererek vatandaşı değil, düşmanı öldürüyor oluruz.
Sayfa 38 - Kapra Yayıncılık
Mümin, aklını başından alan güreş sevgisinin farkında olduktan, bundan kurtulmak için çalışmaya başladıktan sonra çevresinde neler olup bittiğine dikkat etmeye başlamış, o güne kadar görmediği bir çok şeyi görür olmuştu. Bunlar içinde kendisini en fazla üzen şey; Türk ve Müslüman olan kişilerin Abdülhamit Han'ı devirmek için çalışmaları, bunun için İngilizlerle iş birliği yapmalarıydı. Devlet ekmeğiyle büyüyen bazı Osmanlı subaylarının da bunlarla beraber olduğunu işitince aklı başından gidecek gibi olmuştu. Bir Osmanlı subayı; devletin, milletin birliğinin temsilcisi hükümdarı, halifeyi devirmek için yabancılarla, özellikle de İngilizlerle nasıl iş birliği yapardı?
İngilizler, İslamiyet'in, Osmanlı'nın, Türk dünyasının en büyük düşmanı değil miydi?
Paris'te sık sık Filistin sorunu ile ilgili toplantılar oluyor. Gidip dinliyorum. ikinci Abdülhamid aktüalitedir .
İkinci Abdülhamid' in 1876-1909 yılları arasında uyguladığı dış politikanın dünya barışı için önemi, yıllar geçtikçe, olaylar ortaya çıktıkça daha iyi anlaşılıyor. Ortadoğu'yu, otuz yıldan fazla bir süre, emperyalizme
Tek parti döneminde uygulanan ve bugünkü Anayasada da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliği, Osmanlı enkazı üzerinde tek dili konuşan tek ulusu, Türk ulusunu yaratmayı hedefleyen ırkçı bir milliyetçiliktir. Atatürk milliyetçiliğinde herkesin Türklük içinde erimesi gerekir. Cumhuriyetin ilanından sonra devleti yönetenler, ırk esasına dayalı milliyetçiliği açıkça savunmaktan çekinmediler. İsmet İnönü 1925 yılında Türk Ocağı yöneticilerine hitaben yaptığı konuşmada, “Millet yegâne vasıta-i iltisakımızdır [birleştirici aracımızdır]. Diğer anasır [etnisiteler] Türk ekseriyeti karşısında haiz-i tesir değildir. Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları behemehâl Türk yapmaktır. Türklere ve Türkçülüğe muhalefet eden unsurları kesip atacağız. Vatana hizmet edeceklerde arayacağımız evsaf her şeyden evvel o adamın Türk ve Türkçü olmasıdır." Yine İnönü 31 Ağustos 1930'da verdiği bir demeçte, “Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etmek hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur” diyordu. Cumhuriyetin ikinci adamı konumundaki İnönü'nün yukarıya aldığımız konuşmasının, 1925' yılındaki Kürt isyanının bastırılmasından sonra ve demecinin ise, Ağrı İsyanı sonrası verildiğini belirtelim.
Sayfa 50 - İsmail Beşikçi Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Toplumsal mücadelenin en şiddetli hali olan savaşı ele alalım. Hegel’in dert ettiği husus bizatihi mücadeleden ziyade, savaşa tutuşan konumların “hakikat”inin bu savaş yoluyla açığa çıkması, yani, savaşan tarafların birbirlerini mahvederek “uzlaşma”sıdır. Savaşın esas (tinsel)anlamı şeref, zafer, müdafaa falan değil, bize örgütlü, sonlu
"Savaş asla insanla insanın ilişkisi değil,devletle devletin ilişkisidir; bu ilişki içinde tek tek kişiler ancak arızi olarak birbirine düşmandırlar,insan olarak,hatta yurttaş olarak değil,asker olarak düşmandırlar; vatanın mensubu olarak değil, savunucuları olarak düşmandırlar.Nihayet,farklı nitelikteki şeyler arasında hiçbir gerçek ilişki kurulamayacağından,her devletin düşmanı ancak başka devletler olabilir,insanlar değil."
Sayfa 23Kitabı okuyacak
BİRKAÇ SÖZ
Dunlop’un çevirisini sunduğumuz bu eseriyle birlikte Hazarlar dosyasını kapatmış bulunuyoruz. Daha önce yayınlamış olduğumuz L. N. Gumilev’in Eski Ruslar ve Büyük Bozkır Halkları, Peter Golden’in Hazar Çalışmaları ve özellikle M. İ. Artamonov’un Hazar Tarihi’nden sonra Dunlop’un bu eseri Hazar dosyasını dört değişik açıdan
