Oğul olmayan ilk baba ile baba olamayacak son oğul arasında süre gider hikâye. Âdem, babasız olarak yaratılmışsa da üzerine düştüğü toprakta bütün oğulların babasıdır. Ama kimi oğul babasına, Yakub'a Yûsuf gibi olurken, kimi oğul da Âdem'e Kabil gibi. Çünkü her oğul, babasının, sırrı olduğu kadar sınavıdır da. Mucizesi, kendi var edilişi
Sayfa 120Kitabı okudu
Yukarıda yazdığım iki isimden Said Nursî, mer­hum İsmet Paşa’nın eski fobisi ve gözdağı idi. “İmam Gazali” ise tahminimce yeni işittiği ve “İmam” sıfatını görerek o pek düşman olduğu “Köy imamlarından” bi­ri sandığı, büyük İslâm bilgini dâhisi ve filozofudur. 23 Ocak’ta Paşa, milliyetçilerle birlikte bu iki kişiye hü­cum etmiştir. Sayın İnönü’de
Reklam
Rusya'ya sığınmış olan ittihatçılar, bir yandan Türkiye'de kalmış olan arkadaşlarıyla, öte yandan ise Sovyetler Birliği hükümetiyle temasa geçerler. Bu, Türk - Müslüman milliyetçi kuruluşlardan büyük bir çoğunluğunun Bolşeviklerle ittifaka girdiği ve Dağıstan Müslümanlarının Kızılorduyla birlikte Denikin'in Beyaz Ordusuna karşı dövüştüğü dönemdir. Bu dönemde, Sovyetler Birliği yönetimine Müslüman ulusların kurtarıcısı gözüyle bakılmakta ve sosyalizmle İslamiyetin devr-i saadet- i arasında büyük bir coşkunlukla yaklaşımlar kurulmaktadır.
Bizim hüznümüz Allah'adır. Biz durup dururken, kendi kendimize, kendi nefsâni oyunlarımız için, şehevâtımız için mahzûn olmayız. Bizim olsa olsa... Peygamber-i Ekber müddet-i ömründe, Devr-i Saâdet'de gülmediler, hele ağız dolusu hiç gülmediler; gülümserlerdi.
Koca Yavuz Fatih Camii avlusundaki musallaya uzatıldığında ne ihtişamı kalmıştı ne de hiddeti... İmam "er kişi, niyetine," diyip Tekbir aldığında ölümün sağladığı eşitlik en büyük ibret olarak gözler önüne seriliyordu. Osmanlı padişahları bu ibret dolu levhayı hiçbir zaman unutmuyorlar, askeri Teftiş ettikleri sırada "Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var" demesini memnuniyetle karşılıyordu. Bunun dünya tarihine başka bir örneğine rastlamak Devr-i Saadet müstesna tutulursa mümkün değil.
Peygamberimizin ailesi dahil bütün insanlarla ilişkisini ifade edecek en genel kavram sohbettir. Peygamberimizin birbirlerinin gırtlaklarına çökmüş devr-i cahiliye insanlarını buluşturduğu ortak paydının adı budur. Sohbet ve ünsiyet Hz. Peygamber'in insanın benliğine, varlığına doğru yayılan muhteşem ve ulvi bir karakter özelliğidir. Efendimiz'in (sav) ashabı ile ilişkisi sohbettir. Sohbetin yansıması maiyettir, birlikteliktir, beraber olmaktır. Yan yana, omuz omuza, sırt sırta bulunmaktır. Teşrik-i zaman, teşrik-i mekan, teşrik-i mesai yapmaktır. Biz izole varlıklar olarak yaşıyoruz. Üst kattaki alt kattakinden izoledir. Yolda yürürken karşılaşan ve birbirine selam vermeyen iki müslüman birbirinden izoledir. Birbiriyle aynı camide omuz omuza saf tuttuğu halde birbirini tanımayan her cami cemaati birbirinden izoledir. İş yerinde birbirine haset eden iş arkadaşları birbirinden izoledir. İnfak etmekten köşe bucak kaçan zengin, fakirden izoledir. Evde aynı ailenin fertleri dahi birbirinden izoledir. Akşam olduğunda baba yorgun geliyor, anne çalışıyor, o da yorgun geliyor, çocuklar da pestilleri çıkmış bir şekilde, dersten yorgun geliyorlar. Öyle hızlıca bir yemek yeniliyor, o esnada televizyon açık kimse birbirinin yüzüne bakmıyor. Yemekten sonra hızlı bir şekilde herkes odasına çekiliyor. Çok ciddi işlerimiz, yoğunluklarımız var, hazırlık yapmak gerekiyor. Günler böyle su gibi akıp gidiyor. Ev mi, ev değil otel. Artık evlerimiz otel gibi, hane vasfını kaybetti. Çünkü saadet han da değil hanede bulunur.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
36 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.