Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
II. Abdülhamid Han ve Robot Teknolojisi Abdülhamid Han'ın yaptırmış olduğu "Alâmet" isimli robot; dünyada ezan okuyan ilk saat olma özelliğine sahiptir. Sultan, bu muhteşem özelliklere sahip saati Japonya'ya göndermiştir. Muhtemel ki Japonlar, bugünkü robot teknolojilerini, semâ yapan, ezan okuyan bu saatten almışlardır. 1887 yılında
Sahi, gitti mi? Hayır döndü. Eski yerine… Ait olduğu yere mi? Bilmem. Keşke insan nereye ait olduğunu kestirebilse… Oysa biliyorum ki “Çanakkaleli Melahat” size, “ Kınar Hanımın Dehlizleri” bana ait, artık… Erklerin de aralarında bölüşecekleri bir iki dize vardır, mutlaka. Askerler tabiatta hâlâ tramvaydan Sirkeci’de mi inerler” ya da “Biz
Reklam
BÖLÜM 2 - ÖNEMSİZ BİRKAÇ KELİME
- Bir sigara verir misin? - Hani içmiyordun? - Ee, arada bir içeceksin ki ruhun şâd olsun. - Onu ölenlere demiyorlar mı be! - Hangimiz yaşıyoruz ki be baba.. - Aaa olaya gel.. Deminki vaiz, birden sokak serserisi gibi konuşmaya başladı. - Sokak serserisi olmak iyi değildir. Fakat serseri yaşamak insanı bilge kılar. - Her zaman değil. - İlk
252 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öncelikle bu kitapla nasıl tanıştığımı anlatarak kitap incelemesine geçeyim. Van Gogh hayranı olduğumu burada pek bilen yoktur. Ama en son Meltem Hanımın Theo'ya Mektuplar için olan incelemesini okuduğum zaman kendisini çok kıskandım, kendisinde zaten Vincent'ın tablolarının yapbozu da vardı. (Bu aramızda kalsın :D) Kendisinin güzel mi güzel
Theo'ya Mektuplar
Theo'ya MektuplarVincent Van Gogh · Yapı Kredi Yayınları · 20136,3bin okunma
Şeyhmus Hoca dan güzel bir yazı daha...
Heyf Almak! Bizlerin; muktedirin barışı ajandasından çıkaran ısrarlı gayretine rağmen, “heyf almayı”, “intikam almayı” ajandasından çıkaran her hal û kârda barışta ısrarcı olan bir mazlum ve mağdur dili siyasetine ihtiyacımız var(dı). Şeyhmus Diken En fazla doğu halkları bilir çağlar boyunca adı “kan davası” konulan karşılıklı telefatın
263 syf.
6/10 puan verdi
çoktandır şu hafif anarko, muhalif yeni islamcı edebiyatın yaratısına bir göz atmak istiyordum. murat menteş'in ününü de duymuştum. ondan başlayayım dedim. baştan bir ön yargım olduğunu söylemeliyim. ancak kitabı okurken bu ön yargımı bir kenara bıraktığımı da samimiyetle söyleyebilirim. hep istedim. şu ön yargım kırılsın istedim. ancak sanırım
Dublörün Dilemması
Dublörün DilemmasıMurat Menteş · İletişim Yayınevi · 200515,3bin okunma
Reklam
meleklerin en iyisi bu şeytan'dı. mertçe dik durup: ''hayır, secde etmem.'' dedi. sana secde ederim, ama ''kokuşmuş çamur''dan yaptığın şu pis adamlara, karnını doyurmak için tanrı'yı, cenneti, kulluğu, azameti,, yüceliği, ahireti, hakbilirliği, muhabbeti, her şeyi ve herkesi unutan, bir karınlık üzüm ya da hurma ya da buğday için koyun gibi
Sayfa 15
çeşme.
Bir dilek çeşmesi var haydi gidelim dediler gidelim dedik. Yürüdük gittik, baktık akmıyor çeşme neden, Sorduk ne zamandır su gelmiyor bu çeşmeden, Ne kadar oldu akmayalı, kaç vakit geçti kupkuru, Gözleri kurumuş kalbi kurumuş bir insan gibi geldi yüreğime ve hüzün, Sordum ey çeşme neden salmaz sın suyunu bize, Sesini kaybetmiş zan ettim düşündüm
— İkisi bebekken öldü, bir oğlan kardeşim traktörün altında kal­ dı. Babam hayırsızın biriydi. Zaten bu hallere düşmemin asıl sebebi o değil mi? İçki, kumar, dayak, ne ararsanız vardı onda. Kendimi bildi­ ğim günden beri dayak yiyorum. Bir hayvanmışım gibi dövdü erkek­ ler beni. Babam akşamlan meyhanelerde içer, eve körkütük sarhoş ge­ lirdi.
Bir zamanlar, duvar gibi sağır, genç bir karısı olan çok zengin bir adam yaşardı. Bir sabah, kahvaltı sofrasında kadın adama dedi, "Dün pazar yerine gittim ve Şam'dan gelme ipekliler, Hin­ distan'dan gelme örtüler, İran'dan gelme gerdanlıklar, Yemen'den. gelme bilezikler gördüm. Kervanlar bunları kentimize yeni getirmişler. Birde benim halime
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.