Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İsmi Marianne'dı, onu seviyordum ama sebebini pek bilmeden. Geçtiğimiz haziran ayında staj için Paris'e gitmişti ve yavaştan, geri dönmeyeceğini idrak ediyordum. Ne yapacaktım ki? Gidip orada mı yaşayacaktım? Onun için her şeyden vaz mı geçecektim? Üstelik kendimi bildim bileli burada yaşamıştım...
... geçecek diyorsun ya bi de bu var di mi? geçecek vakitlice mi? bu ürpertiye ifademi verirken yeşile çalan otların sararışı korkunçtu geçmek neden bu kadar göreceli? bize ayrılan sürenin zoruna geldik vakitlice geldik konuya komşuya ama iyi geldik.
Reklam
Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
"Yapmak zorunda olduğumu hissettiğim bir şeyi asla yapmam seninle. Seninle yaptığım her şeyi isti- yorum. Seni o kadar çok istiyorum ki, bunu sana ver- mekten başka bu isteğin tamamıyla nasıl başa çıkabi- leceğimi bilmiyorum. Bu yüzden otur," dedi ve elini ona doğru bastırdı. Sonra aniden durdu. "Fantezinin, benim sana oturmanı
Sayfa 180
Julia özlem dolu bir nefes aldı ve gözlerini kapata- rak onun yanında olduğunu ve omuzlarına masaj ya- parak bütün ağrısını aldığını hayal etti. "Eğer orada olsaydım omuzlarına masaj yapardım. Bana yaslanır- dın ve ben de seni iyileştirirdim." "Hımm... Eminim yapardın." "Ben sana masaj yaparken, sen de başını bacakla-
Sayfa 72
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
Reklam
Julia'nın yumuşak, güzel tenine dayanamayarak elini onun belinde gezdirirken, Julia cazibeli bir ser- zenişle uykusunda mırıldandı. Clay'in lanet elinin kendi bilinci vardı sanki, parmakları karnının deri- sinde dolandıktan sonra göbek deliğinin altına indi. Julia uykusunda döndü, ya da belki de poposunu ona yaklaştırırken uyanmaya
Sayfa 208
"Dokunulmaya bayılıyorsun değil mi?" Clay soru sormamıştı, tamamen gerçeği söylüyordu. "Senin tarafından, evet. Ne olur, bana dokunma- ya devam et." Julia'nın sesi arzudan titriyordu. Eğer Clay ona şimdi dokunmazsa buharlaşacakmış gibi hissediyordu. "Dokunacağım ama senin bu kadar azdığını başkalarının görmesini
Sayfa 134
Di mi ama?..
Çalmaktaki becerikliliğiyle övünen bir katil görünce şaşırıyoruz. Bu şaşkınlığımızın tek nedeni, bu insanların kendilerine özgü bi çevreleri olması, en önemlisi de, bizim onların bu çevresinin dışında bulunmamızdır. Zenginlikleriyle, yani soygunculukla övünen zenginler; tutkularıyla, yani başkalarını öldürmekle övünen hükümdarlar da aynı şeyi yapmıyorlar mı aslında? Bu insanların, durumlarını haklı göstermek için benimsedikleri dünya görüşünü, iyilikle kötülük üzerine düşüncelerini çirkin görmemizin tek nedeni, böyle kötü düşünen insanların çoğunlukta olmaları, bizim de onlardan olmamızdır.
Aranılan yayın bulunamamıştırKitabı okudu
Ama sorsan Hitler hepsini manipüle etmişti derler di mi...
Araştırmalar Nazi rejiminin genç bürokratlarının "Hit­ler'e karşı mesafeli ve tepeden bakan bir yaklaşımları oldu­ğunu, ona kitle ajitatörü ve organizatör olarak saygı duysalar da onu siyasi bir akıl olarak fazla önemsemediklerini" gösteriyor. Fakat bu küçümseme Nazi sistemine zarar vermedi; aksine kendilerini radikal sağcı entelektüeller olarak gören elit kesim, "Nazi rejiminin zayıf ideolojik ve teorik yapısın­da", bu ideolojiye kendi damgasını vurma fırsatını gördü. Onlar önderlerini siyasi olarak kullanabilecekleri ve ideolojik olarak onu gölgede bırakabilecekleri yanılsamasına ka­pılmışlardı.
Sayfa 72 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Iyi de adam sadece bir zenci, Dill.” "Umurumda değil. Onlara öyle davranmalari kesinlikle dogru değil. Kimsenin öyle konusmaya hakki yok, tiksiniyorum bunlardan.” Bay Gilmer'mn tarzi öyle Dill, zencilere hep öyle davranır. Sen onun bir zenciye nasıl saldırdığını görmedin bile. Aslında Bay Gilmer bugün yumusak bile davraniyor sayilir. Hepsi, yani avukatların hepsi onlara öyle davranır. " “Bay Finch öyle davranmiyor.” “O bir örnek değil, Dill. O...” Bayan Maudie Atkinson'in söylediği çarpıcı bir cümleyi hatırlamaya çalıştım. “Atticus Finch sokakta herkesin arasında nasil davranirsa, mahkeme salonunda da öyle davranır,” dedim. “Öyle demek istememiştim,” dedi Dill. “Ne demek istediğini çok iyi biliyorum, oğlum,” dedi biri arkamizdan. Bir an için sesin ağacın gövdesinden geldigini sandık ama konuşan kişi Bay Dolphus Raymond'di. Ağacn arkasından başını uzattı. “Hassas falan değilsin. Bu durum sadece insani hasta ediyor, değil mi?”
Sayfa 254Kitabı okudu
Clay onu izlerken, çıkardığı her kıyafet parça- sıyla daha da sertleşiyordu. Gömleğinin düğmeleri- ni açtığında dantelli sütyeni ortaya çıktı. Rahat deri koltuğunda arkasına yaslanarak önündeki şovu izle- meye daldı, onun striptizinin her dakikasının tadını çıkarıyordu. Julia onun önünde, sadece kadınlığını kapatan küçücük, beyaz bir kumaştan
Sayfa 38
Ama ben işememiştim ki! Hani Miki'li bir külotum var ya. İşte o Miki işemişti. Annem bana iftira etti, di mi İnci?
Yönetici olan oydu, kadındı. Özel- likle Clay'in muhteşem suratındaki ifadeleri izlerken, onu okşarken gözlerinin yukarı doğru kaymasından bunu daha iyi anlayabiliyordu. Bu sırada Clay, Julia'nın avucunun içinde ileri geri gidip geliyordu. Julia boşta kalan elini süveterine sonra da sütyeninin kenarına daldırarak daha önce oraya
Sayfa 94
"Keskin mutfak aletlerine olan takıntının işe yarayacağı bir an geleceğini biliyordum." Soğuk metali sıyrılan tişörtümün altına bastırdı. "Umarım bu tişörte çok bağlı değilsindir be- beğim." "Ne yapıyorsun?" "Kendi servisimi kendim yapıyorum," deyip bıçağı tişörtü- mün altından kaydırarak altından yakasına
Sayfa 196
1.155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.