Kitabın tamamı
TARHUN Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng, Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı. Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
Çukur bir yerdeki su birikintisinin kenarında, piskopos bir akdikenin yanında durdu, çalının sık ve büklümlü dalları, gür ve parlak yapraklarıyla öbek öbek beyaz çiçeklerini gizliyordu. "Şu gür çalılığa bir bakın," dedi piskopos. "mis gibi kokuyor. Şu güzel dikenli çalıya bakın, ne kadar canlı ve güçlü, buradaki bütün çalılardan daha gür yapraklar ve çiçeklerle donanmış. Ama soluk renkli dallarında bazı dikenler olduğuna da dikkat edin. Zayıf, yumuşak ve kör dikenler bunlar. Bu neden böyle oluyor? Çünkü yaş ve zengin bir toprakta yetişmiş bu çalı, rahat yaşayan ve yaşam desteği olan besinleri alacağından emin bir bitki. Topraktan çektiği yararlı maddeleri, gücünü ve güzelliğini arttırmakta kullanmış. Zayıf düşmanlarına karşı silahlanmaya bile gerek duymuyor, şahane ve mutlu edici verimliliğinin tadını çıkarıyor. Şimdi keçiyolunda birkaç adım atın, yukarı tırmanın ve oradaki akdikene bir bakın. Taşlı ve kuru bir toprakta kök salan bu çalı, hayatta kalma mücadelesi içinde, dalları az, yaprakları da pek sık değil. Zor geçen hayatı boyunca, güçsüz varlıkları tehdit eden sayısız düşmanlara karşı kendini savunmaya çalışmış. Diken demetinden başka bir şey değil bu çalı. Özsuyu gövdesi boyunca yükselir yükselmez, pek çok diken üretmiş. Tabanı geniş, sert ve sivri bu dikenler, yine de korku dolu zayıflığına karşı bitkiyi korumaya yeterli değil. Bol miktarda kokulu çiçek üretmeye gücü kalmamış. Dostlarım, biz de akdikenler gibiyiz, çocukluğumuzda bize özen gösterirlerse, ihtiyaçlarımızı karşılarlarsa iyi insanlar oluruz. Ama çok sert bir eğitim, bizim ruhumuzu katılaştırır."
Reklam
Dikkat et , bu kara toprak altına ne çeşit insanlar girmiştir. Yine de bu çukur dolmamıştır. Eğer toprağı eşip de biraz baksaydın orada ne kadar seçkin ve erdem sahibi insanların bulunduğunu da görürdün... . . ..
Sayfa 191
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
Ya Rab!
“Ya RAB, öç alıcı Tanrı, Saç ışığını, ey öç alıcı Tanrı! Kalk, ey yeryüzünün yargıcı, Küstahlara hak ettikleri cezayı ver! Kötüler ne zamana dek, ya RAB, Ne zamana dek sevinip coşacak? Ağızlarından küstahlık dökülüyor, Suç işleyen herkes övünüyor. Halkını eziyorlar, ya RAB, Kendi halkına eziyet ediyorlar. Dulu, garibi boğazlıyor, Öksüzleri öldürüyorlar. “ RAB görmez” diyorlar, “Yakup'un Tanrısı dikkat etmez.” Ey halkın içindeki budalalar, dikkat edin; Ey aptallar, ne zaman akıllanacaksınız? Kulağı yaratan işitmez mi? Göze biçim veren görmez mi? Ulusları yola getiren yargılamaz mı? İnsanı eğiten bilmez mi? RAB insanın düşüncelerinin Boş olduğunu bilir. Ne mutlu, ya RAB, yola getirdiğin, Yasanı öğrettiğin insana! Kötüler için çukur kazılıncaya dek, Onu sıkıntılı günlerden kurtarıp rahatlatırsın. Çünkü RAB halkını reddetmez, Kendi halkını terk etmez. Adalet yine doğruluk üzerine kurulacak, Yüreği temiz olan herkes ona uyacak. Kötülere karşı beni kim savunacak? Kim benim için suçlulara karşı duracak? RAB yardımcım olmasaydı, Şimdiye dek sessizlik diyarına göçmüştüm bile. “Ayağım kayıyor” dediğimde, Sevgin ayakta tutar beni, ya RAB. Kaygılar içimi sarınca, Senin avutmaların gönlümü sevindirir. Yasaya dayanarak haksızlık yapan koltuk sahibi Seninle bağdaşır mı? Onlar doğruya karşı birleşiyor, Suçsuzu ölüme mahkûm ediyorlar. Ama RAB bana kale oldu, Tanrım sığındığım kaya oldu. Tanrımız RAB yaptıkları kötülüğü Kendi başlarına getirecek, Kötülükleri yüzünden köklerini kurutacak, Evet, köklerini kurutacak.” ‭‭MEZMURLAR‬ ‭94:1-23‬ ‭TCL02‬‬
SAKIN ALLAH'I ZALİMLERİN YAPTIKLARINDAN HABERSİZ SANMA Bir Müslüman, Yahudi komşusundan borç alır. Fakat ödeme vakti geldiğinde borcunu inkâr eder, komşusunu yalancılıkla suçlar. Tartışma büyür. Birlikte Kadı’ya giderler. Borcu veren Yahudi, komşusuna güvendiği için senet almamış, şahit de tutmamıştır. Bu şartlar altında Kadı hükmedemez. Geriye
Zaman Gazetesi'nde yayımlanmayan son yazısı
Reklam
97 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.