Dikkat Spoiler İcerir!
"...kendi kurtuluşu için çalışan Martin Eden'ın, sonunda gözleri açılır, içine dahil olmak istediği burjuva toplumunun içyüzünü anlar ve yaşamak için nedeni kalmaz. İntiharı, bireyciliğin yenilgisidir."
Dikkat ! Spoiler İçerir !
“Şarkı söylemiyorlar Nevzat.” Gözleri uçan o güzelim kuşlara takılmıştı. "Ölen arkadaşlarının yasını tutuyorlar.” Başını indirdi, kederle gözlerimde durdu. "Sevinç çığlıkları değil bunlar, acı dolu haykırışlar. Biliyorsun kırlangıçlar göçmen kuşlardır. Çok hızlı uçarlar. İşte o göç sırasında yüzlerce kırlangıç fırtınaya yakalanıp ölürmüş. Göçü başarıyla tamamlayan kırlangıçlar, geldikleri ülkenin sıcak gökyüzünde uçarken, yollarda kaybettikleri arkadaşlarını anımsar acıyla, öfkeyle böyle çığlıklar atarlarmış.”
Sayfa 289 - EverestKitabı okudu
Reklam
DİKKAT SPOİLER İÇERİR!!!!
Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış, Avustralya'ya gitmiş, kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı dilemek çok kolay. Edinemediğimiz arkadaşlara, yapamadığımız işlere, evlenmediğimiz insanlara, yapmadığımız çocuklara özlem duymak an meselesi. Kendimizi başkalarının gözünden görmek ve olmamızı istedikleri bin bir kişiye dönüşmüş olmayı dilemek için en ufak bir çaba gerekmiyor. Pişmanlık duymak ve sonsuza, zamanımız doluncaya kadar duymaya devam etmek çok kolay. Ama esas sorun yaşamadığımız için pişmanlık duyduğumuz hayatlar değil. Sorun pişmanlığın kendisi. Büzüşmemize, kuruyup kalmamıza, kendimizin ve bütün insanlığın en büyük düşmanı olduğumuzu hissetmemize neden olan, pişmanlığın ta kendisi. Olası hayatlarımızdan herhangi birinin bundan daha mi iyi yoksa daha mi kötü olacağını bilemeyiz. O hayatlar yaşanıyor, evet, ama biz de yaşıyoruz ve asıl bu yaşantıya odaklanmalıyız. Her yere gidip herkesle tanışamaz, istediğimiz her mesleği yapamayız tabii ama o hayatlarda hissedeceklerimizin çoğunu hissedebiliriz yine de. Kazanmanın nasıl bir his olduğunu anlamak için bütün sporları yapmamız gerekmiyor. Müziği anlamak için gelmiş geçmiş bütün müzik eserlerini dinlememiz gerekmiyor.
Kitabın özetiKitabı okudu
Kum Adam
Dikkat, spoiler içerir: Bu kitabı bütün yetişkinlere tavsiye ederim, fakat özellikle çocuk yetiştiren yetişkinlere tavsiye ediyorum. Çünkü kitap çocuklukta edinilmiş korkuların yetişkinlik çağında nasıl büyük psikolojik yıkımlara yol açabileceğini konu alıyor. Kitaptaki hikaye, kitabın konusu Nathanael'in arkadaşı olan Lothar'ın gözünden anlatılıyor. Nathanel çocukken annesi tarafından bir Kum Adam efsanesiyle büyüyor. Annesi Kum Adamın bir yalan olduğunu, çocukları yatağa götürmek üzre uydurulduğunu itiraf etse bile Nathanael buna inanmıyor ve Kum Adamın babasının bir arkadaşı Coppelius olduğuna kendini inandırıyor. Daha sonra babasının ölümünden sorumlu olduğunu dahi düşünüyor. Yetişkinlik cağında ise tanıştığı Coppola adında bir adamın Coppelius'un kendisi olduğunu düşünüyor. Sevgilisi Clara ve arkadaşı Lothar'ın korkularıyla yüzleşmesi gerektiğini söylemeleri üzerine Nathanael Coppola ile yüzleşiyor ve olaylar başlıyor. Bundan sonra olan olaylarda kullanılan simgelerin her birinin derin bir anlamı olduğunu Vikipedi'nin Almanca kısmında okumuştum. (Almancası: Der Sandmann) Benim en sevdiğim bölüm ise son paragrafı: Yıllar sonra uzak bir bölgede Clara'nın kibar bir erkekle güzel bir malikânenin kapısında el ele otururken, önlerindeyse iki neşeli oğlan çocuğunun oyun oynarken görüldüğü söyleniyor. Buradan, Clara'nın, kişiliğine uygun olan ve iç dünyası paramparça Nathanael'in ona hiçbir zaman sağlayamayacağı o sakin ev huzurunu bulduğu sonucu çıkarılabilir.
Sayfa 55
KİTAPTAN SPOILER İÇERİR!!!!
"Bakın doktor, sevgili dostum, ben asla bu işin uzmanlarının izledikleri süreçlere bel bağlayan biri değilim. Benim aradığım parmak izleri ya da sigara külleri değil. Beni İlgilendiren işin psikolojisi. Ama bu işte biraz bilimden destek almam gerektiğini hissediyorum. Bu kompartıman ipucu dolu, ama bu ipuçlarının gerçek olduğundan, düzmece olmadığından emin olabilir miyim? Hayır." "Sizi tam olarak anlayamıyorum, Mösyö Poirot." "Size bunu bir örnekle açıklamaya çalışayım. Bir kadın mendili bulduk. Bunu düşüren bir kadın mıydı? Yoksa bir erkek, bu cinayeti işleyen bir erkek, 'Bunun bir kadın cinayeti olarak görünmesini sağlamalıyım,' diye mi düşündü? 'Düşmanımı birçok kez bıçaklarım, yaralardan bazılarının hafif hatta çizik şeklinde olmasına dikkat ederim ve bulunacak şekilde bu mendili düşürürüm.' Bu bir olasılık. Tabii bir diğer olasılık daha var. Katil bir kadın ve pipo temizleyicisini özellikle, katilin erkek sanılması için düşürdü. Ya da ciddi bir biçimde iki kişinin -bir kadın ve bir erkek- bu cinayete karışmış olduklarını ve her birinin geride dikkatsizlikten kimliklerini ortaya çıkaracak bir ipucu bıraktığını mı düşünelim? Bu kadar rastlantı biraz fazla, öyle değil mi?"
Romeo ve Juliet
[Dikkat! Spoiler içerir] JULİET Bu da ne? Canım sevgilimin avucunda bir şişe! Demek ki, zehirden sevgilimin bu vakitsiz ölümü. Cimri! Hepsini içmiş; bir damla bile Bırakmadın demek kavuşabilmem için sana? Öyleyse dudaklarından öperim, Orada bir parça zehir kalmıştır belki; Bir zamanlar hayat veren dudakların Bu kez son versin hayatıma. (Öper.) Sıcakmış dudakların hâlâ. BEKÇİBAŞİ (Dışarıdan:) Yol göster oğlum, ne yanda? JULİET Gelen var! Elimi çabuk tutmalıyım. Ey Hızır gibi yetişen hançer! (Romeo'nun hançerini kapar.) Senin kının burası. Orada paslan, Ben de öleyim. (Hançeri göğsüne saplar ve Romeo'nun cesedinin üzerine düşer.)
Sayfa 128 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.