Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir nesnenin bütün niteliklerini biliyorsanız, nesnenin kendisini de biliyorsunuz demektir; geriye, söz konusu nesnenin bizim dışımızda varolmasından başka hiçbir şey kalmaz; ve duyularınız size bu olguyu öğrettiği zaman, kendinde varlığın, Kant’ın o ünlü Ding an sich bilinmezinin üst yanını da kavramış olursunuz.
Lacan ve Sinema
Harmonica'yı görmeden önce sesini duyarız. Gelişini armonika ile duyurur. Bu ses imgesi imleyenlerin temsil edemeyeceği bir şeyi işaret eder, yani sessizliği, bizim duyamayacağınız şeyi belirten bir sesi ve kendini bu ses ile gösteren bir imkânsızlığı. Bu dilin dışında olmayan fakat kendini ses imgesinin, imleyenin imkansızlığı olarak gösteren gerçektir. Armonika, şey, das Ding, feryat veya çığlık olarak yorumlanabilir. Lacan etik üzerine olan seminerlerinde, Freud'un şey ve nesne arasındaki ayrımına göndermede bulunur. Şey kendini sözcük oluş olarak ortaya koyar ve bu gerçekliğe ilişkin ilk deneyim çığlıktır. Şey gerçektir, çocuğun çığlığıdır, yani Başka tarafından itkinin talepleri olarak yorumlanan bir talep, yani imgesel içerisinde, imleyenler zincirinde gerçeği imkansız bütünleştirme çabasıdır: asla 'o' ol mayan emziğin, memenin, temiz bir çocuk bezinin, soğuğun, yorumlamaların eksiği olarak. Lacan için şey daha ziyade hiçbir sözcüğün karşılayamadığıdır. Kesin konuşmak gerekirse Şey, sözcükle bağı olan fakat sessiz kalan veya sadece çığlık ile temsil edilen bir şeydir. Armonika, sözcüklerin eksiğine gönderme yapan veya onu işaret eden çığlıktır. Cheyenne'nin belirttiği gibi, "O konuşmaktan ziyade çalar. Ve çalmayı tercih ettiğinde, konuşur." Armonika zamansızca ortaya çıkar. Şey de bilinçdışı öznenin zamansızlığına gönderme yapar.
Sayfa 620 - Ölümle İlgili Yapılacak Bir Şey. (Sergio Leone'nin "Bir Zamanlar Batıda" Eserine Özel Bir Atıfla Freud ve Lacan'da Travma, Yineleme ve Ölüm İtkisi), Kirsten HyldgaardKitabı okuyor
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
Kısa Bir Mola
Günaydınlar sevgili kitap severler. Bugün sizlere #burcudinçer #beşöykü kitabından bahsedeceğim. Yeni taşınılan bir ev, açılmamış koliler, yerleştikten sonra ayakları uzatıp içilecek kahvenin hayali… Derken kapı çalar. Ding dong Bir buket çiçek! Kimden geldiği belirsiz. Kime geldiği belirsiz. Çiçekte bir kart. Kartta bir saat, bir adres. Gider miydiniz? Sonra bir kaza. Yayaya çarpıp kaçan bir sürücü. Panikle aranan bir avukat. Olay yerinde bir avukat. Olay yerinde polisler, izleyenler, meraklılar. Avukat farkında olmasa da kazazede babası. Avukatsa olayı örtbas etme peşinde. Siz olsanız ne yapardınız? Özel ders veren bir öğretmen, Leyla. Güç bela getiriyor ay sonunu. Bir adamla karşılaşıyor yolda. Adam belli aç. Leyla nerede görse tanır o ifadeyi. Kendisine yetişemeyen Leyla ne yapsa şimdi? Davut babasıyla kâğıt topluyor. Camdan onu izleyen biri. Davut’un arkadaşı diyor kendisine. El sallıyor Davut ona, her camın önünden geçtiğinde. Düşlüyor o cam kenarında hep beraber top oynadıklarını. Davut, babası, camdaki çocuk, babası. Bir süre sonra geçmez olur Davut ve babası. Bir gün haberlerde onları görür. Ne olmuş Davut’a? Plaj dönüşü tırmanılan bir yokuş. Mahallede çiçek kokusuyla karışık kızarmış hamur kokusu. Kadınların eteğini uçuran rüzgar. Geçmiş, çocukluk, ada. Her adımda çocukluğa dönmek mümkün olsa. Anneler yine hamur kızartsa. Güzel olmaz mıydı? Kısacık bir mola verdim bu sabah hayata. Şimdi kalkıp kahve yapacağım. Balkondan denize bakıp çocukluğumu anacağım.
Beş Öykü
Beş Öykü
Burcu Dinçer
Burcu Dinçer
Beş Öykü
Beş ÖyküBurcu Dinçer · Kuartet Yayınları · 202314 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
“Ding dong! Kedi kuyuda!”
Kesinlikle polisiye romanında olması gereken her şeyi barındıran bir kitap. Başlangıcından itibaren olay örgüsü hemen insanı içine çekiyor. 2 günde bitirdim ve kendimi kitaptan alamadım. Joyce adında bir kızın cadılar bayramı partisinde su dolu kovada boğulmuş halde bulunduğu cinayeti biz de dedektifle birlikte çözmeye çalışıyoruz ve her yeni biri sorgulandığında okuyucuda soru işareti bırakıp yeni yeni teoriler türettim. Sonuyla okuyucuyu tamamen tatmin eden harika bir serüvendi. Polisiye romanı seven biriyseniz okumanız gereken bir roman diyorum
Cadılar Bayramı Cinayeti
Cadılar Bayramı CinayetiAgatha Christie · Altın Kitaplar · 202384 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bu kısa hikâyelerin bir teması var. O süreçte çile çeken bir sinin, izdirabinin vaninda; yurt disi gezisi (Viyana) tecrübelerim de, yani orada vaşayan Müslümanların gündelik hayatta karşılaştıkları zorluklar da bu "Sey- hikäyeler" (Ding Geschichten) icine alindi. Bu belki de hem Türkive'de 28 Su bat süreci sonrası dönemin dökümünü çıkarmanın yanında, zamanlarda yurtdışında ağırlıklı olarak İslami bir yaşantty secmis, bu zihinle vasayan insanların hayatlarına panoramik bir bakış atma imkânı da sundu bizlere. Her şey gibi bugün İslam ve müslümanlık da, kapitalizm le vüzlesmesinde kendi rengini biraz daha acti. Biraz daha manlaştı. Kapitalizm, İslamı ve Müslümanları kendi çarkında pocada biraz da kendine benzetti. Sürtüne sürtüne İslamin kenarlarına, köşelerine; İslamın kenarlarını ve köşele rini ovallaştirdı. Belki kendi olmaktan uzaklaştırdi İslamı, yeni modern bir İslam tahayyülünü şekillendirdi. Bugün İslam moda, Islam ve dindar burjuva, Islam ve sermaye hiçbir şekilde eski dinginliğini ve sadeliğini elde edemeyecektir, fakat yaşam devam etmekte, insan da insanı törpülemektedir. Bu hikâyeler o dönemde büyük zulümler görmüş ve o dönemde mağdur ol muş insanların anısina gitsin.
Başlangıcı Olmayan Bir Şeyin Sonu
Başlangıcı Olmayan Bir Şeyin SonuAhmet Sarı · Hece Yayınları​ · 201520 okunma
Emniyet dosyalarında, kayıp listelerinde adımız, fotoğrafımız yok. Gelgelelim internet üzerinden tüm dünyaya fotoğraflarını dağıtan da bizleriz. Kongo'dan, Japonya'dan, İsveç'ten, Meksika'dan belki, birileri bizi bulsa fena olmaz, ha? Yabancıların alakasına tenezzül ediyoruz. İster müşteri, ister satıcı kılığına girmiş olsunlar. Yazık ki şeytan bile yüzümüze bakmıyor artık. Eskiden ne güzeldi. Tanrı bizimle, melekler yanımızda, şeytan peşimizdeydi. Ruh çağırıyorduk; ölüler sağolsunlar- üşenmeyip geliyorlardı. Şimdi, biriyle karşılıklı oturmuş sohbet ederken bile bir anda kayboluyoruz. Ding! Bildirim geliyor ve 'Puf!' artık orada değiliz. Tüm hayatımız, kim isek o olmamak, kiminleysek onunla olmamak, nerede isek orada olmamak ilkeleriyle akıyor.
Reklam
Ian neponiachtchi yine kaybetti şampiyon olamayacak, Hikaru berabere kaldı elendi. Ah be, sad story. Ding vs Gukesh
BAĞIŞLAMA DİLEĞİ
Kutsal varlık senın altın ve tanrısal Erincini bozdum sık sık yaşamın Daha gizli daha derin acılarını benden öğrendin sen Ah bağışla beni bağışla o ding,n anın Önündeki bulutlar gibi gidiceğim ben Sense dinlenerek pırıldıyacaksın Güzelliğin içre eskisi gibi Ey tatlı aşk
392 syf.
3/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Fantastik ya da başka kültüre ait kitaplar yazan vasat yazarların çoğunun tutulduğu bir hastalık var. Adı da "Araştırdığım bütün yabancı kelimeleri ve karakterlerin yüzde yetmişini size ilk beş sayfada öğretip her şeyi karman çorman edeceğim. Kitaptan tiksinip okumak için kendinizle savaşacaksınız." Hele bir de bu kitaptaki gibi
Turnanın Soyu
Turnanın SoyuJoan He · İthaki Yayınları · 202367 okunma
Hep birlikte çalalım Sevda çanlarını, başlayalım: Dan ding dong.
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
148 syf.
10/10 puan verdi
Ding Dong OKUMAYAN KALMASIN “Okumak fiilinin emir kipine tahammülü yoktur. Başka fiillerle de paylaşır bu nefretini. “Sevmek” fiili... “Hayal etmek” fiili...” İşte aynen bu cümleler ile başlıyor kitabına, Pennac. Bazı fiiller zorlama ile olmaz; içten gelmeli, arzu edilmelidir. Okuma sürecine yönelik yapılan bütün yanlışları tek tek sıralıyor
Roman Gibi
Roman GibiDaniel Pennac · Metis Yayınları · 2021741 okunma
»Keiner sagt einem, wie schmerzhaft dieses Wachsen manchmal ist! Alle wollen blühen! Aber von der Knospe zur Blüte ist es manchmal ein ganz schön langer Weg. Da frage ich mich: Wann geht das Ding endlich auf?!«
386 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.