“Dünyada Zahar gibi kocalar çoktur. Bir diplomat da zaman zaman böyle karısının sözlerine kulak vermez, omuzlarını silker fakat ondan duyduğu sözleri gizli gizli yazılarına karıştırır. Bazen bir müsteşar, karısının önemli bir iş hakkındaki gevezeliğine yüzünü buruşturur, fakat ertesi gün bu gevezeliği vekile ulaştırır. Gerçi o baylar karılarını Zahar gibi hor görüp kaba muamele etmezler ama onları iş hayatlarının yorgunluğunu gidermek için evlerinde duran bir süs sayarlar.”
Sayfa 266Kitabı okudu
Tarih bilmeyen diplomat, pusuladan anlamayan kaptana benzer. Her iki halde de karaya oturmak tehlikesi yüksektir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
1. baskı, Şubat 2019
Osmanlı İmparatorluğu’nun bölüşülmesi 1916’da İngiliz ve Fransız iki diplomat tarafından değil, 1923’te İsviçre’nin Lozan kentindeki çokuluslu bir barış konferansında kararlaştırıldı; bunun gerisinde ise 1911’de Osmanlı Trablusu’na yönelik İtalyan saldırısıyla ve 1912-1913 Balkan Savaşları’yla başlayan on iki yıllık bir çatışma vardır. Gerek Sykes’in, gerek Picot’un kayda değer bir rol oynamadığı Lozan’da müzakerelerin ardındaki başat figür, 1919’dan 1922’ye kadar süren başka bir savaşta ordularıyla Yunanistan’ı ve (dolayısıyla) Britanya’yı yeni mağlup etmiş Türk milliyetçisi Mustafa Kemal’di.
Sayfa 18 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sosyal hadiselerin laboratuvarı, boş laflarla vakit geçirilen şatafatlı merasim salonları değil, alınteri döken insanların gösterişsiz muhitidir.
Yaşadığı dönemden memnun olmama durumu sadece bu yüzyıla ait bir sorun değil. 1773-1859 yılları arasında yaşayan büyük diplomat Klemens von Metternich de aynı konudan şikayetçi: "Yaşamım çok kötü bir döneme rast geldi. Dünyaya ya çok erken ya da çok geç geldiğimi düşünüyorum; şimdi kendimi hiçbir işe yaramaz görüyorum. Eğer daha erken doğmuş olsaydım, zamanımın tadını çıkarmasını bilecektim. Eğer daha geç doğsaydım, dünyanın yeniden kurulmasında katkım olabilecekti. Bugün ise, zamanımı ancak çürümüş yapıları ayakta tutmaya çalışmakla geçiriyorum. 1900 yılında doğmalı ve önümde yirminci yüzyılı bulmalıydım."
"Budala, özellikle sosyetede çok aranan biridir. Herkesi şaşırtır, ama yorum yapma fırsatı da verir. En iyileri diplomat olurlar. Potları başkaları kırdığı zaman bardağın dışından konuşur, konuyu saptırırlar. Ama budalalar da ilgilendirmez bizi; hiçbir zaman yaratıcı değildirler, yalnızca aktarırlar, bu yüzden yayınevlerine yapıt önermezler. Budalalar, kedilerin havladıklarını söylemezler; başkaları köpekten söz ederken, onlar kediden söz ederler. Konuşma kurallarını şaşırırlar, ama tam anlamıyla şaşırdıkları zaman harikadırlar. Sanırım soyları tükeniyor artık; tüm burjuva erdemlerini kendilerinde toplarlar. Bir Verdurin salonu, bir Guermantes konağı gereklidir onlara. Siz öğrenciler hâlâ böyle şeyler okuyor musunuz?” “Ben okuyorum.”
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.