İyi bir salata yapmak parlak bir diplomat olmak demektir. Her ikisinde de mesele bütünüyle aynıdır: Sirkenin yanına tam olarak ne kadar yağ koyacağını bilmek.
Kargışlı şairler romantizmin yarattığı bir ulam değil, sindiremediğini bünyesinden atan bir toplumun ürünüdürler. Şiir kentsoyluyu ne aydınlatır, ne de eğlendirir. Bu nedenle de sürgüne gönderir şairi; onu asalak ya da aylak kılar. Şairlerin tarih boyunca ilk kez çalışmalarının meyvesiyle yaşayamamaları burdan ileri gelir. Şair hiçbir işe yaramaz. Öyleyse hiçbir şey getiremez. Şair başka bir uğraş edinmeli - diplomat ya da üç kağıtçı olmalı- ya da açlıktan ölmelidir. Bu durum çağcıl toplumla birlikte doğmuştur.
Yeni bin yılın arifesinde bir kampta dünyaya gelmiş iç savaş mağduru bir çocuk. Hayatı bir dizi ameliyatla geçmiş, yüzünü kaybetmiş ve insanların ona korkarak baktığı hayata karşı küskün başlayan Zamir'in hikayesi ile karşınızdayim. Küçüklüğünden itibaren adı dünyaca ünlü tanınmış bir vakıf tarafından büyütülen bir barış elçisi Zamir. Görevi ülkelerde savaş, karışıklık çıkmasını engellemek. Bir nevi diplomat diyebiliriz. Vakıf sayesinde baya ünlü olmuş olan Zamir yine aynı vakıf tarafından dünyanın pek çok ülkesine gönderilmiştir. İnsanların yüzü parçalandığı için kendisine acidigini bilen Zamir bu sayede baya yardıma muhtaç çocuklar için para toplar. Amacı dünya üzerinde ki acı çekmiş tüm bebeklere ve çocuklara ulaşabilmektir! Tabiki bu öyle olmaz . Çoğu zaman bu kuruluşlar yardım adı altında zimmetine para geçiren bir sürü insan ile doludur. Ana onlar için önemli olan kimsesiz, sağı solu parçalanmış mağdur olan çocuklardır. Gerisini o ve medyaları halleder. Akıcı bir anlatımı olan kitapta siyasi, tarihi, bir çok konuya şahit olacaksınız...
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,651 okunma
...eski dışişleri bakanı
arkadan koluma girip bir diplomat-sîyasetçinin hüneriyle beni bir
kenara çekti ve çocukluğunu bildiği Sibel'in ne kadar ince, ne kadar
zarif, ailesinin ne kadar kültürlü ve hoş olduğunu, kendi hatıralarını da
katarak uzun uzun anlattı.
"Böyle görmüş geçirmiş eski aileler hiç kalmadı Kemal Bey," dedi.
"Siz iş âlemindesiniz, benden daha iyi bilirsiniz, her yeri yeni para
kazanmış görgüsüzler; karıları, kızları başı örtülü kasabalılar sardı.
Geçende gördüm, adam Araplar gibi, kara çarşaflı iki karısını arkasına
takmış Beyoglu'na çıkarmış, dondurma yediriyor... Bu kızla evlenip,
onunla hayatının sonuna kadar mutlu olmaya kesin kararlı mısın
bakalım?"
'Kararlıyım efendim," dedim.