Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tarihin de gelecegin içine, tıpkı gelecek gibi tarih bilinciyle yöneldigi düşüncesi ilkin Marx'ın aklına geldi. Onu Ruge'ye yazdıgı (1843) şu şaşırtıcı ve zamanın boyularını tersine çeviren, en azından birbirine katan mektubuna bir göz ataİim: "Bir gün gelecek dünyanın, gerçekte ulaşması için ilkin sadece bilincine ermesi gerektiği bir şeylerin düşünü kurduğu anlaşılacak. Geçmiş ile gelecek arasında uzun bir düşünce bağının değil, geçmişteki düşünceleri fiilileştirmenin söz konusu olduğu o zaman ortaya çıkacak. "
Onların (burjuva bilim teorileri ve pozitivizm ) babaları "Yetmişlerin ve seksenlerin insanları gerçekliğe duyulan tüketici bir açlıkla doluydular, fakat bunu -tam da onun aldaticı ve içi boş kılıfı olan-maddeyle karıştırma talihsizliğine uğradılar. Böylece hep ham pamuğun, kartonun ve ipek kağıdın sefil, şişirilmiş ve abartılı dünyasında yaşadılar. Tüm yaratılarında imgelemin ugraştığı şey, süs sanatlarıydı, döşemecinin, şeker emin, duvar süslemecisinin sanatı Her yan pozitivizmin bayraklarıyla süslenebilirdi, her şey güvencedeydi. "Kapılar tutulmuş", Paris Komün'ü ezilmişti, "neylersin?". Gerçekliği, maddenin henüz fiili olmadığı. ama dönüşebileceği durumları gözardı etmenin telaşı içindeydiler; fiili durum bir kez fiiliydi çünkü, güvenlik örgütleniyordu. Hakikat, kolluk kuvvetlerinin hareket ve kontrol alanından başka bir yerde olamazdı. Modem Kuantum Fiziğine giden kültür yolu, bu "güvenlik ve huzur ortamı" içinde, Avrupanın nice kısır "eylül" döngüleri içinde döne döne boğulacaktı sonunda.
Reklam
tarihin kökü, çalışan, eyleyen insandır.
Sayfa 25
Mevcut olanı sergilemek yetmiyor, Arzulanan ya da olanaklı olanı da düşünmek gerek. Maksim Gorki
Sayfa 19
Ortadaki karşıtlık şudur: Kendimizi tüm bir dolulukla adamalıyız, ama aynı zamanda yanılıyor olabileceğimizin de farkında olmalıyız. Kesin inanç ve şüphe arasındaki bu diyalektik ilişki cesaretin en yüksek tiplerinin özniteliğidir ve cesareti salt gelişme ile özdeşleştiren basitleştirici tanımlamaların yanlışlığını ortaya serer.
İdeolojik değil, diyalektik bile değil, ayrılık senin yarattığın bir şey değil, ayrılık her zaman oradaydı. Benim söylediğim, aradaki mesafenin varlığının teslim edilmesi, aşılamayacak olmasının kabulü.
Reklam
Lacan'ın kaygı tartışması bağlamında söylediği gibi; "çocuk için en kaygı üreten şey, —onun arzu duymasını sağlayan eksik bağlamında— çocuğu var eden ilişkinin en fazla rahatsız olduğu zamandır; yani, eksik ihtimalinin ortadan kalktığı zaman, annesinin daima arkasında olduğu zamandır." Eksik olmaksızın ne özne var olabilirdi, ne de arzunun diyalektik hareketi.
Sayfa 158Kitabı okudu
Dijital olanın fenomenolojisi, ruhun/tinin diyalektik acısından muaftır. O bir "beğendim" fenomenolojisidir.
Varlık ve zaman, birbirlerini karşılıklı olarak belirler, ancak böyle bir tarzda ne birincisine - Varlık- zamansal bir şey denir ne de İkincisine -zaman - bir varolan. Düşünceyi bütün bunlara verirken kendimizi çelişkili ifadeler içinde başıboş buluruz. (Felsefe böyle durumlardan çıkış yolunu bilir. Çelişkilerin kalmasına izin verilir hatta onlar keskinleştirilir ve kendisiyle çelişen ve böylece ondan ayrı düşen kapsamlı bir birlik içinde bir araya getirilmeye çalışılır. Bu işleme diyalektik denir...)
Heidegger'e göre Varlık, geleneksel felsefede sadece bir tür mevcudiyet (presence) olarak düşünüldü. Bu mevcudiyet tarzı, felsefenin tarihini, baştan sona, Hegel'in diyalektik, ölçülebilir tarzında değil peşinen bölünemeyen, ani çağsal dönüşümler biçiminde değişikliğe uğratır. Böylece Heidegger, felsefe tarihinde Varlığın temel biçimlerinin taslağını çizer: Bir (birleştirici benzersiz Bir), Logos (bütün şeyleri koruyan toplama), idea, ousia, energeia, substans, edimsellik (actuality), algı, monad, nesnellik (objectivity), aklın, sevginin, tin'in, güç'ün istemesi anlamında konulmuş olma ya da kendini-ortaya koyma, aynı olanın başı sonu olmayan tekrarında istemeyi istemek.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.