2024 hedefleri başlığı atarak yapılabilir:
Kendinizi geliştirmeye karar verdiniz; peki bunu nasıl yapacaksınız? Ben kendime göre şöyle bir öneride bulunacağım: Bir defter alıp; üstüne "Kendi Yaşamımın Öğrencisiyim" yazın. Her gün kendinizi gözlemleyerek, kendinizin farkında olarak, kendi yaşamınızın öğrencisi olmak niyetiyle yaşayın. Gün bitiminde, yatmadan önce, yalnız kalabileceğiniz on beş dakika ayırın; bir köşeye çekilin ve gününüzü gözden geçirin. Sakinleşin, gözlerinizi kapayın, tüm günü sabah kalktıktan o ana gelinceye kadar düşünün. Duygularınızı hatırlayın; hangi olayda, nerede, kimlerle, ne konuşurken neler hissettiniz? Ayrıntılara önem verin. Sayfayı iki sütuna bölün; bir sütuna olayı, kişiyi yazın, diğer sütuna o kişi ya da olayla ilgili duygularınızı yazın: Kaygı, stres, sevinç, hüzün, özlem, kıskançlık, incinme, gerginlik, korku, sıkılma, öfke, şefkat, özenme, tiksinme, şükür duygusu gibi.
Bilinçlendikce kızma değil anlama odaklı haraket ediyor insan
~ "Davranışlarından dolayı kişileri yargılamak, onlara kızmak kolay. Çevrenizde gördüğünüz insanların yüzde doksan dokuzu böyle hareket eder. Her toplumda bu böyle sanırım. Ancak yüzde biri karşıdakine kızmadan önce onu anlamayı dener." ~
Reklam
Doğum...
İnanışa göre, doğum yapan kadının acılarını ne kadar az insan bilirse, kendisi o kadar az acı çekerdi. İşte bu yüzden herkes, hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmaya çabalıyordu. Beklenen olaydan hiç kimse söz etmiyordu; ama bütün herkeste, prensin evinde bir kural yerine geçen ciddiyetten ve terbiyeli insanlara özgü saygıdan başka, hepsini birleştiren bir acı bir sevecenlik, o anda gelişip ilerleyen o yüce olayı kavramaktan doğan bir yumuşaklık sezilmekteydi.
Hayata dair genel bir yaklaşım olarak, yaşam için en hayırlı olanın gerçekleşmesi için dua etmek de geliyor içimden. “Aklım yetmeyebilir ama hayırlısı olan neyse o olsun ve umarım ben de bu hayırlı olanı yapmaya fırsat bulurum,”diyorum kendime. Ondan sonra da bir kendini teslim etme, meseleyi daha âli bir makama havale etme hâli var. Yani yüce bilince seslenerek, “Ben elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım, bundan sonra ne olacaksa kabulümdür,” hâli. Demek ki hayata dair, “İlle de benim istediğim olacak!” diye bir ısrarım yok. Yani ille de bir sonuca bağlılığım yok. Ama süreci önemsiyorum.
Hangi İskender?
. Biline ki, İskender adını taşıyan iki şahıs vardır. • Birincisi Kuran’da adı geçen İskender-i Zülkarneyn’dir ki, Hızır aleyhisselam bunun veziri idi. Bütün dünyaya sahip oldu. Kâf dağına varıp Ankâ ile söyleşti ve bin yıldan fazla yaşadı. Ona Zülkarneyn (iki karn sahibi) denilmesinin sebebi, dünyanın iki karn’ını yani iki yönünü –ki doğu ile batıdır- dolaşmış olmasıdır. Bu İskender’in sâlih bir kimse olduğu ittifakla sabittir. • İkincisi İskender-i Rûmî’dir ki, Aristoteles onun veziri idi. Bu ikisine akıllarının kemâlinden dolayı filozof denilirdi. İran ülkesini darmadağın edip Acem krallarını zelil etti. Bu İskender kafir idi. 33 sene yaşadı. İsâ aleyhisselam’dan takriben 300 sene evveldi. Alimlerin çoğu bu iki İskender’i birbirine karıştırarak yanlışa düşmüşlerdir.
Sayfa 440Kitabı okudu
Aynı şekle bakan iki kişinin farklı algılamalarda bulunması, algı olayı ile ilgili şu önemli bulguyu bize gösterir: Algılama, algılanan uyarıcının ve algılayan kişinin özelliklerinden etkileşimiyle oluşur.
Sayfa 91 - KronikKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.