Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu topraklarda, Yeni Camii bile üç yüz elli yıllıktır. Bunun bize ve birilerine bir şey söylemesi gerekir. En basit ifadeyle, doksan yıldan ibaret değiliz.
Kapısını çaldığım yaşlı adam için de öyle mi olmuştu acaba? O da burada doğmamıştı. İstanbul doğumluydu, Amerika’ya dört yaşında gelmiş -getirilmiş demek daha doğru- olduğu için, hele o yılların koşullarında, yani 20. Yüzyıl başlarında Amerika’yı filmlerden tanıma olasılığı hiç yoktu. Amerikanın filmlerini gören değil, yaratan ve dünyaya gösteren biriydi o. Kendini Amerika’lı sayan bir Anadolulu, Rum sayan bir Türk, Türk sayan bir Rum, Anadolulu sayan bir Amerika’lı, New York’lu sayan bir göçmen, göçmen sayan bir New York’lu. Belki de hiç biri. Hem hepsi, hem hiçbiri. Üst üste binmiş kimliklerin çoğaltırken azalttığı, güçlendirirken zayıflattığı bir adam. Adı Elia, adı İlya, İlyas, Aliya; soyadları Kazancıoğlu, Kazan; annesinin kızlık soyadı ise Şişmanoğlu. Evinde sehpanın üstüne gelişigüzel atılmış üç Oscar heykelciğine rağmen hâlâ Amerika’lı mıyım diye düşünen, bir an tam bir Amerika’lı olduğuna karar veren ama sonra Amerikanın çok kötü davrandığı ve her zaman da öyle davranacağı bir göçmen olduğunu düşünen, doksan yaşındaki ağaçlara benzeyen, doksan yaşında bir adam. Anadolu’da bu yaştaki insanlara çınar derler, burada ne derler acaba?
Reklam
kürtaj vlog | part I
İlk sikiştiğimde kiminle sikiştiğimi hatırlamıyorum, ama doğum kontrolü hakkında hiçbir şey bilmiyor olsam gerek, çünkü gebe kaldım. Kürtajımı da hatırlıyorum. Yüz doksan dolar. Büyük ve beyaz bir odaya girdim. Sanırım elli kız daha vardı. Birkaç yeniyetme ve kırklı yaşlarda iki yahut üç kadın. Kadınlar sıraya girmişti. Sandalyelerinde sızan kadınlar. Birkaç kadının yanında sevgilileri var. Onlar şanslı diye düşündüm. Çoğumuz yalnızdık. Benim sıramdaki kadınlara uzun birer form verildi: Formlanın sonunda, kadınların doktora ne istiyorsa yapma hakkı verdiklerini ve sonunda ölürlerse doktorun kabahatinin olmadığını söyleyen bir paragraf vardı. Daha önce de Adamlara kendimizi peşinen teslim etmiştik. Bunun için buradaydık. Hepimiz her şeyi imzaladık. Sonra paramızı aldılar. Benim fabrika hattım soluk yeşil bir odaya buyur edildi. Büyük beyaz odadaysa bir elli kız daha formlarını imzalamaya ve çalınmış, dilenilmiş ya da borç alınmış yüz doksan dolarlarını teslim etmeye başlıyordu. Turuncu renkli küçük bir odada bize anlattılar: Ovaryumlardan bir yumurta düşer ve sik, UTERUS denen bu kanala girdiğinde, sayıyı hatırlamıyorum, milyonlarca sperm bırakır. Eğer bu spermler arasından sadece bir tanesi, düşen yumurtayla buluşursa dişinin başı bir sürü belaya girer. (...) Eh, ne yapayım, ben sikişmeyi SEVİYORUM, oğlan ÇOK sevimliydi, yapmaya değerdi
Sayfa 41 - 42 – *Sel Yayınları
kahroldum, paranız batsın :(
2004 yılının Ağustos ayında Paraguay'ın Asunción şehrindeki bir alışveriş merkezi yandı. Üç yüz doksan altı kişi öldü. Kimse aldıklarının parasını ödemeden kaçmasın diye kapılar kapatılmıştı.
Sayfa 77 - SelKitabı okudu
Günaydın :)
Ve nefret eden bir kadın on erkeğe bedeldir ..
Sayfa 267Kitabı okudu
Aşk'tan n'anlarsınız siz bayım ?
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Reklam
Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım... Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. Aşk diyorsunuz ya Ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Sayfa 35 - metis yayınlarıKitabı okudu
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
... düşünen bir adamın bir amacı vardır. Düş kuranın ise hiçbir amacı yoktur.
Sayfa 134 - İletişim Yayınları, 1.Baskı (2018), Çeviren: Alev ErKitabı okudu
“ Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.