Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Demek kendinden çok şey kattın, öyle mi? Bu kadar kibirli olduğunu bilmezdim Basil. Şu kaba saba güçlü yüzüne, kömür karası saçlarına bakıyorum da; fildişi ve gül yaprağından yaratılmışa benzeyen bu Adonis'le aranda en küçük bir benzerlik göremiyorum.
Ignatius J Reilly - dayanamadım paylaşıyorum
Hiç düşünmeyen ve aldırmayan bir toplumda hayatımı kazanabilmek için dişimle tırnağımla savaşır, çöl botlarımın tabanını Fransız Mahallesi’nin eski, kaldırım taşı döşeli yollarında aşındırıp adi, tırtıklı lastiğe dönüştürürken, aziz (ama yoldan çıkmış), eski bir tanışıma rastladım. Bu yozlaşmış insana ahlaksal üstünlüğümü kolayca kabul ettirdiğim
Reklam
“Bana güleceğinden eminim,” diye cevap verdi Basil, “fakat tabloyu gerçekten sergileyemem. Ona kendimden o kadar çok şey kattım ki.” Lord Henry divana iyice yayılarak güldü. “Güleceğini biliyordum ama gerçekten öyle.” “Demek kendinden çok şey kattın, öyle mi? Bu kadar kibirli olduğunu bilmezdim Basil. Şu kaba saba güçlü yüzüne, kömür karası
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Lord Henry divana iyice yayılarak güldü. "Güleceğini biliyordum ama gerçekten öyle." "Demek kendinden çok şey kattın, öyle mi? Bu kadar kibirli olduğunu bilmezdim Basil. Şu kaba saba güçlü yüzüne, kömür karası saçlarına bakıyorum da; fildişi ve gül yaprağından yaratılmışa benzeyen bu Adonis'le aranda en küçük bir benzerlik göremiyorum. O bir Narkissos, sevgili Basil, sense... Entelektüel bir havan olduğunu kabul ederim ama güzellik, hele ki gerçek güzellik, entelektüelliğin başladığı yerde biter. Akıl, başlı başına bir abartı biçimidir ve bir yüzde var olan uyumu bozar. İnsan oturup bir şeyi düşünmeyegörsün, bir anda safi burun, safi alın falan kesilir; korkunç görünür. Mürekkep yalamış, mesleğinde başarılı olmuş adamlara bir baksana; ne kadar da çirkinler! Kilise mensuplarını bunun dışında tutuyorum elbette. Zaten kilisede pek fazla düşünmezler. Bir piskopos, seksen yaşına geldiğinde de, on sekiz yaşındayken ondan söylenmesi istenenleri söylemeye devam eder, bu yüzden de, doğal olarak her zaman son derece güzel görünür. Şu, tablosu beni büyüleyen, adını asla söylemediğin, gizemli genç arkadaşın hiç düşünmüyordur bence. Bundan neredeyse eminim. Kışın seyredecek çiçeğimiz olmadığında gözümüzü gönlümüzü açan, yazınsa zihnimizi serinletip ferahlatacak bir şeyler istediğimizde işimize yarayacak beyinsiz, güzelim bir yaratıktan ibaret. Hiç böbürlenme Basil; sen ona zerre kadar benzemiyorsun."
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
'Yaşama Başlarken; Bir Su Damlacığının Hikâyesi' İlk yarışımız… Küçük bir su damlacığıyım ben. Kimsenin önemsemediği, haberdar dahi olmadığı. Oysa ne potansiyeller barındırıyorum içimde. Hele bir kazansam şu yarışı işte o zaman herkes görecek benim kim olduğumu. Sabırsızlanıyorum. Sanki on beş milyar yıldır bu anı
Reklam
Demek kendinden çok şey kattın, öyle mi? Bu kadar kibirli olduğunu bilmezdim Basil. Şu kaba saba güçlü yü­züne, kömür karası saçlarına bakıyorum da; fildişi ve gül yaprağından yaratılmışa benzeyen bu Adonis'le aranda en küçük bir benzerlik göremiyorum. O bir Narkissos, sevgili Basil, sense ... Entelektüel bir havan olduğunu kabul ederim ama güzellik, hele ki gerçek güzellik, entelektüelliğin başla­dığı yerde biter. Akıl, başlı başına bir abartı biçimidir ve bir yüzde var olan uyumu bozar. İnsan oturup bir şeyi düşün­meyegörsün, bir anda safi burun, safi alın falan kesilir; kor­kunç görünür. Mürekkep yalamış, mesleğinde başarılı olmuş adamlara bir baksana; ne kadar da çirkinler! Kilise mensuplarını bunun dışında tutuyorum elbette. Zaten kilisede pek fazla düşünmezler. Bir piskopos, seksen yaşına geldiğinde de, on sekiz yaşındayken ondan söylenmesi istenenleri söy­lemeye devam eder, bu yüzden de, doğal olarak her zaman son derece güzel görünür. Şu, tablosu beni büyüleyen, adı­nı asla söylemediğin, gizemli genç arkadaşın hiç düşünmü­yordur bence. Bundan neredeyse eminim. Kışın seyredecek çiçeğimiz olmadığında gözümüzü gönlümüzü açan, yazınsa zihnimizi serinletip ferahlatacak bir şeyler istediğimizde işi­mize yarayacak beyinsiz, güzelim bir yaratıktan ibaret. Hiç böbürlenme Basil; sen ona zerre kadar benzemiyorsun.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu