Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hem yüce gönüllü hem de adaletsiz olabiliyordu. Onunla tartışmak imkânsızdı. "İki kere iki dört eder" onun için bir şey ifade etmezdi. Kendini asla hatalı görmez ya da hiçbir şey için suçlamazdı. Kocasını sürekli ve sayısız aldatmaları ona zerre kadar dert olmazdı. Velchaninov'un dediği gibi Meryem Ana olduğuna inanan "Kırbaçlılar Meryem Anası"ydı. Canını sıkmadığı sürece âşığına sadık kalır, ona eziyet etmeyi sever, sonra bunu telafi ederdi. Tutkulu, zalim ve şehvetliydi. Ahlaksızlığa hiç dayanamaz ve şiddetle ayıplardı, ama kendisi de ahlaksızdı. Hiçbir şey ona kendi ahlaksızlığını kabul ettiremezdi.
Çok geç diye birşey yoktur..:)
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra "Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz" dedi... Ayağa kalkıp etrafa bakmaya başlamıştım ki,yumuşak bir el omzuma dokundu... Döndüm... Yüzü iyice kırışmış bir yaşlı hanımefendi, bana gülümseyerek bakıyordu... "Ben
Reklam
"Günlerden bir gün, zengin bir baba, çocuğunu köye götürmüş. Derdi, oğluna insanların yokluk içinde yaşadığını ve zor şartlara rağmen hayata tutunduklarını anlatmakmış. Oğlu iki gün boyunca fakir bir ailenin evine misafir olmuş. Zamanını onlarla geçirmiş. Evine dönünce babası sormuş tabii. Anlat bakalım, neler öğrendin, fakirlik zor mu demiş. Çocuk babasını onaylamış. Evet baba, fakirlik gerçekten de zormuş. Oradayken bunu çok daha iyi anladım. Umarım bir gün biz de onlar gibi zengin ve mutlu oluruz demiş. Baba şaşırmış. Onlar gibi mi, nasıl yani demiş. Çocuk başını sallamış. Bizim evimizde bir köpeğimiz var ama onların dört. Bizim bahçenin ortasında kocaman bir havuzumuz var ama onların upuzun sonsuz bir dereleri. Bizim görüş alanımız ön bahçenin sınırında bitiyor ama onlar koca bir dağı görüyor. Biz her yere arabayla gitmek zorundayız ama onlar istedikleri yere yürüyerek gidebiliyor. Okullarına bile... Servis beklemelerine gerek yok. Biz her ihtiyacımız için markete gidiyoruz ama onların dolu bir kilerleri var. Bir sürü sebze ve meyve yetiştiriyorlar. Ayrıca sabahları yumurtalarını bahçedeki kümesten alıyorlar, sütlerini koyunlardan sağıyorlar. Oğlunu dinleyen baba ona hak vermiş. Doğru söylüyorsun demiş. Onlar bizden daha zengin.”
Sayfa 136Kitabı okudu
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Bir kitap düşünün ki, cümleleriyle size "İşte bu, tam bir Nazan Bekiroğlu kitabı!" dedirtsin. "Mücella" da yazarın kaleminden çıkmış, nevi şahsına münhasır bir eser. Taa çocukluğundan ölene kadar, dört duvar ve bir köşesinde karayemiş dalıyla dört adım bahçe arasında geçen koca bir ömür, kahramanın ağzından söylediği üzere "anlatıcısız kalsa da" çok etkileyici bir anlatımla yüreğimize işliyor. Arka plânda tek partili yıllardan, darbe dönemlerine kadar Türkiye'nin siyasî filmi de okuyucuya aktarılıyor. İşte tam bu noktada Nazan Bekiroğlu'nun bu kitabını, Oya Baydar'ın "Yolun Sonundaki Ev" kitabına benzetiyorum. Okuyanlar bilir, orada da üç katlı bir evde sanki Türkiye'nin bir mozaiği yaratılmış, kahramanların hayatlarındaki her evre, ülkenin siyasî filmiyle paralel yürümüştü. Fakat "Mücellâ" da, kitap kahramanının bizatihi annesi tarafından koyulan sınırlar nedeniyle, hayatı "ıskalamasından" kaynaklı pişmanlık ve mutsuzluk ağır basıyor. Her ne kadar, yutarcasına okuduğum bir kitap olsa da, sonuyla beni mutlu eden bir kitap olmadı. Buna rağmen iyi ki kitaplığıma ekledim, diyorum.
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110bin okunma
110 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
‘Gelirsen Bir Kimliğim Olur’ Hakkında-Turhan Muharrem Turhan ‘Gelirsen Bir Kimliğim Olur’ Şair Turhan Muharrem Turhan’ın üçüncü, şiir olarak ikinci kitabı. Ocak 2014 tarihinde Delisarmaşık Yayınlarından çıkan şiir kitabı taptaze bizler için. Dört bölüm olarak tasarlanmış kitap. Şiirlerin bütünlüğüyle de uyumlu milattan önce Roma, Asur, Sümer
Gelirsen Bir Kimliğim Olur
Gelirsen Bir Kimliğim OlurTurhan Muharrem Turhan · Delisarmaşık · 20142 okunma
Çocuk doğurmaktan göbek bağlayıp top gibi olmuş, çalışmaktan yıprana yıprana içi geçmiş bir şalgama dönmüş elli yaşlarındaki bir kadının bedeninin güzel olabileceği daha önce hiç aklına gelmemişti. Ama güzel işte, neden olmasın ki, diye düşündü. Koca bir kaya parçasını andıran yusyumru gövde ve pütür pütür olmuş kıpkırmızı ten, bir genç kızın bedeninin yanında, gülün yanında olgunlaşıp etlenmiş meyvesi gibi kalırdı. Ama meyve neden çiçekten aşağı kalsındı ki?
Reklam
İslam dört bir yanda zulme uğrmaktayken, bize düşen Allah ve Resulünün yolunda gayret etmektir. İlim öğrenmek, gönülleri fethetmek. Cehennem gibi bir tehlike var ve "daha fazla isterim" isterim diye haykırmakta. Ve koca bir nesil ateşe koşmakta. Bize düşen kardeşlerimizi o ateşin tehlikesinden korumaktır. İşte bu bizim en büyük cihadımızdır.
Koca bir şehrin dört duvar oluşunu hissettim.
Yıldızlarla ve ayla dertleşti yine. Ay koca dertlerinin sahibiydi, yıldızlar ise küçük şükürlerinin yancısı. Bulutlar örtmek istese de şükürlerini, yaşamak, nefes almak ve var olmanın güzelliği donatmışken dört bir yanını; Günnur şükür etmeden duramazdı. En güzeli, nefes alıyordu, ciğerlerine kadar doluyordu; baharın, yazın, kışın kokusu... Sonra elleri dokunuyordu toprağa, çimene ve tüm güzelliklere. Ayakları... Ayakları götürüyordu belki onu kaderine. İmtihanı büyüktü, mükâfatı eceldi. Günnur'un gelecek için gördüğü tek gerçek, ölümdü.
Sayfa 37 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
190 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
HİRUDO
Ya bana katılıp arkadaşlarına ihanet edeceksin ya da beni öldürmeyi göze alacaksın... Düşmanınızın sizi aramayacağı tek yer kendi inidir. Bu yüzden güvenli tek yer ise burası dedi. Zekinin Birden aklına babasının küçükken ona anlattığı iblis hikayeleri geldi. ``Yoksa canavar mıydı?`` ``Gerçekten var olabilirler miydi?``... YORUMUM; Bazen yorum
Hirudo
HirudoBurak Kahraman · Tilki Kitap · 202232 okunma
Reklam
“Namaz bir kaşık maya gibidir.”
Bir kaşık maya ile koca bir tencere süt nasıl yoğurt hâline getiriliyorsa yirmi dört saat içinde beş vakit namaza ayrılan bir saat de yirmi dört saatin tamamını namazlaştırır, ibadete dönüştürür. Beş vakit namaz kılan adam oldunuz mu yemeniz, içmeniz, eşinizle eğlenmeniz, bütün meşguliyetleriniz ibadet olur. Üstad-ı Muhterem’in: “Namaz kılanın dünyaya ait bütün mübah işleri ve adetleri ibadet olur.” demesinin anlamı budur.
Goldstein, gözle görülmeyen koca bir ordunun komutanı, kendilerini Devlet'i yıkmaya adamış bozgunculardan oluşan bir yeraltı örgütünün başıydı. Örgütün adının Kardeşlik olduğu söyleniyordu.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.