Bir kitabı hiç bu kadar sevip ama kimseye tavsiye etmediğim olmamıştı. Üç gündür incelemesini yazmakta zorlandığım, ne yazarsam yazayım kelimelerin kifayetsiz kalacağını bildiğim bir kitap. Kitabı okumaya başlamadan önce sizi çok ağır bir dramın beklediğini unutmayın. kitap içinde cinsel istismar, şiddet, taciz, kendine zarar verme ve fiziksel problemler gibi bir sürü konunun ağırlığını taşıyor kitap. Özellikle zor zamanlardan geçiyorsanız kesinlikle okumayın psikolojinizi altüst edebilir.
Kitabın konusuna gelecek olursam, kitabın ana karakteri olan Jude ve arkadaşlarının bir ömür boyu süren dostluklarının etrafında şekillenen bir kitap olmakla beraber bu arkadaş grubunun merkezinde duran, tam bir kapalı kutu olan avukat Jude. Yıllar içinde dörtlünün dostlukları bağımlılık, şöhret ve kibirle dönüşür ve derinleşir. Jude’un çocukluğundan itibaren yaşadığı travmalarıyla savaşması ve bunları bir türlü aşamaması kitabın asıl konusudur.
Kitabı neredeyse her okuduğumda ağladım, acı çektim. Nasıl olabilir, nasıl bir çocuğun başına bunlar gelir? Ahh Jude canım benim keşke sana sarılabilsem, bunlar senin suçun değil, sen değersiz değilsin lütfen artık kendine bunu yapma diyebilsem, sarılabilsem.. :(
Kitapta en sevdiğim şeylerden biri de şüphesiz Andy ve Williem’ın Jude’a olan koşulsuz sevgileri. Onlar sayesinde dost, arkadaş kavramlarının gerçekte neyi temsil ettiklerini gördüm. Çocukluğu elinden alınmış bir insandan geriye ne kaldığını okuyacağımız müthiş bir kitap.