"Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta yine o düğümdür..."
Çin Atasözü
Dolaşmak da benim en çok yaptığım şey: kentin bu çürümüşlüğünde birer düğümdür her biri, koyu karanlıkta birer ışıktır, bu nedenle yollarım onlara göre belirlenir.
Bir mekanizmanın hayalgücü yoktur.
Siz hiç bir silindir pompanın çehresinde çalışırken uzak, aptalca hayalci bir gülümseme belirdiğini gördünüz mü hiç? Siz hiç vinçlerin dinlenmeye ayrılmış gece saatlerinde yataklarında huzursuzca dönüp durduklarını ve iç geçirdiklerini işittiniz mi? Hayır!
Ve siz, utanın! Koruyucular bu gülüşleri ve iç geçirmeleri daha sık duyar oldular. Ve kaçırın gözlerinizi, Tek Devlet'in tarihçileri bu utanç verici olayları kaydetmemek için emekliliklerini istiyorlar. Ama bu sizin suçunuz değil, siz hastasınız.
Bu hastalığın adı: hayalgücü. Hep daha uzaklara koşmayı kovalayan bir hummadır bu, bu "uzaklar" mutluluğun bittiği yerde başlasa bile. Bu hastalık mutluluğa uzanan son barikattır. Ve mutlu olun; hastalık artık yok edildi. Yol temizlendi. Devlet Bilimi'nin son keşfi şu: hayalgücünün merkezi beyindeki Varoliyev köprüsü bölgesindeki zavallı bir düğümdür. Bu düğümün X ışınlarıyla üç defa yakılmasıyla hayalgücünden kurtulabilirsiniz. Sonsuza dek.
Artık siz kusursuz olacaksınız, siz makineyle eşit olacaksınız, yüzde yüz mutluluğa giden yol artık temiz, açık. Yaşlılar ve gençler, hepiniz, Büyük Ameliyat için acele edin. Büyük Ameliyat'ın yapılacağı salonlara koşun. Yaşasın Büyük Ameliyat! Yaşasın Tek Devlet! Yaşasın İyilikçi!
Çok şey söylemek isterdim..
Ah bir bırakabilseydim kendimi
Ama beceremem işte bilirsin sen beni,
Düğüm düğümdür kelimelerim
Hiç gitmedin bilirim, sen hep bende kaldın ..
Hakkını helal et bile diyemedim ya
Beceremedim hiç veda sözlerini
Sen hep Hoşgeldin ..
"Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız,
ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür.
Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan
tek nokta yine o düğümdür..."
Ben, yaşamasını bilmeyenleri severim. Meğerki batmasını bilmeyenler; çünkü bunlardır karşıya geçenler.
Ben, büyük hor görenleri severim, çünkü bunlar büyük saygılılardır, karşı kıyıya duyulan özlem okları.
Ben, batmak ve kurban olmak için önce yıldızların ötesinde bir neden aramayanları, yeryüzü bir gün üst insanın olsun diye kendilerini