İbadetlerin mükâfatları sabit değildir. Nasıl bir psikolojiyle, nasıl bir moral veya moralsizlikle, hangi zorlukları yenerek, nelere rağmen yapıldıklarına göre değişir karşılıkları ibadetlerin. Soğuk havalarda alınan abdestin sevabının daha fazla oluşunu ve düşman karşısında nöbet bekleyen kişinin mükâfatının büyüklüğünü açıklayan hadis rivayetleri, bize bu yorumu yapma imkânını vermektedir. Hastayken kılınan bir namazla, sağlık liyken kılınan bir namazın Hak katındaki değerleri farklıdır. Şehitlik birkaç dakika süren bir meseledir ancak çok sıkıntılı o birkaç dakika insanı veliler mertebesine çıkarır. Çok sancılı hastalıklardaki sevap, bazen insanı cehennemden kurtaracak dolayısıyla başa gelen musibetin var olan acısını artırır. Ede bü'd-Dünya ve'd-Din eserinin 'Sabır ve Tahammülsüzlük bölümünde Mâverdî der ki; "Musibetleri kolaylıkla atlatmanın ve acıları hafifletmenin yolları vardır. Tahammülsüzlük musibetlerden doğan acıları daha da artırmaktadır. Musibetler kar şısında sabırlı ve metanetli davrananlar onların etkisinden daha çabuk kurtulabilir."
Sayfa 205
Bir kelimeyle başlar herşey,bir hayat değişir.Hem düşünceler kelimelere dökülmez miydi?Kelimeler de eylemlere dönüşürdü.Sahi böyleydi değil mi?Evet,evet böyleydi.Sen değiş, dünya değişsin.Kuş ölürmüş,sen uçuşu hatırla.
Sayfa 51 - ALFAKitabı okudu
Reklam
Laiklik
başlık: laiklik laik olmak ne demektir? laiklik kimi zaman dini reddeden bir şeymiş gibi tanımlanıp laik insanlar da neye inanmayıp ne yapmadıkları üzerinden değerlendirilir. bu tanım doğrultusunda, laikler hiçbir tanrıya ya da meleğe inanmaz, kiliselere ya da camilere gitmez ve dini ritüel ve adetlere katılmazlar. bu açıdan laik dünya boş,
Sayfa 191 - kolektifKitabı okudu
Felsefedeki Arkhe problemini andım :)
Thales, evren sudan çıktı, Dünya sudan doğdu, su her şeyin aslıdır, dedi. Bir denizci olan Thales, her şeyde suyu görür, dünyanın kara kısmını bile, dalgalarda sallanan bir gemi gibi düşünürdü. Thales, suyu niçin her şeyin ana unsuru sayardı? Doğada her şeyin terkibinde bulunan maddeyi aramış ve bunun için ondan daha uygun bir şey bulamamıştı. Su, içine girdiği kabın şeklini aldığına göre, herhangi bir eşya şeklini de alamaz mıydı? Su, akıcı ve hareketliydi. Dünyanın hareket halinde oluşu da bundan değil miydi? Su, her şeye can verirdi ve su olmayan yerde hayat da yoktu. Eşya, sudan çıkmış ve yine suya dönmüştü. Dünyada hiçbir şey doğmaz ve yok olmazdı. Madde hep değişir, ne yoktan var olur ne de varken kaybolurdu.
“Ama güzel Tanrım! Neden yerlerine bir şey koymak isteyesiniz ki? Bir ton batıl çerçöpten kurtuldunuz, buna memnun olmanız gerekir. Cehennem ateşi korkusu ile titreyip durmak sizi daha mutlu kılmıyordur herhalde?” “Ama anlamıyor musunuz... anlamak zorundasınız... aniden bütün dünya bomboş kaldığında her şey nasıl değişik görünür?” “Boş mu?” diye bağırdı Bay Warburton. “Boş derken neyi kastediyorsunuz? Sizin yaşınızda bir kız için tam bir skandal, derim ben. Hiç de boş değil, aslında lanet derecede kalabalık, ve sorun da bu işte. Bugün buradayız, yarın yokuz ve elimizdekilerin zevkini çıkaracak zamanımız da yok.”
İhtilal Bahsi
Sözlüklerde; (Bir devletin siyasi, sosyal ve iktisadi yapısını veya yönetim şeklini değiştirmek amacıyla hukuk kurallarına ve yasalara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan değişiklik biçiminde tanımlanan ihtilal sözcüğü, Arapça 'halel' kökünden türemiş olup, esasen 'bozukluk, bozulma, karışıklık, düzensizlik'
Sayfa 260 - İz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
864 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.