Sen daha dur!! Bu başlangıç. Daha neler gelecek sen ve senin gibilerin başına. Hepinizle uğraşacağım, ömrümün sonuna kadar. O gevrek gevrek gülüşlerinizin noktası olacağım ben. İntikamın aynası olacağım. Pupa artık aranızda! Pupa doğdu. Kelebek oldu Pupa! Hepinizin kaderine konacak! Şimdi arkanı dön! Sürprizim var sana, dön!
Muazzam güzellikte
Anıyorum seni... Bir çöl gibi yanıyor içim
Taşıdım şunca yıl bir özlemi, bir öfkeyi
Savrula savrula!
Hiçbir gün böylesine garip olmadım
Anıyorum seni... Bir gül gibi kanıyor resmin
Ve bir gün ağlayacak içinde son tebessüm
Dudaklarında şarkı buzları, nağme kanı
Sen bildiğin gibi dur yolların ortasında
Hâlâ mı arıyorsun bir kölenin yasında
Gökte saçların için gül devşiren hakanı...
Bir Mayıs tarihte ilk kez milletlerarası işçi kardeşliği teşkilatı 1889'da Paris kongresinde tekrarlı olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Ülkemizde ilk defa 1 Mayıs 1923 tarihinde resmi olarak kutlandı. Bu kısa bir tarihçe olarak not olarak düşelim dedim, gelelim günümüze. Bugün tarih 1 Mayıs 2024, Taksim'de kutlama yasağı olduğu
"Öyle insanların yanında ol ki onlarla aynı fotoğraf karesinde olduğun
için şükredesin ve öyle insanlara da karşı dur ki o fotoğraf karesinde olmadığına şükredesin...
Öyle bir zaman gelir ki
O gün birlikte çektirdiğin fotoğraf karesinde, keşke olmasaydım dersin"
"Konuşmaya değer insanlarla konuşmazsan insanları,konuşmaya değmez insanlarla konuşursan kelimeleri yitirirsin.
Sen öyle biri ol ki,
ne insanları,ne de kelimeleri yitir.”
"Bazı insanlar dua gibidir:
Görünmez ama dokunur sana, duyulmaz ama bırakmaz seni...."
Her Balon Sönmeye Mahkum!...
“İnsanları tarafsız gözlemle.Her zaman konuşmaktan çok dinle.Gerektiği yerde sus.
Bilmediğini bilen gibi yapandan uzak dur.Sen bilirken susma,bilmezken konuşma.
Bilgiyi elde etmek seni mutlu edecektir.Asil insan bunu uygular.”
Sen beni yangınlarda, ateşte, harda ara
Kahkahalarda değil dertte, kahırda ara
Yüreğin sıkışırsa yine bir yaz gecesi
Şu mehtaplardan eğil, gel günahlarda ara
Dolaylı üsluplara sultanlarla ve kadılarla konuşurken başvurmak gerekir. Rab'le konuşurken değil. Allah büyüktür, bizim o küçük pozlarımız ve laf cambazlıklarımızla işi olmaz O'nun. Beni düşündüren O'dur, o halde ben de düşünüyorum ve düşüncemin ürününü hiç gizlemeye çalışmadan sunuyorum O'na.
" Aşk, dur durak tanımayan bir coşkuydu ve kalbime çok yabancıydı. Buna rağmen sevip kabullenmiştim Özgür'ü. O artık tüm benliğine sirayet etmiş bir hastalık gibiydi... "
İnsanlar bütün ümitlerini yitirdikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayan O'dur.Gerçek dost ve koruyucu,her türlü hamde lâyık olan da O'dur.(Şura 28)