Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eve sıkıştırılan Kürtçe İktidarın bir milletvekili, “Dünya Anadili Günü”nde Kürtçeyi eve mahkûm eden bir mesaj yayınladı. Turgut Özal’ın “kaset serbestisi” getirirken söylediği “tarlada şarkı söyleme” imkânı bile artık lüks anlaşılan. Ali Duran Topuz Turgut Özal 90’ların başında 12 Eylül’de genişletilerek güncellenen Kürtçe yasaklarının
Ancak arzularını dizginledi çünkü o anın tadını çıkarmak isti- yordu. Onu yavaş yavaş, doya doya tatmalıydı. Bu sabah sonsuza dek sürmeliydi. Genç kadının üzerindeki tişörtü baştan aşağı yırtarak yere fır- lattı. "Harika bir tadın var," diye fısıldadı. Tenini boynundan göğüslerine dek hafif hafif ısırdı. Dili ve sivri dişleriyle ağır
Sayfa 224
Reklam
Öyleyse hazzın psikodinamiği nasıl işliyor? Neden insanlar hazza bu kadar müptela oluyor­lar? Esas itibariyle hazzın psikodinamiğini ben "ölümden ka­çış" olarak özetleyebilirim. İnsan neden hazza bu kadar müp­tela olur? Çünkü ölümle baş edemiyordur. Ölümle muhase­besini yapamıyordur. Ölüm onun hayatına yapıcı bir kuvvet olarak
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Sosyal Jetlag
Bu kitap, beynimizdeki saatle ilgilidir. Bu saat, içimizde var olan ve tıkır tıkır çalışan bir saat, bir komutan, neyin ne zaman yapılması/olması gerektiğini emreden bir saat. Bu kitap, ritimle ilgilidir. Uzayda, bitkilerde ve hayvanlarda, müzikte, duygu, düşünce ve davranışlarımızda, sağlığımızda ve hastalığımızda, geçen her saniyede, sabit duran ve hareket eden her şeyde var olan bir ritim. Bozulduğunda kaosa yol açan, sağlıklı çalıştığında kendisine hayran bırakan bir ritim. Bu kitap, hayata bakışımız ile ilgilidir. Rastgele olmadığını fark ettiğimiz her şey, hayata bakışımızı değiştirecek. Dünyaya, canlılara, olaylara ve en çok da kendimize farklı bir bakış açısı sunacak. Düz ve rastgele değil, belirlenmiş döngüleri gördüğümüzde farkı fark edeceğiz ve yaşamı yeniden kurgulayacağız. Bu kitap, bozulmuş ritimleri düzeltmemiz ve saatlerimizi doğal ayarlarına göre yeniden kurmamız konusunda bizi cesaretlendirecek. (Alıntı)
Sosyal Jetlag
Sosyal JetlagYavuz Selvi · İndie Yayınları · 2019168 okunma
Bildiği tek şey genç kadının aralık duran dudaklarının onu daha önce hiç hissetmediği bir şekilde tahrik etmesiydi. Aslında vücudunun ona verdiği bu tepkiye şaşırmamalıydı. Amanda her zaman çekici bulduğu türde bir kadındı. Akıllı. Cesur. Ve baştan çıkarıcı. Amanda'nın arkasındaki duvara baktı ve onu buraya yaslayıp sert, hızlı ve ateşli bir şekilde ona sahip olmanın nasıl bir duygu olacağını hayal etti. Kendini daha şimdiden onun içindeymiş gibi hissettiğine ye- min edebilirdi. İniltilerini duyabiliyor ve... Kyrian bu manzarayı zihninden uzaklaştırmak için başırı iki yana salladı. Bazen psişik yeteneklerinden nefret ediyordu. Bu da o anlardan biriydi. Kuruyan dudaklarını yalayıp böyle bir kadını yatağına atmakta bir an bile tereddüt etmeyeceği günleri hatırladı. Hâlâ o günlerde olsa genç kadının üzerindeki gösterişsiz giysileri çekip alır, onu diz- ginlenemez bir arzuyla kendinden geçirene dek vücudunun her nok- tasını öperdi. Ona defalarca doyuma ulaştıktan sonra kendisine sarılıp daha fazlası için yalvarana dek dokunurdu. Karını yakan ateş Kyrian'ın dişlerini sıkmasına neden oldu. O günleri yeniden yaşamayı ne çok isterdi. Ancak bu çok uzun zaman önceydi. Onu ne kadar arzularsa ar- zulasın bu kadına sahip olamazdı. Kadının vücudunu asla tarımayacaktı. Kadını asla tanımayacaktı. Nokta. İşte bu yüzden ne onun is- mini sormuş ne de ona kendi ismini söylemişti. Onun ismini kullan- maya niyeti yoktu. O korumaya ant içtiği diğer isimsiz insanlardan farklı değildi. Kyrian ona bundan daha yakın olmak istemiyordu.
Sayfa 52
"Sen Tabitha Devereaux değilsin." Adam bu kelimeleri öyle- sine sessizce fısıldamıştı ki dudakları kulağına dokunmasına rağmen Amanda onu duyabilmek için kendini kasmak zorunda kalmışı. Yutkundu. "Biliyorsun Tab..." "Şişşt," diye fısıldadı adam kulağına. Başparmakları, esir tut- tuğu bileklerini vücuduna elektrik
Sayfa 24
Reklam
Evren'de, suyun donma noktası ile kaynama noktası arasında herhangi bir sıcaklığa sahip bir uydu, kural olarak, bugünkü tanımlarımız içerisinde yapılanmış bir canlı taşıyabilir. Sıcaklığın kaynağı, sistemin ortasında duran Güneş olmalıdır. Yıldız çok büyük (o zaman erken patlar) ya da çok küçükse (canlıları koruyamaz), çevresindeki gezegenlerde canlı evrimleşmesi için zaman kısa kalır ya da uzaydan gelen ışınlara karşı korumasız kalır.Yıldızlardan gelen özellikle yüksek enerjili ışınlardan korunabilmesi için manyetik koruma kalkanlarına da gerek vardır. Aksi takdirde polimerler yıkılır.
Sayfa 384Kitabı okudu
Gördüm ki zaman dengesiz, sohbet faydasız Her başta bir sızı var, yöneticiler kaygısız Sığındım gönül evime, en iyisi şu dedim Şeref ve izzetimi korumakla yetindim. Yanımda saklı olan ve avuçlarımda ışıldayan Hikmet şarabından içer dururum her an Yol arkadaşım mürekkep şişeleri, şakırtıları musikimdir Hikmet erbabının sözleridir zihnimde parıldayıp duran.
“Neden daha önce göze almadın?” diye sordu sertçe. “İşim gücüm yokken... Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden’dım; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, değişmedim ben. Gerçi bana biçilen kıymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama değişmedim. Aynı kemiklerin üzerinde aynı ten, ellerimde aynı, ayaklarımda aynı on parmak. Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir fikir ortaya atmadım. Kimse beni istemezken hangi kıymete sahipsem şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hâlâ eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafalarındaki bir şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için, kabul ve para için mi istiyorsun beni?”
Sayfa 457Kitabı okudu
Keuschnig arka odanın aralık duran kapısından içeride uyuyan karısına baktı. Karısının uyanır uyanmaz kendisine hemen ne düşündüğünü sormasını istiyordu, o zaman şu yanıtı verecekti: "Seni hayatımdan nasıl çıkarabileceğimi düşünüyorum." Birden, artık karısının sesini duymamayı, onu görmemeyi arzuladı.
Sayfa 10 - 1. Basım: Ekim 2023 - Sia Kitap
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.