"Doğru: Şu başlayan günde bizim sevecek hiçbir şeyimiz yok, ne evde, ne evin dışında, bununla birlikte ölmek istemiyoruz. Yine de yaşayamıyoruz, demek ki bir şeyi sevmeye zorunluyuz: İsterse bir yıldız olsun! Çünkü kimi sevdiğimiz hiç önemli değildir, asıl olan sevgidir. Ardımızdan gelen sefaletten hiç korkmadan taraçadan ayrıldık, aç da bitli de olsak, yoksullara hiçbir zaman, "Neden siz de zengin değilsiniz?" diye sormayan bu gökyüzünün altında yaşamak arzusuyla içimiz dolu olarak yola düştük."
"Yoksullara" hükmetme hakkının özel mülkiyetin eline geçmesinin sonucu şudur: Kısıtlayıcı erki ellerinde bulun­duranlar, yetki alanlarında bulunan ve kendi malları olmayan bütün insanların şövalyeler gibi kendilerini "teslim" etmelerini şart koşmaya başladılar. Cluny belgelerinden birinde, yaklaşık 1030'da, Saône kıyısında bir köyde geçen şu olay aktarılır: Bir "özgür adam", yerleşmek üzere köye gelir, "serbestçe" köyde yaşar, ama bir süre sonra oranın senyörlerine "bağlanması" ge­rekir. Kullanılan commendation terimi, savaşçıların bağlılık anlaş­ması için kullanılan terimdir; törensel hareketler belki pek fark­lı değildi, ama bambaşka sonuçlar doğuruyordu: bu şekilde "bağlanan" kişi, akrabalara değil, Jamilia'ya tabi; şövalyeler gibi asaletle, yani bir evlat gibi değil bir köle gibi hizmet etmek zo­rundaki düşük hizmetkarlar sınıfına girer, kendi kendinin sahi­bi olmaktan çıkıp başkasının malı olurdu
Reklam
Noli me tangere!
Mecdelli Meryem, Maria Magdelena. Adına yapılmış güzel kilisesi bugün Kudüs'ü süsleyen Maria Magdelena başlangıçta ahlaken düşük bir kadındı. Ama İsa'nın ayaklarını hoş kokulu hintsümbülü yağıyla yıkamış sonra da saçlarıyla kurulamıştı. İsa, onun yakınlığını reddetmedi. "İlk taşı, içinizden günahı olmayan atsın." Luka, İsa'yı yoksulların ve günahkârların arkadaşı olarak yorumlamaktadır. Şüphe yok ki İsa'nın bu teveccühünde gitmekten çok çağırmak vardı. Gel ama öyle kalma! Tövbe kapısı. Ve Maria Magdelena, çağrıya icabet eden bu kadın, bir anda en sahih inanç sahiplerinden biri haline geldi. Hayatının çok anında, ama en çok da ölümü anında Isa'ya refakat etti. Bundan daha fazlası olabilir mi? Diriliş! Onun refakati de Mecdelli Meryem'e nasip olacaktı. O görecekti İsa'yı ilk kez diriliş sabahı, diğerlerine, hattâ havarilere o haber verecekti.
Servetimi buna layık bir yoksulla paylaşacak kadar büyük bir yüreğim olmadığından,onu olası hırsızların emrine bırakıyor, böylece adaletsizliği rastlantıyla düzelteceğimi umuyordum. Bugünse hiçbir şeyim yok.
Bunlar öncelikle kendilerini tehlikeye atmaksızın, türlü ayak oyunlarıyla ele geçirdikleri servetlerini korumak, sonra da yoksulları olabilecek en düşük ücretle ağır işlerde çalıştırıp diledikleri gibi sömürebilmek için her çeşit yönteme başvurur, ellerinden geleni arkalarına koymazlar.
Sayfa 140Kitabı okudu
-Öyleyse şunu düşün şimdi: Açlık, susuzluk ve onlara benzer istekler bedenimizdeki bir çeşit yokluklar değil midir? -Öyledir. -Bilgisizlik, akılsızlık da ruhumuzdaki yokluklar? -Evet. -Bu boşlukları yiyecek içecekle olsun, bilgi ve düşünceyle olsun dolduramaz mıyız? -Doldurabiliriz elbet. -Ama en gerçek dolgunluk neyle olur? Gerçekliği az olan
Reklam
461 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.