Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Neyi sık düşünüyorsan, aklın da ona benzer olacaktır.Çünkü ruhu dolduran düşüncelerdir." -Marcus Aurelius-
Sana özgü, içinde zaten olan samimiyet, ağırbaşlılık,çalışkanlık, hazlardan kaçınma, yazgına düşenlerden şikayet etmeme, azla yetinme; nazik, özgür, gayretli birisi olma, gevezelik etmeme ve düşüncelilik gibi özelliklerini açığa çıkar. Doğuştan sahip olmama veya yetersizlik gibi bahanelere başvurmadan ne çok erdemi açığa çıkarabileceğini kavrayamıyor musun? Hayır, hala bilerek kaçınıyorsun bundan. Yoksa doğuştan sahip olmadığın nitelikler midir seni söylenmeye, paragözlüğe, dalkavukluğa, zayıf bedenini suçlamaya, pohpohlanmaya, böbürlenmeye kafa karışıklığına zorlayan? Tanrılar adına, hayır! Uzun zaman önce kendini bunlardan kurtarabilirdin. O zaman zihninin yavaşlığı ve kavrayış kıtlığın yüzünden suçlanabilirdin belki. Böyle bir durumun da tembellikle keyfini sürmen değil, sebat ve çalışmayla üstesinden gelmem gerekir.
Reklam
Doğaya uygun her düşüncenin ve her eylemin sana layık olduğuna inan; bunların ardından gelecek herhangi bir kınama ya da söz dikkatini dağıtmasın. Güzel olan eylem ve sözlere layık olmadığını hiç düşünme. Çünkü bütün insanların kendilerine has yönetici ilkeleri vardır, kendilerine özgü dürtülerle hareket ederler. Sen onlara bakma, kendi doğanı ve doğayı izle eylemlerinde; her ikiside aynı yola çıkar.
Hayır, kendi alınyazımdan kaçamam. Başıma gelen bu delice düşünceler, bu duygular, bu gelip geçici hayaller bir gerçek değil midir?
Yapı Kredi Yayınları / PDFKitabı okuyor
Gerçekten güzel olan bir şeyin herhangi bir şeye ihtiyacı var mı?
Çoğu zaman yorgun argın bir şekilde işten çıkıyoruz. Gündelik hayatın koşuşturmacası bizi hırpalıyor. Kendimizi değersiz hissediyoruz. Değersiz hissinin yanında bir de başarısız ve yetersiz görmeye başladığımız zaman ne kadar enerjimiz varsa bitip tükeniyor. Artık tek istediğimiz bir an önce eve gidip yatağın içine girmek ve oradan çıkmamak oluyor. Yatağa yattığımız anda düşünceler üşüşmeye başlıyor zihnimize. Başarısız olduğumuzdan, hatalar yaptığımızdan ve beceriksizliğimizden, herkes hızla yol alırken bizim bir arpa boyu ilerleyemeyişimizden bahsedip duruyor. İyice büzülüyoruz. Gerçekten değersiz hissediyoruz. Hissetmekle kalmıyor buna inanıyoruz. Hoş geldin depresyon... Bu durum bize bir yerden tanıdık geldi mi? Geldiyse şaşırmıyoruz çünkü depresyon artık grip kadar sıradan ve yaygın bir ruh hali. Hepimiz isteksiz, hepimiz düşük bir enerjiyle güne başlayıp günü bitiriyoruz. Kafamızda sürekli bizi eleştiren ve hiç susmayan sesler var. Onlara inanıyoruz. Mesela otobüsü mü kaçırdık. Bunu hep yaparız zaten çünkü beceriksizin biriyiz. Değersizin biriyiz biz. Bir şeyi hak etmiyoruz. Herkes ne güzel mutlu mutlu
Kitup
Reklam
Evren bir değişimdir. Yaşam bir acele yargıdır.
Başkalarının sağladığı bir dış desteğe veya huzura ihtiyaç duymayan içindeki neşeyi koru.
İntikam almanın en iyi yolu intikam alınacak kişiye benzememektir.
Fizikte termodinamik prensiplerinin tartışıldığı bir dönemde yaşayan Freud, bu kadınların -çoğunlukla Viyanalı kadınlar- psikodinamiğinde bozukluk olduğundan şüphelendi. Beyinlerindeki bastırılmış düşünceler bir şekilde bedenin diğer bölümlerinde baskı oluşturuyor olabilirdi. Sorunun, hastaların farkında olmadığı, ama zihinlerinin “bilinçaltı” bölgesinde toplanarak fiziksel rahatsızlığa neden olan, bastırılmış anılardan kaynaklandığı fikrini geliştirdi. Hastalara bu anıları hatırlamaları, sonra da onlar hakkında konuşmaları sağlanırsa, belirtilerin ortadan kalkacağına karar verdi. Ama anıları hatırlamalarını ve serbest bırakmalarını nasıl sağlayacaktı? Bir divana uzanıp, özgürce konuşurlar ve akıllarına her geleni söylerlerse, belki de hatırlayabilirlerdi. Bu yönteme "serbest çağrışım" adı verildi; çünkü beynin içinde bilinçdışı bir düzeyde gizlenen çeşitli çağrışım (bağlantı) zincirlerini dışarı çekmeye dayanıyordu.
Sayfa 85 - Sigmund Freud'un serbest çağrışım kavramı
Reklam
Tarihin akışını değiştiren bütün büyük düşünceler bedel ödenerek ortaya çıkmıştır. Bedelini ödemeye hazır olmadığınız şey sizin değildir ve bu dünyadaki varlığınızı, size ait olmayan bir şey üzerine bina edemezsiniz. Aklınız kalbiniz duygularınız hayal gücünüzle iradeniz size ait değilse düşünce yolculuğunda mesafe kat edemezsiniz...
Neyi sık sık düşünüyorsan, aklın da ona benzer bir şey olacaktır: çünkü ruhu dolduran düşüncelerdir. Bu yüzden ruhunu şöyle şeylerle doldur: yaşamını sürdürebileceğin herhangi bir yerde iyi yaşamak da mümkündür.
Ruhun isteklerini gözeten birisi olarak yaşa.
Her şeyin, var olanların ve olacakların ne kadar çabuk yetip gittiğini sık sık düşün.
Hangi yollardan geçtiğini, nelere katlandığını, artık hayat hikayenin sonlarında olduğunu, hizmetinin bittiğini ve ne kadar güzel şey gördüğünü ,ne kadar zevki ve acıyı umursamadığını, kaç kere şöhreti görmezden geldiğini, onca insafsız insana müşfik davrandığını hatırla.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.