Aslında kimseyi gerçekten tanımadım. Baksana seni de anlamadım. Kopuğu. Yaklaşamıyorum. Hiçbir zaman yapamayacağım. Benim için eşliği düşünmek aptalca olur. Öyle bir şey.. insanlar için...
Seni düşünmek ne güzel şey
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
"Mümin nefsine şöyle demelidir:
Ömür üç gündür: Dün içindekilerle beraber geçip gitti.
Yarın ise sadece bir emeldir. Muhtemelen ona yetişemeyeceksin.
Eğer yarına çıkacaksan, yarın zaten kendi rızkıyla birlikte gelecektir.
Ancak yarının önünde (değerlendirilmesi gereken) bir gündüz, bir de gece bulunmaktadır ve pek çok nefis bu ikisinde ölüp gitmişlerdir.
Belki sen de aynı akıbete uğrayacaksın. Yaşanılan günü düşünmek yeter."
Savaş çok barbarca, çok korkunç ve cehennem gibi bir şeydi... Medeni ulusların boy gösterdiği yirminci yüzyılda gerçekleşmesini ummayacağı kadar barbarcaydı. Savaşı düşünmek bile o kadar zordu ki...
Ne çocukluğun kalmış
Ne gençliğin var bakışlarında
Gözlerinde uçuşan üniversiteleri
Şimdi düşünmek bile istemiyorsun
Silmek için alnındaki çaresizliği
Tırnaklarını geçiriyorsun yüzüne
Kan oluyor yüzün silemiyorsun
yirmidört saattenberi dinmedi yağmur
avlunun betonuna elenip duruyor
ve ben
az kalsın kaçırıyordum keçileri koğuşta
dışarda yağmur olduğunu düşünmekten
yağmurun yağdığını görmek başka şey
yağmurda ıslanmak başka
yağmurun yağdığını düşünmek başka şey
tasarlamak başka
ve bir de
-ki en kötüsü-
yağdığını duyup da kulaklarınla
gözlerinle görememek
Genç kızlar, ilk aşklarında pek o kadar titiz değildirler, tesadüfün önlerine çıkardığı ilk adama çabucak mini mini kalplerini verirler. Seveceği insanları seçmek ve onlar üzerinde düşünmek, ancak bu işlerde tecrübeli olduktan sonra başlar.