"Seninle ilk tanıştığımız anda Kenan, yani o asansörde, beni gördüğünde ne hissettin? Bana gözlerini dikmiş olma sebebin sadece dış görünüşüm müydü? Bilemiyorum, belki de sadece tipindim ve o küçük alanda aniden sana denk geldim. Ya da bir beğeni sebebiyle mi ilgi gösterdin? Yanlış anlama, ben sadece o asansörde yaşadığım yoğun duygunun bir şekilde karşılıklı olduğunu hissettim. Belki siz erkeklere garip gelir ama yoğun hissedilen hiçbir duygunun tek taraflı olabildiğine inanmıyorum. Demek istediğim, bana öyle geliyor ki... Sanki bir şeyler çılgın derecede yoğun hissediliyorsa, bu karşılıklı bir şeyin eseridir. O gün orada hissettiğim, daha önce görmediğim türden bir şeydi. Öyle ki iki gündür seni düşünmek dışında hiçbir şey yapamıyorum. Normalde de son derece açıksözlü biriyimdir ama inan ki şuan bu söylediklerim nasıl oluyor da ağzımdan dökülebilir, onu bile bilmiyorum. Bu, yani bu aşk konuları açıksözlü olamadığım tek yer." Yerdi...
Biz doğaya sadece fiziksel yaşamımızı sürdürebilmek için bağlı değiliz. Bizim bize yuvaya giden yolu, kendi zihnimizin hapishanesinden çıkış yolunu göstermesi için de doğaya ihtiyacımız vardır. Biz yapmada, düşünme- de, hatırlamada, beklemede kaybolduk -bir karmaşıklık labirentinde ve bir sorunlar dünyasında kaybolduk. Biz kayaların, bitkilerin ve hayvanların hâlâ bildikleri şeyi unutmuştuk. Biz nasıl olacağımızı -dingin olmayı, kendimiz olmayı, yaşamın bulunduğu yerde, Şimdi ve Burada olmayı- unutmuştuk. Dikkatinizi doğal bir şeye, insanın müdahalesi olmadan var olmuş bir şeye verdiğiniz her seferinde, kavramsallaşmış düşünüşün hapishanesinden çıkar ve, bir dereceye kadar, doğal her şeyin hâlâ mevcut olduğu Var' lıkla birleşmişlik haline katılırsınız. Dikkatinizi bir taşa, bir ağaca, ya da bir hayvana vermek onun hakkında düşünmek anlamına gelmez; bu sadece, onu algılamak, onu farkındalığınız içinde tutmak anlamına gelir. O zaman onun özünden bir şey kendini size aktarır. Siz önün ne kadar dingin olduğunu hissedebilirsiniz, ve bunu yaptığınızda aynı dinginlik sizin içinizde de ortaya çıkar. Onun Var'lıkta ne kadar derin bir biçimde bulunduğunu, olduğu şeyle ve olduğu yerle tamamen bir olarak bulunduğunu hissedersiniz. Bunu idrak ettiğinizde, siz de içinizin derinliklerinde böyle bir dinginlik yerine erişirsiniz.
Reklam
Ibadetin 3 temel direği
İbadet binasının temeli üç direk üzerinde oturur. Göğüs, kalp ve dil. Gözün ibadeti ibret almaktadır. Kalbin ibadeti düşünmek ve duymaktadır. Dilin ibadeti doğru konuşmak ve Allah'ı zikretmekle olur.
Türkiye’de İstanbul ne ise, İstanbul’da gece ne ise, Gecede yürümek ne ise, Yürürken düşünmek ne ise, Seni unutmamacasına düşünmek ne ise, Unutmamanın anlamı ne ise, Seni sevmek ne ise, Saklayayım, yok söyleyeyim derken Birden aşka düşmek ne ise. Her neyse..
Geceleri neden uyumuyorsun dedi. Uyumak mı? Herkes uyurken seni düşünmek varken geceler uyumak için fazla güzel değil mi?...
Düşünmek, yerimizi yurdumuzu bulmak için ayağa kalkmaktır
Sayfa 15
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.