Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DuyguLar Kendi EceLi İLe " Ö L M E Z ____// Her Duygunun Bir K a t i L i " V A R "
🌟İsminin son harfi seni sana anlatıyor. 🌸🕊️ A - lider ve azimli B - açıkfikirli ve sağlam C / Ç - enerjik ve kıpır kıpır D - sabırlı ve mantıklı E - empatik ve anlayışlı F - sıcak ve özverili
Reklam
Pêşawa Qazî Mihemed
Rojbûna te pîroz be, Cîhê te bihuşta bilind be Şêrê min ♥️🌿 Bi vî alî em hosîname / Wesyetnameya wî bîr anîn bikin. 1- Baweriya xwe bi Xweda, Pêxember (Silava Xudê lê be) û her tiştê ku li cem Xweda ye, îman be, di bicihanîna wecîbeyên olî de xurt be. 2- Di nav xwe de yekîtî û lihevhatina xwe biparêzin, xerabiyê li hev nekin, bi taybetî di warê
Kuşların adına
Bir şehrin girift eşiğinde Efil efil zemheri ikliminin uçlarında İnce siyah bir şal takmış Kalbini rüzgara mühürleyip Hızlı adımlarla koşan Bir çift topuklunun sesiyle Uyandım Jet gibiydi
Gurbet gözlüm
G eçen seneler neler götürdü U ğurladığım kaç göz yaşı kaldı geriye R esimlerin halen masamda B en sensiz hiç bir seyim E lbet bir gün kavuşacağız T arih bile yazacak o günü G özlerine hasret kaldığım Ö lüme bile seninle varım Z amanı bilmem ama ben sana aşığım L ütfüdür belki rabbimin sana karşı duyduğum his Ü zülme olur mu ben seninle her şeye razıyım M erhaba ile başlayıp son nefesime kadar ben hep yanındayım gurbet gözlerime vurulduğum kadınım
h u z u r i ç i m i z de y a l n ı z b i r a z k a z ı p, d e r i n e i n m e k l a z ı m .
Reklam
İlişkilerinizde arzu ettiğiniz desteği görmüyorsanız, bunun önemli nedenlerinden biri yeterince istememeniz ya da etkili bir biçimde istiyor olmamanızdır. Sevgi ve destek istemek herhangi bir ilişkinin başarısı açısından çok önemlidir. A-L-M-A-K için önce İ-S-T-E-M-E-N-İ-Z gerekmektedir.
Ey gönül, sen benim kalbimden çık! Ve ey can, sen de gönül için onunla birlikte git! İkiniz gidin, Memo'yu görün! Fakat biriniz bana haberini getirin! Ey gönül, sen kendisini selamlayınca Çabuk haberini getir bana!
H E R G Ü N K Ü Ö Z L E Y İŞ Nerdesin sevgilim, gece nerde? Bu cellât bakışlı gün vaktinde Hep tüter durursunuz gözüm de. Bir güzelliğin var, bir de gece Âlem de hüküm süren gönlüm ce. Gerisi kapkara bir düşünce. Nerdesin sevgilim, nerde gece?
Giyâsü'l-Ümem fi'ltiyâsi'z-Zulem (el-Giyâsí): Selçuklular döneminin ünlü âlimi İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveyni de (v. 1085) bu sahada eser yazan ve Mâverdi gibi hilafetin Kureyşliliğini savunan bir kişidir. Fakat o, selefinden ayrılarak bu konuda daha değişik şartlar ortaya koymuştur. Müellif, kaleme aldığı ve Nizâmülmülk'e ithaf ettiği eserinde halifeliğin hukukî ve siyasí şartlarını açıklayıp halifenin görevlerini belirtmiştir. Dönemin klasik anlayışını gösterme bakımından önemli bir kaynaktır.
Reklam
8934. İbn Büreyde, babasından naklediyor: Resulullah (sav) hastalandığında şöyle buyurdu: "Ebu Bekr'e emredin, namazı kıldırsın." Bunun üzerine Hz.Aişe: "Ya Resulallah! Babam çok yufka yürekli biridir" deyince, Hz.Peygamber (sav) yine: "Ebu Bekr'e emredin, namazı kıldırsın. Çünkü siz (ey hanımlar), Hz.Yusuf'un (yani onu fitneye sürüklemeye çalışan) oda arkadaşlarısınız" buyurdu. Böylelikle Hz.Peygamber (sav), hayatta iken Ebu Bekr insanlara imamlık yaptı. Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup, ravileri Sahib'in ravileridir.(1) **************************** (1) Müsned-i' Ahmed (5/361)
Sayfa 33 - Ocak Yayıncılık
"Anladınız mı beni? Çarmıhtakine karşı Dionyssos..."
Bugüne değin “doğru” (Wahrheit) dedikleri ne varsa yalanın en kötüsü, en iki yüzlüce, en iğrendirici biçimi olarak açığa çıkarılmıştır: o kutsal “sözde neden”, insanlığı d ü z e l t m e k , gerçekte yaşamın iliğini, kanını emecek bir kandırmaca olarak töre bir kan emicilik olarak ortaya çıkarılmıştır: Törenin ne olduğunu bulan, onunla birlikte
Ecrasez l'infame! : Ezin alçağı! (Voltaire'in kiliseyi kastederek söylediği söz.)Kitabı okudu
Bir insan türüne değer biçmek için onun sürüp gidişinden ne sonuç çıkarılıyor bu düşünülmelidir – varoluş koşullarını bilmelidir onun. İyilerin varoluş koşulu bir y a l a n d ı r : başka bir deyimle gerçekliğin temelde ne türden olduğunu, hangi anlamda alınırsa alınsın, görmek i s t e m e m e k t i r . Oysa gerçek tüm iyiliksever içgüdüleri gerektirecek, o beceriksiz, iyi ellerin ikide bir kendi işine karışmasına göz yumacak türden d e ğ i l d i r. Genelde tüm türden s a k ı n c a d u r u m u n u bir karşı çıkış, ortadan kaldırılması gereken bir şey diye anlamak, e ş s i z b i r n i a i s e r i e ‘dir [bönlük] tümden ele alınırsa, sonuçları bakımından açık bir yıkım, korkunç bir salaklıktır.
“Alman düşüncesi” ağır bir havadır benim için: ruhbilim konusunda birer içgüdü olmuş pisliklerini tüm sözleriyle, tüm davranışlarıyla açığa vururlar; bunun yakınında güçlükle soluk alırım, 17. Yüzyılda Fransızların o çetin öz sınavından geçmemişlerdir, - La Rochefoucauld, bir Descartes, en önde gelen Almanlardan yüz kez daha dürüsttürler, -Bugüne değin Almanlardan bir tek ruhbilimci çıkmamıştır. Oysa ruhbilim bir soyun t e m i z l i ğ i ya da p i s l i ğ i için bir ölçüdür neredeyse…İnsan daha temiz bile değilken, nasıl olur d e r i n l i ğ i ?
…bundan daha da önemlisi, düşünce konusunda gittikçe kendine çeki düzen vermeye çalışan, gittikçe uyuşuk duruma gelen, içgüdü yönünden yoksullaşan Alman ulusuna saldırmaktır sanırım. Ellerine ne geçerlerse yiyorlar hep, karşıtlarla besleniyorlar, ister “inanç” olsun, ister “bilimsel düşünce”, ister “Hrıstiyanlığa özgü sevgi” olsun, ister évangile
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.