Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
NUR RİSALELERİNDE HZ. ALİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1) Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Sayfa 223 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Ebû Hüreyre'nin (ra) konumuzla alakalı naklettiği bir hadiste Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur: "Kadını kocası aleyhine, köleyi efendisi aleyhine kışkırtan bizden değildir."*
Sayfa 119 - Siyer yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Resûlüllah (sa) şöyle buyurur: Allah’ın bir takım melekleri vardır ki, yollarda dolaşırlar ve zikir ehli kimseleri ararlar. Allah’ı zikreden bir topluluk buldukları vakit: İhtiyâcınız olan şeye koşunuz! diye seslenirler; dünyâ semâsına kadar onların çevresini kanatlarıyle kuşatırlar. Allah meleklere, onlardan daha iyi bildiği halde, sorar: - Kullarım ne diyor? - Seni tekbir ediyor, sana hamdediyor ve seni ta’zîm ediyorlar. - Beni gördüler mi? - Hayır, vallahi seni görmediler! - Beni görselerdi nasıl olurdu? - Seni görselerdi, sana daha çok ta’zîm ve tesbîh ederlerdi! - Benden ne istiyorlar? - Senden cenneti istiyorlar. - Orayı gördüler mi? - Hayır yâ Rabbi, vallahi orayı görmediler! - Orayı görselerdi nasıl olurdu? - Orayı görselerdi, şüphesiz ona karşı daha şiddetli bir arzu duyarlar, daha çok isterler ve daha büyük alâka gösterirlerdi! - Hangi şeyden aman diliyorlar? - Cehennemden! - Cehennemi gördüler mi? - Hayır, vallahi onu görmediler! - Onu görselerdi nasıl olurdu? - Şâyet onu görselerdi, ondan şiddetle kaçarlardı ve çok korkarlardı. - Sizi şâhit tutuyorum ki onları bağışladım. Meleklerden biri: - Aralarındaki falan kimse onlardan değildir, sâdece bir ihtiyâcı için gelmişti! deyince, Hak Taâlâ: - Onlar öyle bir meclis topluluğudur ki, aralarında bulunan kimse mahrûm olmaz! buyurdu. [128] (Buhârî, Ebû Hureyre (ra)’den tahrîc etti. İmam Ahmed Müsned’inde ve Müslim Sahîh’inde rivâyet eder.)
Ebû Hureyre (ra)’den: Resûlüllah (as) şöyle buyurdu: Aziz ve Celîl olan Allah şöyle buyuruyor: “Ben ortakların, ortaklıktan (şirk) en çok müstağnî olanıyım. Kim bir amel işler de o konuda Ben’den başkasını ortak ederse, Benim o işle bir ilgim olmaz; o iş ortak kıldığı şeye âit olur.”
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayetle: Resûlullah (sas) buyurdu ki: "Öyle bir zaman gelecek ki din sahibi bir kimse dinini ancak dağlara, mağaralara kaçarak koruyabilecek, dini selamette olabilecektir. O zamanda kişinin Allah'ın gazabına sebep olmadan geçimini elde etmesi de kolay olmayacaktır. İşte bu zamanda kişi hanımı ve çocukları eliyle helak olacaktır. Eğer hanımı ve çocukları yoksa anne babası eliyle helâk olacaktır. Anne babası da yoksa helakı akrabaları ya da komşuları eliyle olacaktır." Sahâbeler sordular: "Bu nasıl olacak, Yâ Resûlullah?" Buyurdu ki: "Bu kişiler adamı geçiminin darlığından dolayı kınayacaklar, o da kınanmamak için geçimini kazanmada helâkine sebep olacak yollara başvuracaktır."
Bu çağa özellikle toplumumuza ayna tutmuş bir hadisi şerif:
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayetle: Resûlullah (sas) buyurdu ki: "Muhakkak ki bu dinin bir ikbal (ilerleme) bir de idbar (gerileme) devri vardır. Dinin ikbal döneminin başlıca amili (Müslüman) topluluğun tamamının fakih, idrak sahibi kimseler olmasıdır. İçlerindeki fasıkların sayısı da ancak bir veya iki kişidir ki onlar da bu topluluğun içinde silik ve ezik kalan, hiç bir şeye ve söze kadir olamayanlardır. Dinin idbar döneminin başlıca amili ise (Müslüman) topluluğun cahil, kaba kimselerden oluşmasıdır. İçlerindeki fakih- lerin sayısı da ancak bir veya iki kişidir ki onlar da konuştuklannda bu kahir ve cahil topluluğun içerisinde silik kalan zelil olmuş kimselerdir. Ümmetin ahiri, evveline lanet eder. Tabii ki asıl lanete uğrayanlar kendileridir. Çünkü onlar içkiyi alenen içerler. Bir kadın bir topluluğa uğradığında birçok kimse ile zina eder, o kadın tıpkı dişi koyunun kuyruğunu kaldırması gibi davranır. O gün bu çirkinliklere "Bu günahtır!" diyenler; Ebû Bekir gibidirler, Ömer gibidirler. Kim o zaman iyiliği emredip kötülükten de nehyeder, bana iman eder, itaat eder ve bana tabi olursa ona elli sahabi sevabı vardır. "
Reklam
Ubeyy b. Ka’b’dan şöyle dediği rivayete edilmiştir: “Aman yoldan ve sünnetten ayrılmayın! Zira yol ve sünnet üzere olup da Rahmân’ı anan ve Allah korkusundan gözleri yaşaran hiçbir kul yoktur ki ateş ona dokunsun. Yol ve sünnet üzere olup da Rahman’ı anan ve Allah korkusundan derisi ürperen hiçbir kul yoktur ki durumu şu ağacın durumuna benzemesin: Bu ağacın yaprakları kurumuştur. Bu hâldeyken ona bir rüzgar esmiş ve yaprakları ondan dökülmüştür. İşte o kimsenin günahları da yapraklarının bu ağaçtan döküldüğü gibi dökülür. Yol ve sünnet üzere orta yollu olmak yola ve sünnete muhalefet içinde çok ibadet etmekten hayırlıdır.” … Kim İslâm’dan başka bir din ararsa bu ondan asla kabul edilmeyecektir. O ahirette de hüsrana uğrayanlardan olacaktır. (Ali İmran-85) … Ve bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun (başka) yollara uymayın. Sonra sizi O’nun yolundan ayırır. (En’am-153) Mücâhid “ Yollar bidatler ve şüphelerdir” demiştir. …el- Buharî, Ebû Hureyre (ra)’tan şöyle dediği rivayete etmiştir: Rasulullah (sav) “ İstemeyenler hariç ümmetimin tamamı cennete girecektir” buyurdu. Bunun üzerine “ Kim istemez ki?” dendi. Rasulullah “ kim bana itaat ederse cennete girer. Bana karşı gelen ise ( cennete girmeyi) istememiştir.” buyurdu.
İslam'ın Fazileti ve İman'ın Asılları
İslam'ın Fazileti ve İman'ın Asılları
Ebû Hüreyre (ra) rivayet ediyor. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuşlardır: Ümmetim dünyaya fazlasıyla değer verirse, İslâm heybeti ondan çekilip alınır. İyiliği tavsiye ve kötülükten sakınma vazifesini terkedince vahyin bereketinden mahrum bırakılır. Birbirlerine dil uzatınca, Allah katındaki değerleri düşer. (Camiüssağir-760)
Topluluktan ayrılan kimsenin selam vermesi
Ebû Hureyre'den(ra)rivayet edildiğine göre Rasulullah(sas): Sizden biriniz bir meclise vardığında ve oradan ayrıldığında selam versin.Bu selamların ilki, sonrakinden daha evla değildir.Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu.
hep böyledir
Ebû Hüreyre (ra) şöyle demiştir: "Sizden biri mü'min kardeşinin gözündeki çöpü görür de kendi gözündeki daha büyük çöpü görmez."
Reklam
Ebû Hüreyre'nin (ra) Şahit Olduğu Hutbe
youtu.be/jug-MZjnsF8?si=... Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’den nakledildiğine göre bir adam Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e: – Ey Allah’ın Resûlü! Falan kadının nâfile olarak çok namaz kıldığından, çok sadaka verdiğinden, çok oruç tuttuğundan, ancak diliyle komşusuna eziyet ettiğinden söz ediliyor, (ne buyurursunuz) dedi. Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-: “– O cehennemde olacaktır” buyurdu. Adam tekrar dedi ki: – Ey Allah’ın Resûlü! Bir kadının da nâfile olarak az oruç tuttuğundan, az namaz kıldığından, az sadaka verdiğinden, sadece yağsız peynir (keş) gibi şeylerden tasadduk ettiğinden, ancak diliyle komşusunu rahatsız etmediğinden söz ediliyor (bunun hakkında ne dersiniz?) Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-: “– O da cennette olacaktır” buyurdu.
Ebû Hüreyre (ra) şöyle demiştir: Resûlullah (sav) hiçbir bir yemeğe asla kusur bulmazdı. İştahı varsa yer, hoşlanmazsa yemezdi. (B5409 Buhârî, Etime, 21; M5380 Müslim, Eşribe, 187)
Ebû Hüreyre'nin (ra) işittiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: Namaza başlandığında koşarak yetişmeye çalışmayın; yürüyerek vakarla gelin. Yetişebildiğiniz kısmını cemaatle birlikte kılın; kaçırdığınız kısmı ise tamamlayın. (B908 Buhârî, Cum'a, 18; M1359 Müslim, Mesâcid, 151) Müslim'in diğer bir rivayetinde şöyle bir ilave vardır: Sizden biri, namaza yöneldiği zaman, (âdeta) namazda gibidir. (M1360 Müslim, Mesâcid, 152)
809 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.