Her yerde kitleler hâlinde ölünüyordu*
"Önünde ölüm vardı, iç dünyasında ise hâlâ düşüncenin kıpırdanışları. Düşünce, ötekinin, yani ölümün karşısında -hemen belirteyim ki, boşuna bir çabayla- onurunu ayakta tutmaya çalışırdı. İlk yaşanan ise, estetik ölüm tasarımının mutlak anlamda ve bütünüyle yıkılması olurdu. (...) edebiyat, felsefe ve müzik alanlarındaki ölüm yorumuna Auschwitz'de yer yoktu. Auschwitz'de Ölüm'den, Venedikte Ölüm'e hiçbir köprü uzanmıyordu..."
Jean Améry, Suçun ve Cezanın Ötesinde
Sayfa 28 - Kavram Yayınları:73, Kavram Yeryüzü Şairleri 16,
Birinci Basım: Ekim 1995
Anladım ki bir disiplini anlamadan ve ne olduğunu bilmeden reddetmek, karanlığa taş atmak gibidir.
Sayfa 22Kitabı okuyor
"Akıllı ve eğitimli bir insan, kör inançla inanmanın entelektüel intiharından kendini ancak felsefe ile kurtarabilir..."
Okuduklarım edebiyat ve felsefe oldu. Ve özellikle daha çok edebiyat. Çünkü, soyuttan daha çok somuta yatkın bir zekâm var. Bilim alanında beş para etmeyen bir zekâ. Kitaplar, başkalarının sözleri, sanat yapı ve eserleri, siyasal çalkantılar, sadece ve hemen hemen aklım ereli bildiğim şu korkunç gerçeği pekiştirip desteklemekten başka bir işe yaramadı: Orada, annemi, ailemi ve beni sabırsızlıkla bekleyen ölüm'den başka hiçbir şey öğrenilemez.
Sayfa 19Kitabı okuyor
Felsefe dersindeyiz. Hoca ortaya bir sandalye koymuş, “ Bunun varlığını bana kanıtlayın” demiş. Kıvranıp duruyoruz. Kapı açılıyor, Ulus giriyor içeri. İncecik, çok zayıf bir adam. Siyah dalgalı saçları yandan ayrılmış. Siyah çerçeveli şişe dibi gözlüklerinin bir tarafının camı, diğer tarafının çerçevesi kırık ve bir yara bandıyla yapıştırılmış. Üstü başı dökülüyor.Dışarısı buz gibi soğukken üstünde kolları kısalmış incecik eski bir ceket, içinde epriyip incelmiş bir yelek. Kitapları göğsüne bastırmış, kimsenin yüzüne bakmadan girip oturuyor. Filtresiz sigara içiyor ama ne içmek, kibrit taşımıyor yanında. Bir sigara bitince onun ateşiyle yenisini yakıp öyle söndürüyor. İpincecik parmakları sapsarı olmuş tütünden. Hayretle inceliyorum. Kim bu Ulus Baker ? Derken hoca aynı soruyu ona soruyor. Ulus, öyle mükemmel bir İngilizceyle konuşmaya başlıyor ki ağzımız açık kalıyor. Spinoza’dan girip Rosa Luxemburg’dan çıkıyor. Yarım saat süren tek paragrafın sonunda hepimiz şok içindeyiz. Az önce ne oldu burada? Nasıl bir derya bu adam ?
Herhalde yine sürekli okumakta olduğu felsefe kitaplarını düşünüyordu. Tüm ömrüne yetecek kadar kitabı vardı! Genç kızın ise hiçbir şeyi. Ve içini hep bir korku kaplardı. Bu korku çocukluğundakinden daha başka türdeydi. Ürkütücüydü.
Sayfa 122Kitabı okudu
Discord
Arkadaşlar merhaba, biliyorsunuz ki çoğu kişi yalnızlık çekiyor ve sosyalleşemiyor. Düşüncelerini paylaşacak seviyeli şekilde tartışacak ve bilgi alışverişi yapabilecek pek ortam yok. Benim şans eseri bulduğum ve uzun zamandır da üyesi olduğum bir Discord kanalı var. Bu kanalda Bilim, Teknoloji, Felsefe, Sosyoloji, Hukuk, Teloji, Mitoloji, Tarih, Antropoloji, Ekonomi, Finans, Kültür, Sanat, Edebiyat, Felsefe, Psikoloji, Film, Dizi, Müzik, Belgesel, Tiyatro, Spor, Sağlık, Gastronomi, Oyun içerikleri, (Seviyeli şekilde Din, Siyaset, Politika), Kitap, Alıntıları, Mizah, PDF, Sesli Serbest sohbet, Özel sohbet, mikrofonsuz sohbetler, Özel etkinlik günleri de mevcut. Burada entelektüel bilgi birikimi yüksek, kendine değer veren, Akademik veya bireysel gelişimini yükseltmeye odaklı çalışan çok üye var. Bu kanala gelip ilgilendiğiniz ve emek verdiğiniz konular hakkında insanları bilgilendirebilir veya dikkatinizi çeken konular hakkında yararlanabilir sosyalleşebilirsiniz. Katılmak isteyen Arkadaşlar zaman, yaş fark etmeksizin bana özelden yazabilir ''kanala uygun görüyorsam'' davet edeceğim. Terbiyesizliğe müsait, cinsellik içeren tavırlar sergileyen, alaycı, aşağılayıcı, yasal ihlali, hukuka aykırı davranacak, kişiler fırsat bulup kanala girerse hemen tespit edilip ''kalıcı olarak'' uzaklaştırılacaktır. Bu paylaşımı beğenerek ya da paylaşarak daha çok insana ulaşmasını sağlayabilir desteklerseniz memnun olurum.
"Her şey ve herkes, kesin, sadece kesin olabilmek için, önemsiz, içler acısı yükümlülükleriyle kuşatılmıştı."
Sayfa 34Kitabı okuyor
