Efsane*** :)
Sultan Abdülaziz, Avrupa seyahati sırasında Fransa'daki fuara uğradı, buradaki eğlence merkezini gezerken, insandaki gücü yumrukla ölçen aracın önünde durdu; kuvvetle ilgili sporlara düşkün olması dolayısıyla bu aracın nasıl ça­lıştığını sordu. Meşin topa vu­ruluyor, sonra top karşı diske çarpıp arkadaki şeridi gücün oranına göre yükseltiyordu. Hoşuna gitti ve bu aracın adı­nı sordu. Yanındaki yetkililer suspus oldular. Kimse bu ismi söylemek istemiyordu. Nihaye­tinde zorlanarak da olsa söyle­mek zorunda kaldılar. Batılılar bu araca 'Türk Kafası" ismini takmıştı. Sultan Abdülaziz Han bozulsa da belli etmedi. Yanın­da, kendisinden de endamlı olan Ali Paşa vardı. Paşaya dö­nerek, "Bir vur bakalım paşa, ne kafası imiş bu öğrenelim!" dedi. Ali Paşa'nın yumruğunu meşin topun üzerinde vurması ile birlikte top arkadaki platfor­ma çarptı ve vuruşun etkisi ile şerit yükseldi. O kadar şiddetli vurdu ki şerit hareket ettiği yi­vin sonuna kadar gelip üstteki engeli kırıp havaya yükseldi ve düştü. Herkes hayret için­ de kalmıştı. Abdülaziz Han son derece keyifli idi. Lafı ge­diğine koyma zamanı gelmişti. Yanındaki gazetecilere dönerek ibret levhası şu sözleri söyledi, "Hayret ki bir vuruşta dağıldı. Bu Türk Kafası değil, Avrupalı Kafası olsa gerek!"
Adem-Havva öyküsü, Tevrat'tan Kur'an'a, hadislere ve Kur'an yorumlarına da geçmiştir. Ama asıl kaynak, eski efsanelerdir. Hemen her ulusun mitolojisinde "Adem" ve "Havva"yı andıran "ilk erkek ve ilk kadın"la ilgili anlatımların yer aldığı görülür. Orhan Hançerlioğlu şunları yazar: "Hemen bütün mitolojilerde ilk
Reklam
En afili yalanlar serisi: TOP 10
Pek çok lider gibi Atatürk de her asırda ve coğrafyada görülebilen aşırı iki ucun sürekli mağduru olmuştur. Uydurulan bazı efsaneler şunlardır: - İngiliz kralının güya Atatürk'ün elin öpmesi, - Atatürk'ün Tokyo'ya ve Paris'e cami yaptırması, - Muhammed (as) 'ın kabrini Vahhabilerden kurtarması, - Filistin için kanımızı
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
Efsane Avukat - 2-
Fakat bilgeliğinden olsa gerek, Resmî Gazete'yi 20 senedir takip etmiyordu! Duruşmalarda genç hâkimlerden saygı görür, lâkin, orta yaşlı olanlarca bazen, “Efendi! Efendi! Artık padişah falan yok! Saltanat kaldırıldı! Rejim değişti! Dilekçeni doğru yaz!” gibi; yahut, “Avukat bey, Tanzimat Fermanı‘nı esas alamazsınız!” veya, “Fatih Kanunnâmesi’nin bu mahkemede geçerli olmadığını bilmeniz gerekir!” sözleriyle azarlanırdı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Efsane bu olsa gerek.
"Ağrı, doruğuna varan hiçbir adamı bırakmaz, tutar taşa çevirir..."
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.