Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Psikolojik Köleler!
Allen Carr yıllar boyunca sigara içti, sonra bir kliniğe gittiğinde ona kendisinin bağımlı olduğu için sigara içtiği söylendi. Allen o an şok oldu. Bağımlı olması demek keyif ve desteğin olmaması demekti. Bütün bunların bir efsane olması demekti. Allen bunu fark ettiği an, son kez sigarasını içti ve bir daha sigara içme arzusuna karşı koymak
4 Günde Sigarayı Kafanda Bitir
4 Günde Sigarayı Kafanda BitirAllen Carr · Butik Yayınları · 201972 okunma
368 syf.
·
Puan vermedi
Herkese selam Size öyle bir kitap önereceğim ki okuduğunuzda ters köşe yapan final sahnesini asla unutamayacaksınız Adele ve David birbirlerinin gençlik aşkıyken yaşananlar ve zaman bu aşkı yavaş yavaş bitirmektedir. İlişkilerini yeniden hayata geçirmek herşeyi düzeltmek için yeni bir başlangıç ile herşeyi düzenlerler. Fakat o anda Louise ile yolları kesişir. Louise eşinden boşanmış hayatın monotonluğundan sıkılmış genç bir kadındır. Birgün barda David ile karşılaşır ertesi gün işine gittiğinde yeni patronlarından birinin David olduğunu öğrenir. Louise Adele’nin tek arkadaşı, David’in ise yeni aşkı olmuştur... Psikolojik gerilim türündeki Gözlerinin Ardında sizlere klasik bir kurgu gibi gelebilir. Fakat kitap finalinde öyle bir sürpriz yapıyor ki bence klasiklik fikrine kapılıp bu kitabı almamazlık etmeyin. Stephen King, Joe Hıll, Josh Malerman’dan övgü dolu sözler alan bu kitap gerçekten ustaca yazılmış. Karakterlerin her biri birbirinden arızalıBaşlarda bana intikamla ilerleyecek bir hikaye gibi geldi fakat kitabın sonralarına doğru bu fikrim yerle bir oldu. Biraz yavaş ilerleyen bir kitap ama yine diyorum o vurucu darbe bu yavaşlığa katlandığınıza değiyor Sondaki o olay hikayeyi çok başka bir boyuta taşıdı ve bence hikaye tam olarak noktalanmadan başka bir olayın başlangıcı ile bitirildi. Psikolojik gerilim türünü sevenler için efsane bir kitap Sağlıkla ve kitapla kalın efendim
Gözlerinin Ardında
Gözlerinin ArdındaSarah Pinborough · İthaki Yayınları · 20201,036 okunma
Reklam
248 syf.
8/10 puan verdi
Henüz 9 yaşındayken anne ve babasını bir savaşta kaybeden Ornio’nun Tanrıya ve Büyük Kartal’a(Fatih Sultan Mehmet) karşı giriştiği mücadeleyi, Yavuz Sultan Selim’e anlatmasıyla başlar kitap. Ornio’nun misyonu olan “delinecek bir gemi, tamir edilecek bir duvar ve öldürecek bir çocuk var “sözünün neredeyse her sayfada tekrarlandığı kitap, Ornio’nun
İtiraf
İtirafİskender Pala · Kapı Yayınları · 20196,9bin okunma
430 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Belki Spoiler ! Neferet’in, Kalona’yı ruhlar alemine Zoey’i öldürmeye göndermesi ile başlıyoruz romanımıza. Diğer yandan da Stevie için bir baskı söz konusu. Kırmızıların yüksek rahibesiydi ama Zoey artık yok diyerek genel itibariyle onu istiyorlardı. Öte yandan Stevie ve Rephaim de damgalandıkları için birbirlerini hissediyorlar ve birlikte
Yanmış
YanmışP. C. Cast · Pegasus · 20102,445 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hem de yıldızlı10 100 1000
İclal Aydın nasıl yapıyorsun bunu bilmiyorum ama yine kalbim ruhum bir kitapta takılı kaldı. Hani rolden çıkamamak diye bir tabir var ya tam da öyle kitaptan çıkamıyorum. An ve an yaşatıyorsun yazdıklarını. Hayal ürünü olamayacak kadar gerçekler. Ahh Nona...Nasıl derim sana hayal diye. Sanki anneannem, babaannem o kadar ki aileden. Her kitabında ayrı bir dünyaya dalıyorum ve tekrar tekrar teşekkür ediyorum yaşattığın duygu yoğunluğu için. Kitabın sonunda dediğin gibi yeni hikayelerde buluşmayı bekliyorum. Hikaye bir zamanların efsane gazetecisi Oktay ile Stajer Filiz'in hikayesini anlatmaya başlasa da aslında Nona'nın hikayesi. Asıl adı Elif ama aslında Elif'te değil. Nona sevgi dolu, kocaman yürekli nasıl güzel bir cici anne inanılmaz. Çok acılar, çok savaşlar, çok yıkımlar görmüş ama küsmemiş hayata. Şükürle karşılamış gelen iki çocuğu ve bir eşi. Anneleri ölünce babası Nona ile evlenmiş, yaşça kendisinden büyük ama çocukları büyütür evi çeki çevirir demiş babaanne. Ve öyle de olmuş. Sarıp sarmalamış herkesi Nona. Oktay gazetecilik okumuş, hırslı, kimseyi beğenmez, aslında bağlanmaktır korkusu. Nonası ne kadar yuva kur dese de Oktay hep kaçar. Filiz'e de Oktay'sız ama aşkı ile dolu uzun yıllar kalmış. Zeynep ve Kerem de var asıl kahramanlar arasında. Hikayelerin ortaya çıkmasına sebep olan iki cevher. Mutlaka okuyun demekten başka bir şeye gerek yok. Keyifli okumalar.
Söylenmemiş Sözler
Söylenmemiş Sözlerİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20211,694 okunma
481 syf.
10/10 puan verdi
Ne kitaptı ama.. Her duyguyu yoğun yaşadım, siyasetten yaşama birçok konuda bakış açıcı kazandım , tarihi konularda bilgilendim, harcanan ve kadınlara ödetilen hayatlar için bir kere daha sızladım... . Zülfü Livaneli'nin kalemini çok severim. Akıcı ve çarpıcı yazar her zaman. Kardeşimin Hikayesi'nde yoğun cinsellik vardı ama kapağından dolayı beklemiyordum diyemem. . Serenad ise kesinlikle efsane.Nasıl naif bir aşk, nasıl güzel bir bağlılık. Bir yanda kendi ayakları üzerinde durmaya çalışırken çocuğunu babasız ve ilgisiz bırakmak zorunda kalan dul bir kadın.. İnsanlar nasıl da acımasız, nasıl da bencil ve çıkarcı. . Asla unutamayacağım sanırım. Çok etkilenerek okudum,meraktan öldüğüm halde bitmesin diye sindirerek okudum. Tüm kitabı alıntı olarak paylaşabilirim, öyle anlamlı sözler vardı ki yazılmış roman olmuş. Kesinlikle ama kesinlikle tavsiyemdir.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,9bin okunma
Reklam
576 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
Hassas Ruhlara!
PARMA MANASTIRI Stendhal'ın kaleminden çıkan ve Tolstoyu bile etkileyen bir kitap Parma Manastırı. Fransız ruhunun yazmakta zorlandığı bir kitap olduğunu ve kitapta geçen olayları kesinlikle takdir etmediğini her cümlesinde vurguluyor. Fransız ve İtalyan kültürlerini karşılaştırıp İtalyan tavırları sineye çekmeyi de unutmuyor: “Fransız
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,652 okunma
211 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Orhan Pamuk’un, bazen zihinleri yoran ama yorarken de ufuk açan bazen de okurken sizi kitapta yolculuğa çıkmış hissi veren yazma gücünü çok seviyorum. İlk okuduğum kitabı  Masumiyet Müzesi olmuştu ve tabiki kalemine ve kurgulama gücüne hayranım kalmıştım. Kırmızı Saçlı Kadın kitabının ismi ilgimi çektiği için okumaya karar verdim ama kitapta anlatılanlar ile ismi arasında güçlü bir bağ bulamıyorsunuz. Olay babasını kaybeden Cem'in bir kuyu ustasının yanında çalışmasıyla başlıyor aslında. Baba-oğul ilişkileri çok iyi analiz ediliyor kitap boyunca zaten temelinde babasını öldüren çocuk teması yer alıyor. İçeriğe çok girip heyecanı kaçırmak istemiyorum ama kısacası, Yunanlıların Oidipus'unun ve İranlıların Rüstem ve Sührab'ının başına gelenleri ters köşe yaparak kurgulamış kitap. Kitabın konusunda kendimi rahatsız hissettiren olaylar yaşansa da Doğu ve Batı medeniyetindeki iki efsanenin iç içe geçirilmiş halini önümüze sunması ilgi çekici olmuş. Kırmızı Saçlı Kadın olan Gülcihan'ın kitabın sonunda söylediği şu sözler aslında kitabı anlatıyor bize: "Eski masal ve efsanelerdeki şeyler en sonunda gelir başınıza. Ne kadar çok okur, efsanelere ne kadar çok inanırsanız o kadar çok gelir. Zaten dinlediğin hikaye başına geleceği için ona efsane dersin." Farklı bir kitap okumak isteyenlere tavsiye ederim. "Sessizlik ruhumda bir pişmanlık duygusu uyandırıyordu." "Kişiliğimizin gücü yalnızca özgürlüğümüzden değil, tarihten ve hatıralarda da gelir."
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,5bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Üzüm ve zeytinin, yağ, bal ve şarap küplerinin, kadırgaların, binbir şifalı otun en eski vatanı Urla. Dünyanın zalimliği ve insanın vahşiliğinden şüphesi olmayanları, dünyanın güzelliği ve insanın iyiliğine inandıran bir yer burası. Bir zamanların efsane gazetecisi, dünyaya küskün Oktay Onur Yortan’ın ise çocukluğunun huzurlu bahçesi. Dünyadaki değer yitimine isyan edip tüm kariyerinden ve hayatın yüklerinden vazgeçip sığındığı liman. Kaçıp geldiği geçmişinden ve eski güzel günlerin anısından seçip sakladığı eski aşkı Filiz Canan şimdi kıymeti bilinememiş, kaçırılmış bir mutluluk fırsatı artık. Söylenememiş sözlerin altında kalan koca bir ömürde ikisi de birbirinin hikâyesini yarım bıraktı. Ama okumaları ve bitirmeleri gereken asıl hikâye, Urla’daki o evin fotoğraflarından gülümseyen, sevgiyi bir yaşam direnişi olarak kucaklayan ve sıradanlığıyla bir hayat kahramanı olan Nona’ya ait. Nona’nın yaşadığı yüzyılın sonlarına yetişen Kerem ve Zeynep’in de dahil olduğu 48 saatlik maceraya sığan bir asırlık ömrün dökümünde, Nona sadece onlara değil, bu yüzyılın tüm insanlarına sesleniyor: “Acı dediğin taş, insan dediğin su gibidir. Taşın üstünden kayar gider, toprağa karışır. Taşa her vurduğunda acır canın. Ama toprakla buluştukça acın azalır. Acıdan sonra bir bakmışsın ki o toprakta ne çiçekler, ne hayatlar dirilmiş. Hem su deyip geçme; o su, taşı bile aşındırıp yıpratır.” Peki ya Oktay Bey? Karşısında oturan iki gence bütün kalbiyle, “Ölmekten değil yaşamaktan korkmamaktır kahramanlık,” derken haklı mı? Keyifle okuyun okutturun efendim :)
Söylenmemiş Sözler
Söylenmemiş Sözlerİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20211,694 okunma
137 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.