Ya da imam
Eğer ben papaz olsaydım kısa ve çabuk biten metinleri seçerdim. Tören de inanılmaz uzundu.
İlim uzun sürede ve sakin kafa ile öğrenilecek ve ihtisas yapılacak kıymetli ve zor bir uğraştır. Bunun için maddi ve bedensel işler başkaları- na tevdi edilmelidir. İmam-ı A'zam Hazretlerinin de:
"Eğer bir soğana muhtâc olsaydım, bir mes'ele bile halledemezdim." dediği rivayet edilir.
Sayfa 314Kitabı okuyor
Âbis b. Rebîa (ra) anlatıyor:
Ömer b. Hattâb’ı gördüm, Hacer-i Esved’i öperken şöyle diyordu:
–Biliyorum ki sen bir taşsın, ne faydan dokunur, ne de zararın. Eğer Resûlullah’ın (sav) seni öptüğünü görmemiş olsaydım, seni öpmezdim.
Şair ne güzel söylemiştir!
"Gece ben uyurken, bir daldaki güvercin aşkından ağlıyordu,
Allah'ın evine yemin olsun ki, yalancıyım ben, Aşık olsaydım eğer, ağlamakta güvercinler beni geçemezdi.
Kendimi Rabbime âşık zannederdim. Oysaki hayvanlar bile ağlarken ben ağlamıyormuşum."
Sayfa 41
Allah Resûlü {s.a.v} şöyle buyurmuştur:
"Eğer bir dost edinecek olsaydım Ebû Bekir'i dost edinirdim; fakat sizin sahibimiz {Muhammed} Rahmânın {Allah'ın} dostudur."
Resûlullah {s.a.v} bu sözleriyle, Allah sevgisinin kalbinin ta derinliklerine yerleştiğini ve orada hiçbir dostun ve ahbabın sevgisinin girebileceği bir yerin kalmadığını beyan etmiştir.
Sayfa 203 - SemerkandKitabı okudu
Gece ben uyurken,bir daldaki güvercin aşkından ağlıyordu,
ALLAH'IN evine yemin olsun ki, ben yalanciyim,
Asik olsaydim eger aglamakta güvercinler beni gecemezdi.
Kendimi rabbime aşık zannederdim,
Oysaki hayvanlar bile ağlarken ben ağlamıyormuşum.
Şair ne güzel söylemiştir!
"Gece ben uyurken, bir daldaki güvercin aşkından ağlıyordu,
Allah’ın evine yemin olsun ki, yalancıyım ben,
Âşık olsaydım eğer, ağlamakta güvercinler beni geçemezdi.
Kendimi Rabbime aşık zannederdim.
Oysaki hayvanlar bile ağlarken ben ağlamıyormuşum.”
"Gece ben uyurken, bir daldaki güvercin aşkından ağlıyordu,
Allah'ın evine yemin olsun ki, yalancıyım ben, Âşık olsaydım eğer, ağlamakta güvercinler beni geçemezdi.
Kendimi Rabbime âşık zannederdim.
Oysaki hayvanlar bile ağlarken ben ağlamıyormuşum."
Sayfa 41 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Abdullah b. el-Mübarek'in yanında gıybetten söz açılınca:
"Eğer gıybet yapacak olsaydım, annemin gıybetini yapardım. Çünkü benim iyiliklerimi almaya herkesten çok o layık ve hak sahibidir." der.
Sayfa 123Kitabı okudu
Allah Resulü (sav) ise şöyle buyurmuştur:
"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki eğer yemin edecek olsaydım şu üç şey üzerinde yemin ederdim:
1. Hiçbir mal, sadaka vermekten dolayı eksilmez. Bu nedenle sadaka veriniz.
2. Bir kişi uğradığı zulmü Allah rızası için affederse Allah (cc) Kıyamet günü o kişiyi izzet yönünden yüceltir.
3. Bir kişi dilenme kapısını açarsa Allah da onun için fakirlik kapısını açar."
Âbis b. Rebia (ra) anlatıyor: Ömer b. Hattâb’ı gördüm, Hacer-i Esved’i öperken şöyle diyordu:
-Biliyorum ki sen bir taşsın, ne faydan dokunur, ne de zararın. Eğer Resulullah(sav)’ın seni öptüğünü görmemiş olsaydım, seni öpmezdim.
Sayfa 190Kitabı okudu
I
İyi bilin ki Ademoğulları çeşitli derece ve tabakalarda yaratılmışlardır. Onlardan bazıları vardır ki geç öfkelenir, çabuk sakinleşir. Bir kısmı vardır ki çabuk öfkelenir, çabuk sakinleşir. Onun sakinleşmesı' öfkelenmesinin kefareti olur. Bir kısmı da vardır ki çabuk öfkelenip, geç sakinleşir. Dikkat edilsin, insanların en hayırlısı geç öfkelenip çabuk sakinleşenlerdir. En şerlisi ise çabuk öfkelenip geç sakinleşenlerdir.“
Öfke, her insanda heyecana yol açar ve tesir eder, o halde sultana, öfkeli olduğu zaman, hiç kimseye ceza tatbik etmemesi farzdır. Çünkü sultan öfkeden dolayı gereken cezanın hududunu aşabilir veya kendisine ceza tatbik edilen adama kızgın olabilir. Dolayısıyla gönlünü rahat ettirmek için aşırı gidebilir. Bu bakımdan saltanat sahibinin intikam alması ve zâlime tatbik edilen cezayı kendi nefsi için değil sadece Allah (cc.) için tatbik etmesi lâzımdır.
Hz. Ömer (ra,) bir sarhoş gördü. Onu tutup cezalandırmak istedi. Sarhoş Hz. Ömer (ra.)’e küfretti. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra.) onu cezalandırmaktan vazgeçti. Bu durum karşısında kendisine ‘Ey mü’minlerin emiri! Bu adam sana küfrettiği zaman onu bıraktın’ denildiğinde, cevap olarak şöyle demiştir: 'Çünkü o beni öfkelendirdi. Eğer ben tazir ederek cezalandırmış olsaydım, kendi nefsim için öfkelendiğimden dolayı bunu yapmış olurdum. Oysa ben kendi nefsimin himaye ve korunması için hiçbir müslümana vurmayı sevmem’.
Ömer b. Abdülaziz (ta.) kendisini öfkelendiren bir kişiye şöyle dedi: “Eğer sen beni öfkelendirmeseydin mutlaka seni cezalandırırdım’.
"Gece ben uyurken, bir daldaki güvercin aşkından ağlıyordu.
Allah'ın evine yemin olsun ki, yalancıyım ben.
Âşık olsaydım eğer, ağlamakta güvercinler beni geçemezdi.
Kendimi, Rabbime âşık zannederdim.
Oysaki hayvanlar bile, ağlarken ben ağlamıyormuşum."
Hz. Fatıma'nın Şehadeti Hikaye Değil Gerçektir
Son zamanlarda Sistan Beluçistan eyaletinde (İran Sünnilerinin yoğunlukta yaşadığı eyalet) sahih İslam tarihinden habersiz biri çıkmış Peygamber efendimizin değerli kızı Hz. Fatıma (s.a) hakkında bir makale yazmış adını da “Hz. Fatımatu’z Zehra’nın (s.a) şahadet hikayesi” koymuş. Bu makalede Hz.