Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Neden önce bin masal vardı da, sonra bin bir masal oldu? Sanırım, bunun iki nedeni var: Birincisi, o zamanlar çift sayıların uğursuzluk getirdiği yolunda bir boş inanç -o dönemde boş inanç çok önemliydi- söz konusuydu. Bu yüzden, bir tek sayı aradılar ve çok şükür ki bine bir eklediler. Kazara dokuz yüz doksan dokuz yapsalardı, bir gecenin eksik kaldığı duygusuna kapılabilirdik. Oysa bin bir gece olunca, bize sonsuz bir şey verildiği, bir armağan, bir gece daha sunulduğu duygusuna kapılıyoruz.
Bin Bir Gece Masalları / KindleKitabı okudu
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
- Selamünaleyküm sevgili tarlam! dedi yavaş sesle. - Aleykümselam Tolgonay. Yine geldin demek? Görüyorum, biraz daha yaşlanmışsın, saçların bembeyaz olmuş. - Gördüğün gibi yalnızım, hep yalnız... - Demek ona hiçbir şey söylemedin daha? - Hayır söylemedim, söylemeye cesaret edemedim. - Ya başkalarından duyarsa, biri istemeden ağzından
Görmüyorduk, göremiyorduk. İçinde canlı yetiştiren, büyüten kadınların, erkekleri tamir etme çabası dinmiyordu. Eksik sevgileri yanlış mekan ve zamanlarda tamamlama hissi bitmiyordu.
Sayfa 174Kitabı okudu
Dışarının zemherisine telefonumun ışığının durmadan yanıp sönmesini aldırmadan hayatı rölantiye almıştım.Hikayemin eksik kısımlarını dolduruyordum, özenle, itinayla.
Reklam
Bir kadının her şeyin yanlış olduğunu göre göre birinden gidememesi aşka beslediği umut muydu, yoksa karşısındakini düzeltmeye olan inancı mı? Zamanında verilmiş bir veda kararının ardından çekilecek olan acı, ağır hasar aldıktan sonra çekilecek acıdan daha büyük değildi. Görmüyorduk, göremiyorduk. İçinde canlı yetiştiren, büyüten kadınların erkekleri tamir etme çabası dinmiyordu. Eksik sevgileri yanlış mekan ve zamanlarda tamamlama hissi bitmiyordu. "Emek verdim gidemem, nasıl olsa düzelir, bir gün beni anlar, toparlarız, aslında iyi biri ama..." İşte bizleri ilişkilere hapseden bu cümleler gün geliyor ayağımıza pranga, boynumuza halat ve ayağımızın altından itilen sandalye oluyordu.
Sayfa 173 - Doğan KitapKitabı okudu
Hep eksik bir şey var, bana işkence eden.
Sayfa 118 - Camille ClaudelKitabı okudu
“Ne sandın sen ha! Efe ileride evlenir, unutur seni. Nasılsa erkek, kız ne ki onun için, elinin kiri. Ya Salim almazsa seni? Ya kullanıp atarsa bir köşeye? Kızım, erkeğin kusuru olmaz, dulu olmaz! Ama senin adın hep böyle kötü anılacak. Eksik eteksin sen!” dediğinde suçlayarak yataktan fırlayıp yengemin koluna yapıştım.
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
177 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.