Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kapısını çaldığım yaşlı adam için de öyle mi olmuştu acaba? O da burada doğmamıştı. İstanbul doğumluydu, Amerika’ya dört yaşında gelmiş -getirilmiş demek daha doğru- olduğu için, hele o yılların koşullarında, yani 20. Yüzyıl başlarında Amerika’yı filmlerden tanıma olasılığı hiç yoktu. Amerikanın filmlerini gören değil, yaratan ve dünyaya gösteren biriydi o. Kendini Amerika’lı sayan bir Anadolulu, Rum sayan bir Türk, Türk sayan bir Rum, Anadolulu sayan bir Amerika’lı, New York’lu sayan bir göçmen, göçmen sayan bir New York’lu. Belki de hiç biri. Hem hepsi, hem hiçbiri. Üst üste binmiş kimliklerin çoğaltırken azalttığı, güçlendirirken zayıflattığı bir adam. Adı Elia, adı İlya, İlyas, Aliya; soyadları Kazancıoğlu, Kazan; annesinin kızlık soyadı ise Şişmanoğlu. Evinde sehpanın üstüne gelişigüzel atılmış üç Oscar heykelciğine rağmen hâlâ Amerika’lı mıyım diye düşünen, bir an tam bir Amerika’lı olduğuna karar veren ama sonra Amerikanın çok kötü davrandığı ve her zaman da öyle davranacağı bir göçmen olduğunu düşünen, doksan yaşındaki ağaçlara benzeyen, doksan yaşında bir adam. Anadolu’da bu yaştaki insanlara çınar derler, burada ne derler acaba?
Elia Kazan'a verdiğim söz gereği, İstanbul'da iki yaka arasında mekik dokuyan şehir hatları vapurlarından birindeyiz. Hava güzel; yanımızdan Rus gemileri geçiyor, yiyecek peşindeki martılar beyaz birer hayalet gibi mavi sulara pike yapıyor. İstanbul Boğazı'nın enfes günlerinden biri daha...
Sayfa 77 - Kara Karga YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kapıyı orta yaşlı, Amerikalı bir kadın açıyor; yıllardır Elia Kazan'ın sekreterliğini yapan Eileen olduğunu biliyorum onun. Hafifçe gülümseyerek merhaba derken, evden yayılan klarnet sesi dikkatimi çekiyor...
Sayfa 25 - Kara Karga YayınlarıKitabı okudu
Elia Kazan;
"Sakın üzülme" diyor. "Beni dinle ve sakın üzülme! Bunun yerine iyice kız, şöyle dolu dolu öfkelen ama üzülme. Üzülürsen çürürsün. Kızmak sağlıklıdır. Ben hep öyle yaptım ve öfke beni ayakta tuttu."
Sayfa 388Kitabı okudu
Veda Ettiğim Dostlar - Elia Kazan
“Sakın üzülme” diyor. “Beni dinle ve sakın üzülme! Bunun yerine iyice kız, şöyle dolu dolu öfkelen ama üzülme. Üzülürsen çürürsün. Kızmak sağlıklıdır. Ben hep öyle yaptım ve öfke beni ayakta tuttu.”
Sayfa 440 - DKKitabı okudu
Reklam
Elia Kazan İstanbul'dayken anılarını yazdığını ama yayınlanmasının biraz zaman alacağını söylemişti. Sebebini sorunca da "İçinde o kadar çok isim geçiyor ki; yayınevinin avukatları en az bir yıl incelemek zorunda." demişti. "Yayımlandığı zaman kimse dava açmasın diye."...
Sayfa 41 - Kara Karga YayınlarıKitabı okudu
Sanat ve kültür de; sınıfsal ayrışma ve taraf olmanın kıran kırana yaşandığı kavga alanıdır .. Bu zeminde ya Dali ya da Picasso; ya da İsmet Özel, Küçük İskender ya da Nazım Hikmet, Aragon, Pablo Neruda, Cigerhun ! Ya Cem Karaca ya da Victor Jara! Ya Einstein ya da Elia Kazan! Ya Gorki ya da Orhan Pamuk olunur! "Hümanist eveleme-gevelemeler"le bir "üçüncü yol" icat edilmesi mümkün değildir! "Mümkündür," diyenler yalan söylemektedirler!
Sayfa 505 - Öteki Yayınevi
"Türkiye doğumlu olduğum için beni adam yerine koymak istemediler. Ama ben kavga ettim. 'Beni dinleyeceksin Amerika!' dedim. ' Beni dinlemek zorundasın!' Sonunda dinlediler. " // Elia Kazan
"Gerçekle hayal, akıllılık ile delilik arasındaki... Çok dar bir alandır orası."
Reklam
Hayat böyledir işte Görüyorsunuz ya Ne sanıldığı kadar güzel, ne de korkulduğu kadar kötüdür!
Elia Kazan da, Maria Callas da Yunan soyundan geliyorlar ama Callas Ellas'tan , Elia ise Anatolia"dan. Birine Helen, diğerine Rum diyoruz, yani Romalı; Doğu Roma İmparatorluğu soyu...
Sayfa 29 - Kara Karga YayınlarıKitabı okudu
Siz gençlere son bir küçük tavsiyem olacak. Tıpkı Mikis Theodorakis, Elia Kazan, Yaşar Ke- mal, Orhan Veli, Nâzım Hikmet, Pablo Neruda, Lorca, Brecht, Aragon gibi hayata coşkuyla, şiirle, heyecanla yaklaşın; bireyci değil, çoğulcu olun; her şeyi inceden inceye hesapladığınız, stratejilerinizin esiri olduğunuz bir kariyer oluşturmayın, yoksa insanları soğuk buzlu camlar ardından süzen acımasız, duygusuz ve yalnız bir insan olursunuz. Sevdanız ve kavganız olmalı hayatla.
''Elia Kazan evin dördüncü katını kendisine ayırmış. Orası onun çalışma, yazma, dinlenme anılara dalıp gitme, müzik dinleme, kendini arama ve belki de kendine acıma seanslarının odası. Hayır, hayır; ''acıma seansları'' yanlış oldu, hemen düzeltmem gerekiyor. Çünkü bu yaşlı adam, üzüntü-acıma-yazıklanma-pişman olma gibi kavramlara çok yabancı. Bir savaşçı o. Ne olursa olsun, düşman orduları ne kadar büyük bir güçle gelirse gelsin, son nefesine kadar direnmek azminde olan bir savaşçı. Bunu hayat ilkesi haline getirmiş. Bana verdiği öğüt de buydu zaten: Üzülmememi söylüyor, üzüntü duygusunu yasaklıyor, üzüntü çürütür insanı diye uyarıyor, ama kızmak iyi gelir, ferahlarsın diyordu: ''Sakın ola hiçbir şey için üzülme ama bol bol kız, öfkelen, dövüş, savaş, küfret ama üzülme. İnsanı üzüntü çürütür.''
Sayfa 26 - Karakarga Yayınları
173 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.