Marx'a göre sömürü ve egemenlik refah ve gücün rastlantısal bir şekilde eşitsiz dağılımından daha fazlasını yansıtır. Sömürü, kapitalist ekonominin zorunlu bir parçasıdır. Tüm toplumlarda sömürü vardır ancak sömürünün, kişisel olmayan ve "nesnel" olan ekonomik sistem tarafından yerine getirilmesi kapitalizme özgüdür. Sömürü, daha az iktidarla ilgili bir sorun daha çok ekonomistlerin çizelgeleri ve modelleriyle ilgili bir sorun olarak görünür. Üstelik baskı nadiren çıplak kuvvettir, bunun yerine bugün sadece ücretli emek yoluyla tatmin edilen, işçinin kendi gereksinimleridir.
Sayfa 172
Böylece, Marx şu sonuca vardı: İşçinin tüm üretim gücünün değeri onun geçimini sağlamak için gerekli iş saatlerinin sayısına eşittir. İşgücü kapitaliste bu fiyat üzerinden satılmaktadır. İşçi bundan uzun çalışabilirse artakalan emeği işgücünü satın alan ya da kiralayana aittir. İşgücünün üretkenliği ne kadar çok olursa, yani işçi, saat başına ne kadar çok üretim yapabilirse, geçimini sağlaması için gereken iş saatleri o kadar azalır ve sömürüldüğü süre o kadar uzar. Bu da gösteriyor ki, kapitalist sömürünün temeli, işgücünün yüksek üretkenliğidir. Eğer işçi bir işgününde ancak günlük geçimini sağlayacak kadar üretim yapabiliyor olsaydı, değer kuramı çiğnenmeksizin sömürülmesi imkânsız olurdu; bu, ancak kazıklama, hak yeme ya da cinayet yollarıyla olabilirdi. Ama bir kez, makineler sayesinde, insanın ihtiyacından fazlasını üretmesi mümkün oldu mu, kapitalist sömürü de mümkün olur. Bu, emek de dâhil olmak üzere, her metanın gerçek fiyatı üzerinden alınıp satıldığı anlamında, "ideal" bir kapitalist toplumda bile mümkündür. Böyle bir toplumda sömürü adâletsizliği, işçinin emeğinin "âdil fiyat"ını almamasından değil, onun emeğini satmak zorunda kalacak kadar fakir olmasına karşılık, kapitalistin geniş çapta emek satın alıp ondan kâr edebilecek kadar zengin olmasından ileri gelmektedir.
Sayfa 470 - LiberteKitabı okudu
Reklam
80'lerin egemen söyleminde "emek" ve "sömürü" kavramları gözden düşmekle kalmadı, tümüyle bir yananlamdan, bir çağrışımdan, bir ideolojik yükten ibaret kaldı; yok edilmek ya da bir an önce unutulmak istenen bir solculuğu, onunla özdeşleştirilen bir bönlüğü ya da iktidarı simgeler oldu. Emek, eşittir iktidar. Sömürü, eşittir ilkellik.
Sayfa 27
“Para onun” “ Emek de bizim. Biz olmasak, Arif Hikmet Bey ne olurdu hiç düşündün mü? Memleketten ayrıldığında beş parası yokmuş. Ama insanları ve devleti kullanmayı, sömürmeyi, düzen çevirmeyi iyi biliyordu “
Sayfa 70 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Adrienne Rich
Rich, heteroseksüelliğin doğallıktan çok uzak olup kadınlara empoze edildiğini ve "heteroseksüelin" "homoseksüelden" ve erkeğin" "kadından" üstün olduğu sahte iki kutuplu düşünceyi teşvik eden bir iktidar sistemi olarak görülmesi gerektiğini savunur. Zorunlu heteroseksüellik, ilişkileri sürdürmek ve cinsiyeti
Christine Delphy
Evlilik birçok toplumda yüzyıllardır her genç kızın kaderi ve çoğu zaman da rüyası olmuştur. Masallardan romanlar ve filmlere kadar sayısız kültürel ürün bu görüşü desteklemiştir. Fakat 1980'lerde Ann Oakley ve Christine Delphy gibi feministler, evliliğin gerçekte erkeklerin kadınlara baskı uygulamasında temel rol oynayan istismara dayalı bir
Reklam
269 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.