Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şeyden önce, büyük ölçüde tarla ekimini, tarımı olanaklı kılan hayvanlar tarafından çekilen demirden sabanı, ilk olarak, bu dönemde görürüz Bunun sonucu, yaşam araçlarında, çağın koşulları bakımından sınırsız bir artış görülür. Demirden balta ve demirden bel olmaksızın, geniş ölçüde gerçekleşmesı olanaksız bir dönüşüm, ormanları açılarak tarla ve çayır haline dönüştürülmesi de, gene sabanın türetimine bağlıdır. Ama bütün bunların sonucu, nüfusun hızla artışı ve küçük bir alan üzerinde yoğunlaşması oldu. Tarımın olanaklı olmasından önce, örneğin yarım milyon insanın bir tek merkezi yönetim altında toplanabilmesi için, zorunlu olarak, tamamen istisnaî koşulları birarada bulunması gerekirdi; büyük bir olasılıkla, bu durum hiç gerçekleşmemiştir. Barbarlığın yukarı aşamasının doruğu, kendini bize Homeros'un şiirinde, özellikle İlyada'da gösteriyor. Gelişmiş demir aletler, körük, koldeğirmeni, çömlekçi tornası, zeytinyağı ve şarap yapımı; madenlerin ustalıklı bir biçimde işlenmesi, yük ve savaş arabaları, kalas ve tahtalarla gemi yapımı, sanat olarak mimarlığın başlangıcı, kuleli ve mazgallı duvarlarla çevrilmiş kentler. Homeros'un destanı ve bütün mitoloji işte Yunanlıların barbarlıktan uygarlığa geçirdikleri en kayda değer miras budur. Bununla, Homeros çağı Yunanlılarının, daha yüksek bir dereceye geçmeye hazırlandıkları bu kültür aşamasının başlarında bulunan Cermenler üzerine Sezar ve hatta Tacite'in anlattıklarını karşılaştırırsak, barbarlığın üst aşamasının, üretimde ne kadar zengin bir gelişmeyi kapsadığını görürüz.
Sayfa 31
Barbalık - üst aşama
Demir ve madenin eritilerek ve dökülerek kullanılmasıyla başlar. Alfabenin bulunuşu ve kullanılmasıyla, barbarlıktan uygarlığa geçilir. Önce de belirttiğimiz gibi, yalnız Doğu yarıküresinde bağımsız bir gelişme gösteren bu aşama, ütetimdeki ilerleme bakımından, bütün önceki aşamaların topundan daha zengindir. Kahramanlık çağının Yunanlıları, Roma'nın kurulmasından az önceki İtalyan aşiretleri, Tacite'nin Cermenleri, Vikingler çağının Normanları bu aşamada bulunuyorlardı.
Sayfa 31
Reklam
Ari ve Sami ırkların üstün gelişmesini, belki de, bu ırklarım beslenmesinde et ve sütün bolluğuna ve özellikle bu bolluğun çocuklarn gelişmesi üzerindeki olumlu etkilerine bağlamak gerekir. Gerçekten, hemen hemen tamamen bitkisel bir beslenmeyle yaşayan Yeni-Meksika'nın Peublos'lu yerlileri, daha çok et ve balık yiyerek yaşayan barbarlığın aşağı aşamasındaki yerlilerden daha küçük bir beyne sahiptirler. Ama herhalde, bu aşama boyunca, yamyamlık yavaş yavaş ortadan kalkar ve ancak dinsel bir eylem, ya da hemen hemen aynı anlamda büyücülük şeklinde sürüp gider.
Sayfa 30
Doğuda barbarlığın orta aşaması, bitki ekimi bu dönemin çok ilerlemiş bir çağına kadar bilinmeden kalmış gibi görünürken, süt ve et vermeye yatkın hayvanların evcilleştirilmesiyle başlamıştır. Koyunların evcilleştirilip yetiştirilmesi ve hayli geniş sürülerin oluşturulması, Ari ırkların ve Semitlerin, öbür barbarlar yığınından ayrılması sonucunu vermişe benzer. Hayvan isimleri, Avrupa ve Asya Ari ırkları arasında aynı kalmıştır, ama bitki adları, hemen hiç de böyle değildir.
Sayfa 29
Barbarlık Orta Aşaması
Doğuda evcil hayvanların yetiştirilmesi, Batıda sulama aracıyla yenecek bitkilerin ekimi ve yapılarda kerpiç ve taş kullanılmasıyla başlar. Batıdan başlıyoruz,; çünkü Avrupalıların fethine kadar, bu aşama hiçbir yerde aşılmamıştı. Barbarlığın aşağı aşamasında bulunan Amerika yerlileri arasında (Missisipi'nin doğusunda bulunan bütün kızılderililer bunlar içindeydi), daha ilk bulgulandıkları zamanlarda, ufak ölçüde bir mısır ekimi ve belki de kabak, kavun ve öbür bahçe bitkileri yetiştiriciliği yapılmaktaydı, besin maddelerinin en büyük kısmı böyle sağlanıyordu. Bu yerliler, kazık bölmelerle çevrili köyler içinde, tahtadan evlerde barınıyorlardı. Kuzey-Batıdaki ve özellikle Kolombiya vadisindeki aşiretler, henüz yabanıl dönemin yukar aşamasında bulunuyorlar ve ne çömlekçiliği, ne de herhangi bir bitki ekimi biliyorlardı. Buna karşılık, Yeni-Meksika'nın Pueblos'lu denilen yerlileri, Meksikalılar, Orta Amerika halklar ve Perulular, Amerikanın fethi çağında barbarlığın orta aşamasında bulunuyorlardı. Bunlar, kerpiç ya da taştan yapılma kale gibi yerlerde barınıyor, kanallarla sulanan bahçelerde, durum ve iklime göre değişen ve başlıca beslenme kaynağını sağlayan mısır ve başka besi bitkileri ekiyorlar; hatta bazı hayvanlar da evcilleştirmiş bulunuyorlardı, örneğin, Meksikalılar, hindi ve öbür kümes hayvanlarını; Perulular, lamayı evcilleştirmişlerdi. Ayrıca, madenleri kullanmayı da öğrenmişlerdi; ama demir işlemesini bilmiyorlar ve bu yüzden, taştan yapılmış silah ve aletlerden hiçbir zaman vazgeçemiyorlardı. Sonra da, İspanyolların fethi gelecekteki bütün bağımsız gelişmeleri yoketti.
Sayfa 29
BARBARLIK
Alt aşama: Çömlekçiliğin tarih sahnesine çıkışıyla başlar. ... Buraya kadar gelişmenin gidişini, genel bir biçimde, belirli bir dönem için, bulundukları bölgeleri hiç hesaba katmadan, bütün halklarda geçerli olarak düşünebiliyorduk. Ama barbarlığın ortaya çıkışıyla, iki büyük kıtadan herhangi birinin özel doğal niteliklerinin hesaba katılması gereken bir aşamaya erişmiş bulunuyoruz.
Sayfa 28
Reklam
Kapitalist sanayileşme ile öyle bir dünya yaratıldı ki, bu dünyada “yalnızca hem fiziksel hem ahlaki olarak hayvani bir düzeye gelmiş, insanlıktan çıkmış, alçalmış bir insan ırkı kendini bu dünyalı hissedebilir.
Bir komünist liderin itirafı...
Ben öldükten sonra toprak olacaksam; diriliş, ceza, veya mükafat yoksa benim yaptığım mücadelenin değeri nedir? Söyleyin bana? Vay, yoldaşlarımın kalbine gömülecekmişim veya unutulmayacakmışım, alkışlanacakmışım neye yarar? Ben mahvolduktan sonra beni alkışlayanların takdir sesleri, kabirde vücudumu parçalayan yılan ve çıyanları insafa getirir mi? Söyleyin, bu gidiş nereye? Bunun izahını Marks, Engels, Lenin yapamıyor.
Sayfa 106Kitabı okudu
Toplum düzeni için kavgada yalnız liderler olamaz tek başlarına. Geniş anlamda liderlerin yardımcıları, diyelim kadroları vardır: İsa'nın havarileri gibi.. Muhammed'in Ebu Bekiri, Osman'ı, Ömer'i, Ali'si gibi ... Marks'ın Engels'i vardı, sonra da Lenin'i... Bir toplum düzeni söz konusu olunca kuramları din, Allah aracılığı ile ortaya atanlarla yayanlar toplumlara, haklara götürenler olmuştur. Dava için savaşan adsız neferleri de düşüneceksin... Hele hele halkları hiç unutmayacaksın!
Sayfa 171 - Cem Yayınevi, 1988Kitabı okudu
Engels ve Darvincilik
3) Engels 1873'ten 1876'ya kadar, kendisini tezatlar barındırdığı, çok farklı saldırı hedefleri (doğa felsefeleri, kaba materyalizm) ile birbiriyle uyuşmaz tutkular (somut bir epistemoloji, düşüncenin bilimi, gerçeğin diyalektiği) arasında gidip geldiği için gerçekleşemeyeceği anlaşılan "doğanın diyalektiği" projesine adadı.
Sayfa 190 - Yordam KitapKitabı okudu
Reklam
Darvincilik başlıklı makale
24 Kasım 1859'da, Türlerin Kökeni'ni yayınlayan Darwin, bilimsel evrim teorisinin temelini atarken, canlı varlık popülasyonlarında üreme sırasında gerçekleşen küçük değişiklikleri ve bu varyasyonların doğal seçiliminin özellikle çevreye ve nüfus fazlasına bağlı olduğunu ifade eden varyasyon/seçilim kavramsal çifti sayesinde biyolojide
Sayfa 188 - Yordam KitapKitabı okudu
Marx'ın 1848 öncesi döneme ilişkin -Fransız burjuvazisini “çok daha az kahramansı” ifadelerle betimlediği- savlarını, 1848 civa­rı döneme ilişkin savlarıyla karşılaştırarak, Marx'ın ve Engels'in, “1789'daki devrimci burjuvazinin erdemlerini, özellikle 1848'in Almanya'da büründüğü 'yoz' görüntüyü daha etkili bir biçimde aşağılamak için övdükleri”ni savunur.
Üst aşama - Ok ve yayın kullanımıyla başlar; Bu araçlar sayesinde av eti sıradan bir besin, av da, olağan uğraşı dallarından biri durumuna gelmiştir. Yay, kiriş ve ok, daha şimdiden, bulunması uzun, yinelenmiş deneyimleri ve çok keskinleşmiş zihin yeteneklerini, öyleyse birçok başka türetimlerin de bilinmesini gerektiren çok karmaşık bir alet oluştururlar. Ok ve yay kullanan ama henüz çömlekçiliği bilmeyen (Morgan'a göre, barbarlık durumuna geçiş çömlekçilikle başlar) halklar incelersek, gerçekte bazı ilk köysel kuruluşların, yaşam araçlar üretiminde belirli bir ustalaşmanın, tahtadan kap ve avadanlıkların, bitkisel liflerden elle (tezgâhsız) yapılan dokumacılığın, kabuk ya da sazdan örme sepetçiliğin, cilâlı taştan yapılma aletlerin (neolitik) varlığını buluruz. Çoğu zaman, taş, balta ve ateş, bir ağaç gövdesini oyarak kayık yapılmasında; bazı bölgelerde de, kalas ve tahta levhalar, konut yapımında, daha bu dönemde kullanılmışlardır. Bütün bu gelişmeleri, örneğin ok ve yayı iyi bilen, ama çömlekçiliği bilmeyen Kuzey-Batı Amerika yerlileri arasında görüyoruz. Barbarlık çağı için demir kılıç ve uygarlık için ateşli silah neyse, yabanıllık için de ok ve yay odur: her işi çözümleyen silah.
Sayfa 26
Yabanlık - orta aşama - balık ve ateşin bulunması
Yeni bölgelere yerleşme, sürekli olarak uyanık bulunan bulgu ve türetim içgüdüsü ve sürtmeyle ateş elde etmenin öğrenilmesi, sıcak küller ya da toprakla kazılmış fırınlar içinde pişirilmiş nişastal kök ve yumrular gibi, mızrak ve topuz cinsinden ilk silahların bulunmasıyla zaman zaman yardımcı bir besin haline gelen av hayvanları gibi, yeni geçim araçlarının elde edilmesini sağladı. Ama, kitaplarda yazdığı gibi avcılıktan başka hiçbir şey yapmayan, yani yalnızca avla yaşayan halklar asla var olmamışlardır; çünkü av ürünü, tamamen tesadüfidir. Beslenme kaynaklarının sürekli darlık ve güvensizlik sonucu, yamyamlık, bundan böyle uzun zaman sürmek üzere, bu aşamada ortaya çıkmış olabilir. Günümüzde, Avustralyalılarla Polinezyalıların çoğu, henüz yabanıllığın bu orta aşamasında bulunmaktadırlar.
Sayfa 27 - Sayfa yayınları, 2013
Her şey vardır ve yoktur,çünkü her şeyi akıcıdır, durmadan değişmektedir, durmadan var ve yok olmaktadır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.