Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pyrrhon'a göre, hiçbir şey bilinemez. Montaigne'in ifadesiyle, "İnsanın başında bir bela vardır: Bir şeyler bildiğini sanması." Pyrrhon'un müritlerine, sırtlarını herhangi bir argümana ya da prensibe değil de doğaya yaslayarak yaşamaları öğretiliyordu. Fakat şayet akıl bunca âcizse, dinin gizemlerini kabul etmemek için sebep var mıydı? Antik Avrupa dünyasındaki belli başlı üç felsefe okulunun -Stoacılık, Epikurosçuluk ve Kuşkuculuk üçü de bir dinginlik halini hedefliyordu. Yani felsefe, düzenli olarak alınması halinde ataraxia'ya ulaştıracak olan bir yatıştırıcıydı. Felsefe yapmanın amacı iç huzuruydu.
Epikurosçuluk
"Yabancı, burada keyfin yerine gelecek. Burada en büyük iyilik hazdır. "
Reklam
İlk büyük hazcı hareketin geçmişi MÖ dördüncü yüzyıla, yani Kyreneli Aristippos'un kurduğu Kyrene okulu adlı düşünce okuluna kadar gider. Kyrene okulu mensupları (Kirenaikler), Sokrates'in mutluluğu ahlaki eylemin sonuçlarından biri sayan inancını vurguluyorlar ama aynı zamanda da erdemin hiçbir içsel (fıtri) değer taşımadığını düşünüyorlardı. Hazzın, özgül olarak da zihinsel haz karşısında bedensel hazzın nihai iyilik olduğuna ve derhal doyuma ulaşmanın, haz için uzun süre bekleme gerekliliğinden daha arzulanır olduğuna inanıyorlardı. Aristippos'un hazcılığından oldukça farklı bir hazcılık biçimi olan (Epikuros'un önderlik ettiği) Epikurosçuluk, Kirenaikleri izledi. Epikuros, hazzın nihai iyilik olduğunu kabul etmekle birlikte, hazza ancak dinginlikle ve derhal doyum yerine arzuyu azaltmakla erişildiğine inanıyordu. (...) Ortaçağda, Hıristiyan filozoflar hazcılığı reddettiler çünkü bunun iman, umut, günahtan sakınma ve başkalarına yardım etme gibi Hıristiyan erdemleriyle ve ülküleriyle uyuşmadığı kanısındaydılar. Yine de bazı filozoflar, Tanrı insanların mutluluğunu istediği için, hazcılığın da kendine has değerlerinin olduğunu savundular. Hazcılık, Jeremy Bentham'ın ve John Stuart Mill'in eserleri sayesinde en çok on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda yaygınlaştı.
Epikurosçuluk
Hiçten, hiçbir şey yaratılamaz tanrısal güçle. Ölümlülerin bunca korkuya kapılmaları, Yerde ve gökte tanıklık ettikleri olaylara Gözle görülür bir neden bulamamalarındandır. Kolaydır tanrının istemiyle açıklamak bunları. Hiçten, bir şey yaratılamayacağını kavrayınca Daha açık seçik göreceğiz önümüzdeki yolu; Tanrıların el olmadan varlıkların Nasıl oluştuğunu ve varolduğunu.
Sayfa 162Kitabı okudu
Nihayet, İngiliz göreneklerinin genel anlamını hiç düşündünüz mü? Bu, maddenin kutsallaştırılması, tanımlı, tasarlanmış, bilgece uygulanmış bir Epikurosçuluk değil midir? Ne olursa olsun, İngiltere belki de farkında olmadan materyalisttir.
Sayfa 203 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Ayrıca, insanların ne ölümden ne de tanrılardan kork­maması gerektiğini ve iyi bir ahiret umuduyla dünyevi zevklerden yoksun bir yaşam yerine, sürdürdükleri bu yaşamdan haz duyma­ları gerektiğini öğretti; çünkü haz hayattaki en önemli şeydir ve Epikurosçuluk doğası gereği hazcı/hedonist bir felsefedir ya da haz-temellidir.”
Herkesin dogması kendine.
Dönek, dogma, sapkınlık sözcükleri, Hıristiyanlar tarafından felsefe tarikatlarından alındı. Stoacılık, Epikurosçuluk, Platonculuk, Kinizm, Pisagorculuk; her bir tarikat, kurucusunun öğretisini sürdürüyor ve onun dogmalarına sadık kalıyor ya da öyle olduğuna inanıyordu; bağımsız araştırma fikri onlara yabancıydı. Öğreti bir hazine gibi elden ele aktarılıyor ve hararetli bir şekilde diğer tarikatların öğretisine karşı mücadele ediliyordu; yüzyıllar boyunca dogmalara sızmış olan ve kimi zaman önemli boyutlara ulaşan değişimler istençdışı oluyor ve bizzat yaratıcılarınca bile fark edilmiyorlardı. İnanç sahiplerinin, hiçbir hiyerarşi bulunmayan örgütlenmemiş özgür gruplaşmaları olan tarikatlar, bir yandan da kendi dogmalarının dar kafalılığı içinde bulunuyordu.
Sayfa 244Kitabı okudu
77 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.