Bir kaptanin macaralarini anlatmasi ve bir gezisi sırasında gördüğü devleti tasfir etmesi seklinde basliyor kitap.
Yazar kafasındaki ideal dünyayı anlatmis. Hıristiyanlık dinine çok övgü var. Devletin başında rahip var. ama Hıristiyanlık ogretileriyle de uyuşmayan kurallarla dolu bir toplum hayal etmiş.
7 kat duvarla şehri koruma altına almış, bu duvarlari egitim tahtası gibi bilimsel bilgilerle doldurup halkını eğitmiş,
Katı kominist devlet yonetimine benzetilebilecek bir devlet anlayisi. Kisisel özgürlükler cok sınırlı, özel mülkiyet yok. Hersey ortak ev, eş, kiyafet seçimi gibi birçok konuya devlet karar veriyor.
Aile mefrumunu kaldırması, çocukların aile sevgisinden uzak yurtlarda büyütülmesi insan fıtratına uygun olmayan bir durum olduğunu düşünüyorum.
Yazar, kaptanın tatlı tatlı gördüklerini anlatırken birden kesiyor gitmem lazım diyor ve kitap bitiyor.
Kitap Devlet anlayisinda; halkın güvenliği, eğitimin önemi, sehrin bir egitim alanina cevrilmesi, eşitlik gibi güzel fikirler barındırmakla birlikte, aslında yedi kat duvarla çevrili, kaliteli bir hapishane hayatı tasviri yapıldığını düşünüyorum, hele aileyi yok etmesi, toplumun çekirdeğini parçalamak, doğaya aykiri bir dusunce olarak görüyorum.