Turgut Özakman kitabın önsözünde şöyle diyor: “Hazır olduğumu sanarak başladım. Epeyce de yazdım ama sürdüremedim. Hazırlığımın yeterli olmadığını anladım. Kendini o siperlerde yatmış, o ateş altında kalmış, yüzüme kan sıçramış gibi hissetmiyor, Çanakkale’yi yaşamıyordum.Diriliş’i yazarken bazı şehitlerin omuzbaşımda durdukları, yazdıklarımı
Yargı karşısında bütün insanlar eşittir esas olarak da özellikle hüküm giymemiş insanlara işkence edilmemeli dövülmemeli dediği için onu liberal olarak nitelenmelerine hep şaşırıyordu.
Diriliş eri çalışkandır. Tembellik, nefsin yatağıdır, onun için. Baştan sona, Diriliş Toplumu, çalışkanlık esası üzerine, inceleme ve ilim aşkına bina edilmiştir.
Faniler tek derdimizin onları kötü yola sürüklemek olduğu konusunda kendilerini ikna etmiş olabilirlerdi ama esad kötülük içlerindeydi. Kimse kimseye zorla zorbalık yaptıramazdı.
Diriliş eri çalışkandır. Tembellik, nefsin yatağıdır, onun için. Baştan sona, Diriliş Toplumu, çalışkanlık esası üzerine, inceleme ve ilim aşkına bina edilmiştir.
Arkadaşım öldü ve sonra dirildi diyen bir dangalak vardı buralarda geçen sene.
CNN özel programlarında) ortaya koyduğu üzere, donma derecesine yakın göllere ve nehirlere düşüp "ölen" insanlar aslında tam ölü değildir. Ana gövde sıcaklığı çok hızlı ve keskin biçimde düştüğünden, hayati beyin ve vücut dokuları daha sonra hayata döndürülmeye yetecek bir süreyle korunmuştur. Fiilen ölü bir kişinin dirilişi gibi