Efsane Komutan Şamil Basayev(Abdullah Şamil Ebû İDRİS), Paulo Coelho'nun "Aydınlık Savaşçıları El Kitabı" isimli kitabından bazı fazlalıkları çıkararak ayet ve hadislerle bazı yerlerde de sahabe efendimizin hayatlarından kesitlerle "bir mücahid nasıl olmalı?" sorusuna cevap verir nitelikte, cihad şuurundan bahsettigi, Cihad
Cengiz Han ve Timur Han'ın taarruzları bugün üzerinde yaşadığımız Anadolu topraklarının Türkleşmesinde önemli rol oynamıştır.Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından konulan Esenboğa ismi Timurun komutanlarından birinin adıdır.
Şimdi merak edilen şey acaba milliyet mi esas olmalıdır yoksa din mi?Bu soruya cevap zor verilebilir.Yaşanan coğrafyada varlık sebebini oluşturan şey ne ise o esas olmaktadır.
Kazağın sırtımı, canımı, sevdan evrenimi sarmışken böyle nasıl üşürüm? Karacadağ kışlamış, Esenboğa ya da Etimesgut’ta ısı sıfırın altında habire almış yürümüş.
Koymuyor bana.
1995 yılında hazırlanan ‘‘Yeni Aşı Üretim Tesisleri Master Planı'', 40 milyon dolarlık yatırım gerektirdiği için rafa kaldırıldı. Türkiye'nin söz konusu dönemde yıllık aşı ithalatı 13 milyon dolar tutarındaydı ve 1998 yılında Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün aşı üretim faaliyetleri durduruldu. Yıllarca atıl kalan kurum, 2 Kasım 2011 tarihinde kapatıldı.
1981 yılında hekimliğe başlayan ve 90'ların başına kadar yerli aşıları kullandıklarını söyleyen Profesör Feride Aksu Tanık, Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün bilinçli olarak yıpratıldığını savunuyor. Tanık, ‘‘Kendi kaderine terk edilen kurum doğal olarak çağın gerisinde kaldı. Bu siyasi iradenin verdiği politik bir karardı,” diyor ve ekliyor:
“Aslında kamusal sağlık alanının itibarsızlaştırılması 80'lerdeki piyasacı politikalarla başladı. Dönem Hıfzıssıhha yetkilisinin bana aktardığına göre, 90'ların ortalarında Ankara'da Esenboğa yolunda aşı üretim tesisi kurulma çalışmaları vardı. Hatta aselüler boğmaca aşısını üretebilecek bir biliminsanı da hazırdı. Ama ithalat kararı verildi. Kamu eliyle kamu çökertildi.''
1995'te 13 milyon dolar tutarında aşı satın alındığı için 40 milyon dolarlık yatırımı gereksiz bularak aşı üretiminden vazgeçen ve net ithalatçı ülke konumuna geçen Türkiye'nin 2018 yılı itibarıyla aşı ithalatının 200 milyon dolara ulaşması da, söz konusu dönemde verilen ve sonrasında da arkasında durulan kararın ne kadar isabetli (!) olduğunu gösteriyor.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ çıktı, "Domuz gribi salgını çok ciddi, aşı yapılmazsa beş bin kişi ölecek, aşı yapılırsa bile 400 kişi ölecek" dedi, iyi mi! Kuş gribinden onca insan öldüğünde “Risk yok, pişirin yiyin" demişlerdi. Keneden onca insan öldüğünde "Risk yok, pantolon paçalarını çoraba sokun" demişlerdi. Domuz