❝...insan kalbinde, zayıfların güçlüleri kendi seviyelerine çekmeye çalıştığı ve insanları kölelikte eşitliği, özgürlükte eşitsizliği tercih etmeye sevk eden, ahlaksız bir eşitlik zevki vardır.❞
Ey sesler annesi, harfler sureti
Bir dünya şarkısıyım ben ağzında harelenen.
Oda, hayal, sokak, hatıra
Yalnızlıkla kalabalık arasında bir eşitlik işaretiyim.
İ. Hami Danişmend (1899-1967), eski ve yeni batılı yazarların yazdığı kaynakları büyük bir titizlik, zenginlik ve özenle okuyup derlemiş. Fakat kitap adının verdiği beklentiyi pek karşılamıyor. Neredeyse eser sadece Osmanlı devrinden ibaret. Orta Asya'daki İslam Öncesi Türklerin "toy" adlı kurultay meclislerinden sadece şöyle bir söz ediyor. Osmanlı öncesi İslamiyet sonrası devirden de sadece Selçuklulardan bir bölümde bahis açıyor. Ayrıca "demokrasi" diye adlandırılabilecek rejime istinat ettiği uygulamalar da biraz zorlama. Demokrasiden çok Osmanlı'da sanıldığının aksine mutlakiyet (mutlak monarşi) olmadığı ve çağının en hoşgörülü, özgür ve eşit devleti olduğunun kanıtını sunuyor. Hakkını teslim etmek lazım ki bunu da başarıyor. Fakat "demokrasi" kavramına en yakın icraat olan ayan, imam ve kocabaşıların (muhtar, belediye başkanı) ahali tarafından seçilmesi bölümü dışında diğer kısımlar zannımca tam olarak demokratik denilmeyecek usuller (Divan ve Şeyhülislam'ın padişah değiştirmesi, karar alması vb.). Bence kitabın adı "Eski Türk Demokrasisi" yerine "Osmanlı'da Padişah Yetkilerinin Sınırları, Eşitlik ve Erken-Demokratik Hareketler" vb. olsa içeriğini ve beklentiyi daha iyi yansıtacaktır.
Yüce Allah buyuruyor ki: «Kadınlar arasında ne kadar adâletli davranmaya çalışsanız, eşitlik yapmanız mümkün değildir. Fakat onlardan birine tamamen gönül verip diğerini askıdaymış gibi bırakmayın. İşleri düzeltir ve haksızlıktan sakınırsanız bilin ki Allah şüphe yok ki çok bağışlar ve çok merhamet eder.» (Nisâ, 129)
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki: «İki zevcesi olan bir erkek zevcelerinden birine fazla meyleder (diğerini ihmal eder)se, kıyâmet gününde bedeninin bir tarafı çarpık olarak haşrolunur.»
•Eşitlik zayıflık değil bilgeliktir. İyi olmaktan bu kadar korkmayın. Bir kez olsun sevgiyle bakmayı deneyin dünyaya. Hiçbir halk sonsuza dek efendi, hiçbir halk tutsak olarak yaşayamaz. “BARIŞ” hepimizi onurlu ve özgür yapacak tek olanaktır.
Çıkarın kulağınızdan körlüğün tıkaçlarını… •
1996