Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Peygamber'in yaptığı birçok şey kendi devrinin ürünüydü. Bunları sünnetin zorunlu bir parçası olarak görmüyorum. Sünnetin büyük ölçüde Hz. Peygamber'in yerleştirdiği ruha dayandığını düşünüyorum. Cömertlik, sevgi ve hoşgörü ruhu; kendisine zulüm ve baskı yapanları affetmede ısrar etmesi; yaşlılara, çocuklara ve toplumda bir kenara itilmişlere karşı gösterdiği saygı ve hizmet anlayışı; adalet, eşitlik, dürüstlük konusundaki titizliği; araştırma, ilim ve eleştiriye bağlılığı; işte bu sünnetlere uymamız gerekiyor." "Sen kim oluyorsun?" diye bağırdı öfkeyle; "Kalkmış bir de sünnetin ne olup ne olmadığını söylüyorsun. Sakalın bile yok!"
Sayfa 224 - Mahya YayıncılıkKitabı okuyor
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Reklam
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
274 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Burjuva Devrimi
Daha önce Voltaire ve aydınlanma, İslam çağımıza yanıt verebilir mi kitaplarını okuduğum değerli aydınımız Server tanilli hocamız bizi bu defa 15'inci Louis'in son dönemi ve 16'ıncı Louis'in yaşamından başlayarak saraydaki entrikalara götürüyor. Ardından Voltaire, Jean meslier ve Jean Jack Russou ile devam eden aydınlanma nihayet köylünün ödemeye tahammül edemediğii vergiler ve açlık dayanılmaz hale geliyor. Ve bu fırsatı bekleyen Burjuva önderliğinde bir halk devrimi başlıyor. 1804 yılına kadar pek çok düşünce insanı ve kral dahil zamansız yaşama veda ediyor. İlk akla gelen Danton ve Robespierr'in çabaları ve bir de gazeteci var şimdi adını unuttum, onunda gayretleri sayesişnde kesin olarak Cumhuriyet ilan ediliyor. Fakat halk burjuva tarafından aldatıldığını anladığında iş işten geçiyor. Kitap mısır'a sefere gönderilmesine rağmen donanması "40.000 asker" ingilizler tarafından yok edilince bir şekilde geri dönerek Fransa'yı yeniden monarşiyle yönetme gücünü ele geçiren Bonapart'ın hükünranlığoyla sona eriyor. Kalan kısımda Bertrand Russel ve diğer 1793/1806 yılında Fransa dış işlerinde görev alan devlet adamlarının uyarı mektuplarıyla sona eriyor. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik devrimin sloganı oluyor. Devrimle birlikte, soyluların ayrıcalıkları ve kilisenin hükmü ve mal varlığı sona eriyor. Laik bir yönetim anlayışı onca dökülen kan sonrası kabul ediliyor. Meraklılarına tavsiye ederim.
Dünyayı Değiştiren On Yıl
Dünyayı Değiştiren On YılServer Tanilli · Cem Yayınevi · 199350 okunma
"Çölde kardeşine karşı işlediğin suçun karşılığı en ağır ceza­larla ödetilir. Çünkü orada yemekte, suda ve mülkte eşitlik var­dır. Kardeşin açken elindeki ekmeği paylaşmazsan bu ihanete eşdeğer bir suçtur. Ve işlenen suçların bedelleri hayatla ödenir. İşte Haricilerin büyük günahı küfür kabul eden ve işleyeni ebe­di cehenneme sürükleyen anlayışı kolayca benimsemelerinin geri planında bedevilikten gelen bu zihniyet olabilir."
Sayfa 211 - manaKitabı okudu
314 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
》Bir Tek İnsan Bütün İnsanlık Serüvenini Yaşıyor《
Montaigne 16.yüzyılda yaşamış Rönesans ve serbest düşünce hareketinin önemli bir figürüdür.Tolstoy gibi soylu ve varlıklı bir ailede doğmuş ve daha sonra denemelerini yazmak için şehirden uzakta,tabiatla iç içe yaşamaya başlamıştır.Babası onu doğduktan hemen sonra bir köylünün evine bırakmış ve erken yaşta orada kendi ayaklarının üzerinde durup
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,6bin okunma
Reklam
İttihad-ı İslâm (İslâm birliği, panislâmizm), ittihad-ı Osmaniye göre daha dar fakat daha mütecanis (homojen) bir fert, vatandaşlık, millet ve birlik çerçevesi arayışıdır. Tanzimat ve eşitlik politikalarının başarısızlığı ve gayrımüslim ayrılıkçılığın azalacağına kuvvetlenmesi Osmanlı Devleti'ni ve aydınlarını buraya, İslâm birliği fikrine ve siyasetine getirmiştir. Bu fikrin merkezinde, kaynaklara dönüş üzerinden inşa edilen yeni (dar ve sade) yorumuyla Yeni Selefî İslâm yorumu vardır. Türk, gayrıtürk bütün Müslüman Osmanlı tebeası (geniş yorumda Osmanlı toprakları dışındaki Müslümanlar dahil) mezhep, meşrep, coğrafya, nesep farklılıkları hesaba katılmaksızın, yeni İslâm/Müslümanlık yorumunun da yardımıyla bir, eşit ve kardeştir, bir, eşit ve kardeş haline getirilmelidir. Kolaylıkla tahmin edilebileceği üzere mezhep, meşrep farklılıklarını yani tarihi, İslâm tarihi içinde oluşmuş ilmî, siyasî, fikrî kabulleri, teamülleri ve anlayışları, sosyal statüleri esas almayarak, onları törpüleyerek birlik arayan bir İslâm anlayışı elbette yeni bir din yorumu olacaktır. İslâmcılık fikriyatı ve hareketi dediğimiz tam da budur, zaman zaman ittihad-ı İslâmla aynı şey kabul edilmesinin ana sebebi de bu olmalıdır.
Sayfa 660Kitabı okudu
Üzerinde yükseldiği sınıflı toplumu kutsayan İslam'da kaba hatlarıyla Sünni-Şii diye bilinen ilk bölünme, bu dinin,.farklı kesirnlerce iki ayrı düzlemde algılanmasından kaynaklandı. Birine göre İslam, her türlü zulüm ve baskıdan kurtuluşa götüren bireysel ve kümesel (cemaat) bir hidayet yoluydu. Diğerine göre ise, komünal gelenekleri yozlaştıkça başıbozukluğa, toplurnsal anarşiye sürüklenen kabile düzeninin egemen olduğu ortarn da merkezi iktidar vasıtasıyla belli bir sosyal düzen kurmaktı. İlk algılama biçimini benimseyen ezilen yığınlar açısından İslamiyet, ahlaki bir öğreti olarak eşitlik ve adaleti içeriyordu. İkincisinin İslamiyet anlayışı, "düzen ve şeriat kuralları her şeyin üstündedir", zenginlik ve fakirlik ilahi irade hükmünde olup, "Allah istediğini rızıklandırır" şeklindeydi. Dolayısıyla merkezi iktidara başkaldıran herkes, "ehl-i ridde, bid'at ehli, sapkın, fitneci, rnünafık" diye suçlanır; tehlikenin önemine göre tasfiyesi için uygun bastırma (tenkil) yöntemleri kullanılırdı.
64 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar sevgili kitapsevenherkes ailesi bugün size #pamukileyabancıyazar #pamukokumalar #şubatayıokuduklarım @canyayinlari kısa klasiklerinden Çoğunluğun Zorbalığı kitabı ile geldim. Adalet her hükümetin yönelmesi gereken hedef olmalıdır.” Fransız düşünür, tarihçi ve hukukçu Tocqueville nin 1830 yıllarda Amerika’ya yaptığı seyahat (cezaevi
Çoğunluğun Zorbalığı
Çoğunluğun ZorbalığıAlexis de Tocqueville · Can Yayınları · 20201,239 okunma
Demokrasi ve islamiyet
Çağdaş Avrupa'nın demokrasi anlayışı bu, kısaca. Şimdi de İslâmiyet'in devlet telakkisine bir gözatalım. İnsanlar, doğuştan eşittirler: kullukta, fanilikte eşitlik. Ama menfi bir eşitlik bu. Sonra, iman sayesinde yeni bir eşitlik kazanırlar, kardeş olurlar. Rabbin lütuflarından aynı ölçüde faydalanacaklardır: hukukî ve müsbet bir eşitlik. Kulun bütün haysiyeti: mümin oluşunda. Kul, mümin olunca hukukî bir hüviyet kazanır, dilenciyi halifeye eşit kılan bir hüviyet.
Reklam
Sinema Felsefesine Giriş 1
Amour'daki çiftlerin ilişkileri romantik aşk kavramına uyan boyutlara sahip görünmez. Romantik aşkın en önemli ölçütlerin den birisi özgürlük, zaten evlilikle sınırlanmıştır, Evlilik, Deleuze. ün "molar çizgi" olarak nitelediği kurumsal bir sözleşmedir Ba kurumun içine girildiğinde zaten åşıklar bir şekilde "ötekine" bag-
Hudutsuz ve sınırsız hak ve hürriyet olamaz. Eğer böyle bir hak ve hürriyet anlayışı kabul edilirse, insanlar arasında eşitlik ortadan kalkmış olur. Çünkü gerek kendisinin, gerek mensup olduğu bir zümrenin kaba kuvveti veya ekonomik gücü sayesinde birtakım insanlar, diğerlerinin hak ve hürriyet sahalarına girerler.
Hudutsuz ve sınırsız hak ve hürriyet olamaz. Eğer böyle bir hak ve hürriyet anlayışı kabul edilirse, insanlar arasında eşitlik ortadan kalkmış olur.
427 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.