Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aleviliği kendinden koparıp, başka inanışların sentezi ve ardılı gibi göstererek başka merkezlere bağlamaya ve ortadan kaldırmaya çalışanların gözden kaçırmaya çalıştıkları bu Alevi Veli’si, Battal Gazi’dir. Hacı Bektâş-i Veli Velâyetnamesi’nde masalsı bir anlatımla, Hacı Bektâş-i Veli’nin Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Battal Gazi’nin kabrini ziyareti nakledilir. Velâyetname’ye göre Hacı Bektâş-i Veli Battal Gazi’yi ziyaretinde “esselamü aleyküm suyun başı” diye selamlar. O anda Battal Gazi’nin kutlu mezarından “aleyküm selam ilim şehrim” diye cevap gelir.
Aleviliği kendinden koparıp, başka inanışların sentezi ve ardılı gibi göstererek başka merkezlere bağlamaya ve ortadan kaldırmaya çalışanların gözden kaçırmaya çalıştıkları bu Alevi Veli’si, Battal Gazi’dir. Hacı Bektâş-i Veli Velâyetnamesi’nde masalsı bir anlatımla, Hacı Bektâş-i Veli’nin Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Battal Gazi’nin kabrini ziyareti nakledilir. Velâyetname’ye göre Hacı Bektâş-i Veli Battal Gazi’yi ziyaretinde “esselamü aleyküm suyun başı” diye selamlar. O anda Battal Gazi’nin kutlu mezarından “aleyküm selam ilim şehrim” diye cevap gelir.
Reklam
"Sen bana bir şey bırakmadın ki!"
Hz. Selmân anlatıyor: Bir adam, Allah Resûlü'ne gelerek "Esselâmü aleyküm ey Allah'ın Resûlü!" dedi. Allah Resûlü de: "Ve Aleykesselam ve rahmetullahi ve berekâtüh" diye karşılık verdi. Daha sonra bir başkası gelerek: "Esselâmü aleyküm ve rahmetullah" dedi. Allah Resûlü: "Ve aleykesselam ve rahmetullahi ve berekâtüh" diye mukabelede bulundu. Bir diğer şahıs gelerek: "Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh" deyince Allah Resûlü: "Ve aleyke (senin de üzerine olsun)" şeklinde karşılık verdi. Bunun üzerine adam: "Yâ Resûlallah, sana falan ve falan adam geldiğinde ve sana selam verdiğinde, onlara benden daha güzel bir şekilde karşılık verdin." dedi. Allah Resûlü: "Sen bana bir şey bırakmadın ki! Çünkü Allah Teâlâ ‘Size selam verildiği zaman ondan daha iyisiyle mukabele edin.' buyurmaktadır. Bu nedenle, ben sana ancak aynen mukabele edebildim." buyurdu.
Sayfa 176Kitabı okudu
İLK SELÂMLAŞMA
Âdem Aleyhisselâm, gidip Meleklere: “Esselâmü aleyküm!” dedi. Melekler de: “Esselâmü aleyküm ve rahmetullâh
Sayfa 33 - Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları / Yeni ŞafakKitabı okudu
Batman'daki toy günlerinde rakip belledikleri diğer İslami gruplardan kişilere rastladıklarında, "Esselamu aleykum" yerine, "Allah'ın ölümü üzerine olsun" anlamında "Saaleykum" dedikleri aklına geldi.
Sayfa 30 - Metis Yayınları
Tarikat dersi esnasında Cüneyd-i Bağdadi, ona birisi selam verse selamını almıyordu. Hastaydı, son günleriydi. Ziyaretine geldiler. Esselamü aleyküm dediler. O aleyküm selam demedi. Neticede hadi bakalım dersi bitti. Dedi ki: Kusura bakmayın, dedi. Siz geldiniz selamün aleyküm, dediniz diyor, ben selamınızı almadım geciktirdim. Çünkü korktum ki sizin selamınızı alırken, sizin selamınızı alırkenki zaman içerisinde ben ölürsem, tarikat dersim tam bitmeden öleceğim için, dedi utandım Rabbimden selamınızı alamadım, kusura bakmayın şimdi alıyorum dedi. "Ve aleyküm selam" küt gitti. *** Ben bugün işte derse gelemeyeceğim misal. Niye? Ya ben işte kokuyorum işte banyoya falan filan gideceğim misal vesaire. Ama ilim gidiyor. İlim gidiyor.
Reklam
Zekâi Efendi, Kıbrıs'tan Mekke'ye geldiği ilk günlerde şahid olduğu fevkalâde bir hali şöyle anlatmıştı: Mekke-i Mükerreme'ye geldim. Parasız kaldım. Sabrediyorum. Fakirlik zor imiş; bunu gördüm, yaşadım. Fakat manen çok zengin idim. Manen çok şeyler kazandım... İlk umre tavafımı yaptım. Altınoluk'un altında oturuyorum. Kâbe-i Muazzama'ya bakarken hatırımdan, gönlümden şu geçti: "Yarabbi, ben sanırdım ki, Kâbe-i Muazzama'nın civarında, Kâbe'den yüksek ev bulunmaz..." O günlerde, civarda dört beş katlı evler bulunuyordu. Yalnız zihnimden geçiyor, dilimle bir şey söylemiş değilim... Rükn-i Yemani tarafından, Altınoluk'un altına doğru bir zat geldi. İhramlı, saçlı, esmer, son derecede mehîb, heybetli... Selâm verdi: "Esselâmü aleyküm!" "Ve aleykümüsselâm..." dedim. "İrfa' re'sek ve'n-zur fevkek! Başını kaldır, yukarı bak!" dedi. Başımı kaldırdım, Kâbe'ye baktım... Baktım ki, Kâbe gidiyor... Semâya doğru yükselip gidiyor, gökte uzayıp gitmiş, sonu görünmüyor!..
Gönlümüz her türlü masiva ile dolu. Bir namazı acaba üç mü kıldık, dört mü kıldık okuduk mu okumadık mı, haberimiz bile olmadan Esselamü Aleyküm diyerek namazdan çıkıyoruz. Bu nasıl iş kıblemiz yok, yüzümüz dönmüş ama gönlümüz dönmemiş. Asıl hüner gönlü Allah'a çevirmektir. Gönlü Allah'a çevirmek de Allah demekle olur.
Utanç !
Bu üniformalı askerleri geçtikten sonra bu kez kapının genelde içinde oturan Ürdün görevlileri sizi karşılar. Onlar da sizi dikkatlice süzecek ve Müslüman olduğunuza kanaat getirmeleri hâlinde içeri girmenize izin vereceklerdir. Bu iki grup insanı rahatlıkla geçmenin yolları şöyledir: İsrail askerlerine Türkiyeli olduğunuzu söylemeniz, eğer sağlam bir delil isterlerse pasaportunuzu göstermeniz; Ürdünlülere ise yürekten tebessümle bir, "Selamün Aleyküm" demeniz yeterli olacaktır. "Esselamu Aleyküm demediğiniz için zaten Türkiye'den geldiğinizi anlayacaklardır. Fiziki özellikleriniz, kıyafetiniz ve duruşunuz Müslüman ve Türk olduğunuz izlenimini uyandırmazsa son çare olarak sizden bir Fatiha okumanızı isteyeceklerdir. Bakara, Al-i İmran, Yasin okumayı teklif etseniz de onlar ısrarla Fatiha'yı dinlemek isteyeceklerdir sizden. Bu durumda Besmele ile Fatihadan iki üç ayet okusanız dahi içeri girebilirsiniz. Tabii heyecanlanıp unutmazsanız!
219 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.