"Peki kimdi Mitat? Denklemdeki etkisiz eleman. Kadraja girmeyen figüran. Kabuğu kapalı antepfıstığı. Orkestrada üçgen çalan adam. Gömlek cebindeki yedek düğme. Çekmecedeki tek kalmış çorap. Kimseye ne faydası ne zararı dokunan bir organizma. Apandis. Ah, bir de bununla övünmez mi!
Sayfa 131 - Can Yayınları Kasım 2019 2. BasımKitabı okudu
HERA… Asya Demeter’in kaleminden
Sıra dışı bir roman... Bir kadın ve bir erkeğin yaşamın akışı içinde çarpışması ve bunu Hera’nın sağlaması… Hera kim mi; romanın içinde… Yumuşacık bir çekim, aşkın ilk hâlleri derken okuru önce bir sarsan, tökezleten, duraksatan bu ayrıksı hikâye, sevişmelerin derin denizinde yadırganan eylemler bütününün iki kişi arasında ne denli doğal olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Sevgili Asya Demeter, modern çağda kadın olma durumlarını; sevilmekle sevmek, güvenmekle güvensizlik, masumiyetle teslimiyet arasında kalan, kendini arayan, aradığını içinde bulan kadınlara gerçeklerle yüzleşmeleri adına bir ışık yakmış; Beril ve Batu’nun kuralları yıkan öyküsüyle…
Kadınların, erkeklerin, insanın birbirine baktığı yerin, gördüğü şeyin yalın anlatımı… Kimi evliliklerin kadını etkisiz eleman durumuna getiren yok edici iksiri, bir kadının itildiği bitiş noktası… Ve var olma içgüdüsünün tükenmez döngüsü içinde yeniden yeniden filizlenen arzularla tazelenen ruhlarımız…
Hera, o muhteşem mitsel, etkileyici, davetkâr kapağını aralar aralamaz içine alıveriyor insanı... Kitaplar iyi ki var…
"Gerçeğin hiçbir güncel değer taşımadığı bir ülkede yaşıyoruz. Gerçek, nüfus için sadece hayat acısı demek. Lanet okuma dışında hiçbir düşünsel içeriği ve işlevi yok. Gerçek, bizim burada, etkisiz eleman."
‘Yaşadığımız süre boyunca mutlu olduğumuz anlar o kadar da fazla değil. Çoğunluğu ıstırapla ya da ne zaman geleceğini bilmediğimiz kısacık mutluluk anlarını beklemekle geçiyor. Ve ölüm önünde sonunda her canlıyı buluyor.’
.
Yapay zeka ile donanan robot-insanlar onlara hükmeden insanlara başkaldırıyor. İnsanlardan neredeyse ayrılamayacak hümanoidler bunlar. Kendi içlerinde farklı düşünen (düşündürülen de) gruplar var. Bir de babasınının biricik oğlu Cheol. Kötü bir yanlış anlaşılma ile Cheol, kendini hümanoidlerin arasında bulur, şimdi önünde bir yol ayrımı vardır: ya insanlar ya da hümanoidler ile aynı safta yer alacaktır~
.
Yazar Kim Young Ha’nın Bir Katilin Güncesi’nden çok farklı bir eser Veda. Ama ortak bir noktaları var: insanın doğasındaki kötüye yakınlık, iyi ve kötünün çatışması. Bu çatışmayı Veda’da daha da derinden hissediyoruz. Korkutuyor Veda. Yapay zeka üzerine dönen tüm komplo teorilerini akla getiriyor. Fişi çekecek zamanı bulamazsak ve artık fiş bile etkisiz eleman olursa korkusu gün yüzüne çıkıyor.
Bölümler arasında çok hızlı geçişler (ve sınır belirsizlikleri) olsa da sonu için dahi okunabilecek bir eser Veda.
Her şeyin örneğin acının bile bir anlamı olmalı mı, sonsuzluk gerçekten tahammül edilebilir mi, ölüm hepimiz için mutsuz son mu olmalı gibi soruları da düşündürüyor.
Kocaman bir ‘acaba’ eşliğinde, muhtemel senaryoları kurgulayarak okudum Veda’yı.
Tavsiye ederim~
.
Betül Tınkılıç çevirisi, Barış Şehri kapak tasarımıyla ~
Olayları algılama şeklini değiştirmedikçe ve bu değişim için kendini etkisiz eleman olarak gördükçe hissettiğin her olumsuz duyguya daha uzun süre maruz kalırsın.