1913 yılı, 23 Mart gecesiydi.
Eğer o kış akşamı hâlet-i ruhiyemi anlatmak isteseydim derdim ki hayatımın en kayda değer anlarıydı. Hayatımın acayipliklerini sunmak istiyorum size, doğasını garipliklerimin; tiksinç doğamı, beni daima doğru bir yola sevk olmaktan alıkoysa da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim doğamı: bazen dürüst kıldı beni, bazen
Kendimi bildim bileli tartışma okumaya/dinlemeye/izlemeye bayılırım. İlk başta yayınevinden dolayı kitabı okumaktan çekinsem bile en sonunda okumaya karar verip, ertesi gününe bittirdim. İnanılmaz akıcı ve çok tadında bir kitaptı.
Şimdi ne anlatıyor bu kitap, bana ne katacak diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim, kitap genç ve yaşlı olmak üzere iki
Biyolojinin aşka getirdiği açıklamaların kültürel çerçeveler üzerinde kısmen farklı bir etkisi olmuştur. Biyologlar aşkı ge nellikle kimyasal süreçlerle açıklar ve bu açıklama, aşkı, psiko lojiden bile daha fazla, aşk duygusuna yabancı olan faktörlere indirger. Nörobilim alanındaki çalışmalar insanlar âşık olduk larını
Korkak ve ezik mi olmalı ana
Etkiye tepki kaderde var anlasana
Şu halimizin büyük resmine baksana
Sen bana zindan ben sana gardiyan
Nimet mi külfet mi bu çifterlik
Bu zamanda kimsede kalmadı erlik
Kitap yüklüyse kalitelidir semerlik
Heves ve şevki aldı bizden zaman
Kendi doğrularını boşverince ne kaldı
Bu hayat bizden inancımızı aldı
Herkes sürü psikolojisine daldı
Günah keçisi birimiz seçildiği ÂN
Kopernik, dünyamızın evrenin merkezi değil de güneş sisteminde yer alan birçok gezegenden yalnızca biri olduğunu; Darwin, canlılar aleminin efendisi değil de yalnızca basit bir üyesi olduğumuzu dile getirdiğinde insanoğlunun kendi değerine ilişkin inancını ne denli sarsmış ve insanları rahatsız ederek tepki almışsa, Freud da kendi davranışlarımızın, farkında olmadığımız bilinçdışı güçlerin güdümünde olduğunu söyleyerek benzer bir etkiye neden olmuştur.
Bu dışa yönelik etkiye hemen bir tepki oluşuyor, sevgi bizi desteklemeye, nefret ise bizi engellemeye çalışıyor. Bu çelişki yaşamda da aynı kalıyor, çünkü İnsan aynı
kalıyor, beraberinde yakınlık veya antipati duyduğu her şeyle birlikte.
Missouri Zırhlısı ve ABD'nin Türkiye'ye girişi
5 Nisan 1946'da İstanbul'a varan ABD savaş gemisi Missouri Zırhlısı'nın bu ziyaretinin resmi nedeni 11 Kasım 1944'te ölen Türkiye'nin ABD Büyükelçisi Münir Ertegün'ün naaşını Türkiye'ye getirmektL Ancak esas amaç Soğuk Savaş'a girilirken Sovyetler'e "Türkiye'nin yanındayız" mesajı
Pasif agresif ve örtülü agresif kişilik bozukluğu nedir, manipülatörleri nasıl tanırız?
Sevimli bir meleğe benzemelerine rağmen her daim istediklerini almayı bilen manipülatörlerle mücadele etmek zordur. Çünkü sizi deli etmelerine rağmen bunu nasıl yaptıklarını kanıtlayamazsınız. Onlar masum ve iyi niyetli görünmeye devam ederken, istediklerini