Kadın dediğin, mutfakta aşçı, salonda hanfendi, yatakta orospu, mutfakta ölü, salonda ölü, yatakta ölü, sokakta ölü olacak! Evde öldürülürse aile kavgasına, sokakta öldürülürse fıtrata kurban gitmiş olacak. Kocası tecavüz ederse, aile içi mesele, tecoş; yoldan geçen adam tecavüz ederse tahrik indirimi. . Kadın haklı beyler... Kadın öldü beyler... Doğrulmuş çükünüze güvenerek iradesini elinden aldığınız, doğrulmuş silahınıza güvenerek canından ettiğiniz kadınlar size ölürayak son güzelliğini yapar; mutlaka ölmeyi, tecavüze uğramayı hak edecek bir hafiflik yapmıştır da bir iyi hâl indirimi hediye ediverir size. Evet kadınlar gerçekten çok narin, çok anaç, çok fedakar yaratıklar...
Kendinize gelin artık! İzlenecek onlarca film var, en güzel kitapları henüz okumadık çünkü henüz yazılmadı bile. O şarkıyı birileri senin dinlemen için besteledi, o şehri görmeden ölmek bütün bu dünyaya haksızlık olmaz mı? Eğer istediğin gibi yaşamazsan, eğer gerçekten yaşamazsan tüm bu yarattıklarını inkâr ederek Tanrı'yı gocundurmuş olmaz mısın?
Sayfa 60 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“İyilik isteğiyle” baş edebileceğini asla tartışmıyorum; ancak insanın dayanamayacağı bazı olaylar ve koşullar vardır: “Bu gibi ayrıntılar kendiliğinden ortaya çıkar” ve kişiyi alır götürür. Baylar, burada bu “duygululuk” üzerine söylediklerim hiç de boş şeyler değil; basit gibi görünmesine karşın, son derece önemli bir konudur, hatta herkesin
Nurculuk Denen Sayıklama Dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir. Daha zekasının pek iptidaî olduğu zamanlardan beri, insanların din sahibi oldukları da bilinen gerçeklerdendir. Zekanın ve bilimin yükselmesiyle dinler de yükselmiş, tek Tanrılı dinlerle dinler çağı kapanmış, din uğruna yapılan korkunç savaşlar ve kırgınlıklardan
BİR KİMLİK VAKASI "Sevgili dostum," dedi Sherlock Holmes, Baker Sokağı'ndaki evde ateşin karşısında otururken, "hayat, insan aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez. Eğer şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp
(Gazi Üniversitesi, Ziya Gökalp Sempozyumu, Ankara, 8 Mart 2004) Seksen dört yıl önce, 25 Ekim 1924 tarihinde, Büyükada'daki evinden sedyeyle getirildiği Taksim-Harbiye arasındaki Fransız Hastanesi'nde öldü. Kesin bir tanı konulamamıştı, bir süredir devam eden hastalığına aksi olsaydı bile ülkenin ve adı geçen sağlık kurumunun o günkü
Reklam
147 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.