Nazan BEKİROĞLU’nun son romanı mücella’yı okuyup bitirdiğimde bakışlarımı pencereden caddeye uzatıverdim. Yaşam yada yaşamlar tüm hızıyla sürüyordu,
çoluk çocuk genci yaşlısıyla ve hepsininde ayrı birer hikayesi. 1930’ların Trabzon’unun bir kenar mahallesinde başlar dul kalmış Neyyire Hanımla kızı Mücellanın ve yakınlarının öyküsü. Güzel bir
İlk olarak Witcher 3'ü keşfettim ve oynadım. Oyunun hikayesi harikaydı. Bu evren bu kadar güzelse diğer oyunlarını da oynamalıyım dedim ve tüm seriyi oynadım. Daha sonra kitabının çıkacağını duyunca çok sevindim. Hikaye güzel ve sürükleyici fakat oyunlarala kıyasladığımız zaman biraz geride kalıyor. Her ne olursa olsun okurken keyif aldım ve bir sonraki kitabını da okuyacağım. En beğendiğim şey karakterlerin yaptığı doğal konuşmalardı. Aksiyon bulunan bölümlerde o hissiyatı verdi. Betimlemeleri güzel ve başarılı. Taht Oyunları kadar derin bir hikayesi olmasa da okunulabilir bir hikaye.
Yazarın bu son kitabında, bu kez insanoğlunun en çok merak ettiği "nereden geldik, nereye gidiyoruz" sorusunun cevabını irdeliyoruz. Bu kitabında da din, bilim, sanat tarihinden bol bilgiler mevcut.
Kitabın içeriğinden biraz bahsedecek olursam, insanoğlunun dünya görüşünü tümden değiştiren ve evren modelini yenileyen bazı görüşler oldu.Kimi zamanında çok tepki gördü, kimi kabul edildi. Örnek verecek olursam Pisagor'un dünyanın düz olduğunu reddetmesi, Kopernik'in güneş merkezli modeli, Darwin'in evrim teorisi, Einstein'ın göreceliği keşfetmesi gibi. Aynı şekilde Edmond, buluşunun her şeyi değiştireceğini, evrenin yeni bir modelini keşfettiğini söyler ve tam bunları canlı yayında açıklarken bazı olaylar gelişir...
Kitabın kurgusunun gizemi bir yana dursun, benim hoşuma giden kısım betimlemeleri oldu. Kitabın geçtiği mekanlar çok güzel yansıtılmış ve kurgusu olabildiğince okuyucuyu gerecek düzeyde. Sorulan sorular, din, bilim, tarih, macera vb. hepsi güzel bir sarmal etrafında dönüyor. Yazarın diğer kitaplarına göre biraz vasat kalsa da bu denli kapsamlı araştırması ve bilgi birikimiyle yazar sonsuz saygıyı ve bununla beraber övgüyü hak ediyor.
BaşlangıçDan Brown · Altın Kitaplar · 201722,4bin okunma
Isaac Asimov'un yedi kitaplık Vakıf serisinin ikinci kitabı Vakıf ve İmparatorluk, serinin ilk kitabı 5 öykülük Vakıf'ın doğrudan devamı, ama artık hikâyeler söz konusu değil. Kitap ilk çıktığında iki ayrı öykü olarak basılmış oysa : Ölü El ve Katır.
Vakıf'ın ana öyküsü şöyle: milyarlarca yıldızdan oluşan galakside galaktik imparatorluk hüküm
BAŞLIK: JAMES JOYCE OKUYUN, OKUNMALI!
ANA KONU: DİN BASKISI, AİLE BASKISI, TOPLUM BASKISI, BASKI... BASKILAR!...
BENIM GÖZÜMDEN STEPHEN: Karmakarışık her zaman olduğum gibi... Adımlarımı henüz atmadım. Dışarı çıktım. Önümde koskoca bir bataklık. Bunu oluşturan insanlar; ailem, arkadaşlar, akrabalar... Kim için, ne için yaşıyorum?
Bataklığa
İnsanlığın bilgiye olan derin tutkusu süregelen araştırıcılığımızın gerekçesi olmaya yeterli. Ve bir hedef olarak içerisinde yaşadığımız evrenin tam bir tasvirinden daha azına razı değiliz.