Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"... Ey Rabbimiz, bize yüce katından bir rahmet ver ve işimizde, Senin rızanı erişmek için muvaffakiyet nasip et." Kehf, 18/10.
Sayfa 109 - Karavan ÇocukYayınevi
Tahrim Suresi
Ey iman edenler! Allah'a etkili, yürekten bir tövbe ile tövbe edin. Böylelikle Rabbiniz sizin kabahatlerinizi örter, sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyar. O gün Allah, peygamberi ve onunla beraber olan iman edenleri utandırmayacaktır. Onların nurları, önlerinde ve arkalarında koşacaktır. Onlar şöyle diyeceklerdir: Ey bizim Rabbimiz! Bizlere nurumuzu tamamla, bizleri mağfiretinle yarlığa! Şüphesiz Sen, her şeye gücü yetensin. 8 (28.Cüz,66.Sûre)
Reklam
“Allah hiç kimseye taşıyabileceğin­ den daha fazlasını yüklemez: kişinin yap­ tığı her iyilik kendi lehinedir, her kötülük de kendi aleyhine.” “Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden ha­ta yaparsak bizi sorgulama!” “Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yükle­diğin gibi bize de ağır yükler yükleme! Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yük­leri bize taşıtma!” “Günahlarımızı affet, bizi bağışla ve rahmetini yağdır üstümüze! Sen Yüce Mevlâmızsın, hakikati inkar eden topluma karşı bize yardım et!” “
رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ ٭ رَبَّنَٓا اِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ فٖيهِ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُخْلِفُ الْمٖيعَادَ ٭ Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dualara cevap verip istediklerimizi bize bağışlayan Sensin. Ey Rabbimiz! Geleceğinde şüphe olmayan hesap gününde insanları huzuruna toplayacak olan da muhakkak ki Sensin. Hiç şüphe yok ki Allah va’dinden dönmez. (Âl-i İmrân Sûresi, 3:8-9.)
“Hz. Mûsâ’ya kavminden bazıları şöyle bir soru sordular:” “-Yâ Mûsâ! Rabbimiz uyur mu?” Hazret-i Mûsâ (Aleyhisselâm) kendisine bu soruyu soranlara: “-Ey kavmim! Allah’tan korkun, bu nasıl bir soru?” Diyerek bu gafil ve de cahil kişileri uyardı. Fakat yüce Allah, bu kişilerin aklına gelen soruya açıklık getirmek için, Allâhü a’lem (doğrusunu en iyisini Allah bilir) ve yüce peygamberi Hz. Mûsâ’sının kavmini bilgilendirmesi için; “-Yâ Mûsâ! Senden, Rabbin uyur mu? diye sordular. Sen iki eline birer dolu bardak al ve uyumadan bekle.” Cenâb-ı Allah’ın bu emri üzerine Hz. Mûsâ peygamber, iki eline su dolu birer bardak aldı ve geceleyin beklemeye koyuldu. Aradan bir zaman geçince (belki gecenin üçte biri gibi bir zaman) Hz. Mûsâ peygamber uyuklar gibi oldu. Uyuklama hali gelir gelmez bardaklar elinden düşüp kırıldı. Bunun üzerine Allah Teâlâ Hz. Mûsâ’ya: “-Yâ Mûsâ! Eğer ben uyuklamış veya uyumuş olsaydım, gökler ve yer düşer, paramparça olurdu; tıpkı senin elinden düşen iki bardak gibi…”
Sayfa 425Kitabı okudu
Din
23:İkisi de,"Ey yüce Rabbimiz!" dediler "Biz kendimize yazık ettik; şayet bizi bagişlamaz ve bize merhamet buyurmazsan,hiç şüphesiz kaybedenlerden olacağiz!" Bunun üzerine ALLAH ikisini debagişladı ve işledikleri günahın cezasını çekmeleri için değil asıl yaratılış gayeleri olan halifelik görevini yerine getirmeleri için cennet den çikarıp yeryüzüne gönderdi.Çünkü zaten tövbeleri kabul edilmiş,suçlarıda bagışlanmiştı:
Reklam
"Sizi şahit tutuyorum, ben onları bağışladım."
İbn Abbâs (r.anh) anlatıyor: Bir gün Allah Resûlü, arkadaşlarına öğüt vermekte olan Abdullah b. Revâha'nın (r.anh) yanından geçerken onlara şöyle dedi: "Sizler, Allah'ın sizinle birlikte sabretmemi emrettiği bir cemaatsiniz." Sözlerini şöyle sürdürdü: "İyi dinleyiniz! Siz burada kaç kişi oturuyorsanız, sizin bu sayınız kadar melek de sizinle birlikte oturuyor. Siz Allah'ı tesbih ettiğinizde onlar da tesbih ederler; siz Allah'a hamdettiğinizde onlar da hamdederler; siz Allah'ı tazim ettiğiniz zaman onlar da Allah'u Ekber diyerek O'nu tazim ederler. Sonra, Yüce Allah'ın huzuruna çıkarlar. Allah, kullarının ne yaptığını meleklerden çok daha iyi bildiği hâlde melekler: 'Ey Rabbimiz! Kulların seni tesbih ettiler, biz de tesbih ettik. Allahu ekber dediler, biz de dedik. Sana hamdler sundular, biz de sana hamdettik.' derler. Rabbimiz de: 'Ey Meleklerim! Sizi şahit tutuyorum, ben onları bağışladım.' buyurur. Melekler: 'Fakat onların içinde çok günahkâr falan ve filân da vardı.' derler. Allah: "Onlar öyle bir cemaattir ki, onlarla birlikte oturan kimse bedbaht olmaz!" buyurur.”
Sayfa 324Kitabı okudu
"Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize bağışlayan Sensin." Âl-i İmrân Sûresi, 3:8.
Ey müminler! Size ne oluyor da erkek, kadın ve çocuklardan ezilen ve çaresiz kalan birtakım insanları kurtarmak için Allah yolunda savaşmıyorsunuz? Öyle ki, bu insanlar, "Ey Rabbimiz! Bizi bu ülkedeki zalim halkın elinden kurtar, Kendi katından bize sahip çıkacak, haklarımızı koruyacak ve bize yardım edecek birini gönder!" diye yakarıp duruyorlar. Bilin ki, inanan kimselere Allah yolunda savaşmak yaraşır. Nisâ 75-76
Yüce Allah, o günde, Adem'in zürriyetinden kıyamete kadar meydana gelecek olanları huzurunda topladı. Onları yaratıp şekillendirdi, sonra da konuşturdu. Onlar da konuştular. Onlardan söz aldı ve verdikleri bu söze, yine onları kendilerine şâhit tutarak "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dedi. Allah: - 'Kıyâmet günü 'Biz bunu bilmiyorduk!' dememeniz için (vermiş olduğunuz bu sözünüze,) yedi kat gök ve yedi kat yer ile babanız Adem'i şâhit tutuyorum. Bilesiniz ki, Benden başka hiçbir ilah yoktur. Benden başka hiçbir Rab yoktur. Hiçbir şeyi Bana ortak koşmayın. Bana (verdiğiniz) bu ahdi ve sözü hatırlatarak uyarıcılık yapacak olan peygamberlerimi size göndereceğim ve kitabımı size indireceğim!' dedi. Onlar da: - 'Senin, bizim Rabbimiz ve ilahımız olduğuna şâhitlik ederiz. Bizim İçin Senden başka hiçbir Rab yoktur. Yine Senden başka hiçbir ilah yoktur!' dediler. Böyle diyerek o gün, Allah'a itaat edeceklerini kabul ettiler. Bundan sonra babaları Hz. Adem, (yerinden biraz yükseğe) kaldırıldı. Adem onlara baktı; onların içerisinde zengin ile yoksul, güzel ile çirkin ve daha birçok şey bulunduğunu gördü. Bunun üzerine Adem: - 'Ey Rabbim! Keşke kullarının arasını eşit kılsaydın!' dedi. Yüce Allah: 'Bana şükredilmesini istedim!' dedi.
Reklam
İslam nizamında Allah Azze ve Celle'nin indirdikleri ile hükmeden ve Allah Azze ve Celle'ye itaat ettiği sürece de tüm Müslümanlara ona itaatinin vacip olduğu bir tek otorite vardır. Yüce Rabbimiz Subhanehû ve Teâlâ şöyle buyurdu: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Rasulullah'a ve sizden olan yöneticilere de itaat edin. Bir şey hakkında çekişip anlaşmazlığa düştünüz mü, şayet Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız onu hemen Allah'a ve Rasulü'ne arz edin. Bu daha hayırlı, hem netice itibarıyla daha güzeldir." (Nisa 59)
Sayfa 140 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
"Onlar orada imdad istemek için: «-Ey Yüce Rabbi­miz! Ne olur, bizi buradan çıkarıp dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, salih ameller ya­palım! » diye feryad ederler. Allah Teala onlara şöyle bu­yurur: «-Biz size, düşünüp ibret alacak ve hakikati gö­recek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip ikaz etti. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur!" -Fatır 37
Sayfa 120Kitabı okudu
Ey Rabbimiz! Bizlere hidayet buyurduktan sonra kalplerimizi haktan saptırma ve kendi yüce katından bizlere bir rahmet bağışla. Şüphe yok ki çok bağış yapan ancak sensin.
Sayfa 283 - Ravza yayınları cilt 1 (Âl'-i İmrân,8)Kitabı okuyor
"Yüce Allah cennet ehline; 'Ey cennet ehli!' diye hitap eder. Onlar da; 'Buyur ey Rabbimiz, emrine amadeyiz.' derler. Yüce Allah; 'Razı oldunuz mu?' diye hitap eder. Onlar da; 'Niçin razı olmayalım ki mahlûkatından hiç kimseye vermediğin nimetleri bize verdin.' derler. Yüce Allah: 'Ben size bundan daha üstün olanını vereceğim.' diye buyurur. Onlar da: 'Ey Rabbimiz! Bundan daha üstünü ne olabilir ki?' derler. Bunun üzerine Yüce Allah; 'Ben size rızamı bağışlıyorum, bundan böyle artık ebediyen size kızmam!' buyurur."
Sayfa 141 - DİB YayınlarıKitabı okudu
485 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.