Tarık Tufan kalemine ba yı lı yo rum!
O kadar içten ve etkileyici yazıyor ki!
Tarık Tufan’ın sevdiğim bir diğer yönü ise önsözleri..
Yine harika bir önsözle kitaba başlamış, önsözünün sonunda da demiş ki: “Ne kadarının gerçek olduğunu artık ben de ayırt edemiyorum.”
Gerçekten de yazılan satırları okurken hepsinin sanki gerçekmiş hissi veriyor olması, beni de gerçek olabilecekleri yönünde düşündürdü.
Her biri birbirinden güzel 41 öykü vardı kitapta..
Her birinde farklı karakterler, farklı yaşanmışlıklar, farklı duygular…
Bazen içim sımsıcak oldu bazen de karakterlerin ruh hâline büründüm, omuzlarım çöktü. Sanki ben taşıdım tüm dertlerini o kişilerin. İşte böyle bir dil kullanıyor Tarık Tufan, ezildikçe eziliyorsunuz yaşananlar altında siz yaşıyormuşçasına.
Tarık Tufan’ın kalemi artık benim vazgeçilmezim. Onun o karanlık satırları beni her seferinde içine çektikçe çekiyor. Aslında çok sıradan şeyler anlatıyor ama öyle bir anlatıyor ki… sıradanlıktan çıkıyor, alıyor beni bambaşka boyutlara taşıyor. Altını çizdiğim satırların haddi hesabı yok.
Ben okumanızı tavsiye ediyorum çünkü Tarık Tufan kaleminde elbet kendinizden bir parça bulacak olmanız… Sevgiyle…