Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öte yandan yazar olarak kırklı yaşlarıma gelene dek şu ya da bu şekilde koyu bir postmodern yazar olmaya çalıştım, okur olarak tutkularım geleneksel İspanyol edebiyatına fersah fersah uzaktı: Yeniyetme yıllarımdan itibaren hararetli bir Kafka ve Borges okuruydum, idollerim postmodernizmin Amerikalı temsilcileri ve Latin Amerika'nın boom kuşağı yazarlarıydı; büyük bir açgözlülükle her telden okuyordum, Calvino'dan Perec'e, Handke'den Bernhard'a ve Kundera'ya varana dek, aynı zamanda Conrad'ı, Flaubert'i, Hemingway'i, Evelyn Waugh'u, Amerikalı ve Avrupalı yeni yazarları da ihmal etmeden... Bu düzensiz okumaların neredeyse doğal neticesi olarak fantastik edebiyata, mizaha meraklı, azami sözel arayışla azami yapısal arayışı birleştirme hevesi taşıyan bir kitapkurdu, aşırı edebi, aşırı aydın bir hikâyeci çıktı ortaya.
2015 Baskısına ÖnsözKitabı okudu
Ancak benim gibi kendine yeten, gelgelelim soğukluğu fantastik boyutlardaki bir çocuğun duygusuz, pek gizlenmemiş, yıkılmaz, çocuksu bir acizlikte, gülünçlük derecesine varan, hayvani bir kendini beğenmişliğe ulaşan umursamazlığına başka hiçbir yerde rastlamadım; ama işin doğrusu umursamazlığım burada korku ve suçluluk bilincinin yol açabileceği sinirsel yıkıma karşı tek sığınaktı.
Sayfa 40
Reklam
Yuvadaki Şeytan Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin -ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun
Bilemedim şimdi...
"Bak, Kafka Tamura, belki de dünyadaki hiç kimse özgürlüğü arzulamıyordur. Arzuladıklarını sanıyorlar sadece. Her şey bir ütopya. Eğer ellerine özgürlük gerçekten geçecek olsa, çoğu insan ne yapacağını şaşırır. Bunu aklında tut. İnsanlar aslında özgürlüklerinin kısıtlanmasından hoşlanırlar."
Sayfa 376 - Doğan Kitap EviKitabı okudu
“…hayal gücünden yoksun, sığ ve hoşgörüsüz bir yaşam, parazitlerinkinden farksızdır.”
Sayfa 258 - Doğan KitapKitabı okudu
“Artık özgür olduğumu düşünüyordum. Gözlerimi kapatıp yalnızca ne kadar özgür olduğumu düşündüm. Oysa özgür olmanın ne anlam ifade ettiğini, henüz tam olarak anlayabilmiş değildim. Anlayabildiğim tek şey, artık yalnız olduğumdu. Yalnız ve bilmediğim bir yerde. Pusulasını kaybetmiş bir gezgin gibi.”
Sayfa 64 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
ancak benim gibi kendine yeten, gelgelelim soğukluğu fantastik boyutlardaki bir çocuğun duygusuz, pek gizlenmemiș, yıkılmaz, çocuksu bir acizlikte, gülünçlük derecesine varan, hayvani bir kendini beğenmişliğe ulaşan umursamazlığına başka hiçbir yerde rastlamadım; ama işin doğrusu umursamazlığım burada korku ve suçluluk bilincinin yok açabileceği sinirsel yıkılma karşı tek sığınaktı.
Sayfa 40
Kafka daha önce tasarlanmaz sanılan bir işin üs­tesinden, bürokratik dünyada fantastik olanı gördüğü için gelebilmiştir. Bütünüyle bürokratlaşmış bir top­lumun hiç de şiirsel olmayan harcını romanın büyük şiirine dönüştürdü; söz verilmiş bir işi bir türlü elde edemeyen bir adamın son derecede sıradan öyküsünü (gerçekte Şato'nun tüm öyküsü budur) söylenceye, destana, görülmedik bir güzelliğe dönüştürdü. Kafka bürokratik bir konumu bir evrenin dev bo­yutlarına yayarak hiç bilmediği ve bugünkü Prag'dan başka bir şey olmayan bir toplumu andırışıyla büyüleyici bir imge yaratmayı başardı. Totaliter devlet gerçekte tek bir dev yönetimdir. Totaliter devlette tüm çalışma devletleştirildiğinden hangi meslekten olursa olsun herkes memur'dur. İşçi işçi degildir, yargıç yargıç degildir, dükkancı dükkan­cı değildir, papaz papaz degildir, hepsi devlet görevli­leridir. Katedralde "ben mahkemeye baglıyım" der rahip Joseph'e. Kafka'nın avukatları da mahkeme adına çalışırlar. Prag'da bugün hiç kimse şaşmaz bu­na. Hiç kimse K.dan daha iyi savunulmaz çünkü ora­da avukatlar sanıklar adına degil, mahkeme adına çalışırlar.
Shshshhshs
Tek insanca serüvenin bir bürodan başka bir bü­roya geçmek olduğu bu boynu bükük, mekanik ve soyut dünyanın ortasına bir roman kondurmak, epik şiirin özüne ters düşmek gibi gözükebilir. Bu durum­da şöyle bir soru atılabilir ortaya: Kafka, şiirsellikten bu kadar yoksun, böylesine iç karartıcı ve karanlık bir malzemeyi büyüleyici romanlara dönüştürmeyi nasıl başarmıştır? Yanıt, Milena'ya yazdığı mektuplardan birinde bulunabilir: "Büro saçma bir kurum değildir; saçma olmaktan çok fantastik bir dünyadır."
... hayır bu çok fantastik ve şimdi yazmaya cesaret edemiyorum, belki bu az ya da çok sarılma isteğimin özrüdür.
Sayfa 135 - Kapra YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendimi bildim bileli zihinsel varlığımı ortaya koyabilmek için öylesine derin acılar çektim ki, bunun dışındaki hiçbir şey umurumda olmadı. Liseli Yahudiler bizde tuhaf olurlar biraz; onlarda en olmayacak şeylere rastlanır; ancak benim gibi kendine yeten, gelgelelim soğukluğu fantastik boyutlardaki bir çocuğun duygusuz, pek gizlenmemiş, yıkılmaz, çocuksu bir acizlikte, gülünçlük derecesine varan, hayvani bir kendini beğenmişliğe ulaşan umursamazlığına başka hiçbir yerde rastlamadım; ama işin doğrusu umursamazlığım burada korku ve suçluluk bilincinin yol açabileceği sinirsel yıkıma karşı tek sığınaktı.
ancak benim gibi kendine yeten, gelgelelim soğukluğu fantastik boyutlardaki bir çocuğun duygusuz, pek gizlenmemiş, yıkılmaz, çocuksu bir acizlikte, gülünçlük derecesine varan, hayvani bir kendini beğenmişliğe ulaşan umursamazlığına başka hiçbir yerde rastlamadım; ama işin doğrusu umursamazlığım burada korku ve suçluluk bilincinin yol açabileceği sinirsel yıkıma karşı tek sığınaktı.
Kafka’nın Dönüşüm’ünü böceklere dair fantastik bir hikâyeden ibâret saymayan biri çıkarsa, iyi ve sıkı okurların safına katıldığı içn kutlarım onu.
Ancak benim gibi kendi kendine yeten, gelgelelim soğukluğu fantastik boyutlardaki bir çocuğun duygusuz, pek gizlenmemiş, yıkılmaz, çocuksu bir acizlikte, gülünçlü derecesine varan, hayvani bir kendini beğenmişliğin ulaşan umursamazlığına başka hiçbir yerde rastlamadım
ancak benim gibi kendine yeten, gelgelelim soğukluğu fantastik boyutlardaki bir çocuğun duygusuz, pek gizlenmemiș, yıkılmaz, çocuksu bir acizlikte, gülünçlük derecesine varan, hayvani bir kendini beğenmişluğe ulaşan umursamazlığına başka hiçbir yerde rastlamadım; ama işin doğrusu umursamazlığım burada korku ve suçluluk bilincinin yok açabileceği sinirsel yıkılma karşı tek sığınaktı.
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.