Görüldüğü gibi, bir geleneği canlandırmak için sadece şaşaalı törenler yapmak yeterli olmamakta; o geleneğin birçoğu bugün kaybolmuş inceliklerini kavramak da gerek. Zamanın değiştiğini ve artık hiyerarşi bazlı statik bir toplumda yaşamadığımızı göz önünde bulundurarak, camilerin birden fazla minareye sahip olmaması gerektiğini savunmuyoruz. Ancak, İstanbul'un tepelerine nakşettiği selatin camilerinin görüntüsü bozulmasın diye evlerin yüksekliklerini itinayla denetleyen bir imparatorlukla, İstanbul'un silüetini gökdelenlerle bozan bir cumhuriyet arasındaki fark da gözden kaçırılacak gibi değil. Eğer muhafazakârlık adına geleneği ihya edeceksek, ayın çatlatmaktan, köprülere padişah ismi vermekten ve eski kavramları gelişigüzel kullanmaktan daha iyisini yapmak zorundayız.
Sayfa 245Kitabı okudu
Onaylanmak ve Fark Edilmek
Hayatımızı şahit tutacağımız, göstereceğimiz biri olsun isteriz. Sosyal medya platformlarının patlamasının en büyük nedeni de işte bu duygudur. Beni gör, beni beğen ve yaşadıklarıma şahit ol...
Reklam
"Karşılaştığınız çoğu kimse sizinle elli kat gazlı bezin arkasından konuşuyormuş gibi hissedersiniz. Bazen daha konuşmadan önce yalan söylediklerini anlarsınız. Yaşları ilerledikçe daha da yüzsüzleşirler ve önemi bile olmayan konularda yalan söylerler. ... Bilmiyorum. Belki de buna o kadar alışmışlardı ki fark etmiyorlardı bile. Belki de bir lanet gibiydi ve ne kadar çok yaparsanız o kadar kolaylaşıyordu. Asıl inanılmaz olan, insanları kandırdıklarını sanıyor olmalarıydı."
DELİ GÖNÜL İNİL İNİL İNLEME
Deli gönül inil inil inleme Kadir Mevla'm hasretime sal beni Viranlıkta görsen baykuş sanırsın Bir hüma kuşuyum sen de bil beni Ulu bezirganım kumaş satarım Gökyüzünde uçan kuşu tutarım Yetmiş iki dilden bilir öterim Anın için fark edemez el beni Akpınar'ın boz bulanık seliyim Ol sebepten aklım yoktur deliyim Nâci derler dört güruhun biriyim Ararsan Hak divanında bul beni Gider idim ben de kendi işime Aşkın doluları yağdı başıma Ağu kattı benim tatlı aşıma Ummanlara gark eyledi sel beni Pir Sultan'ım ırak yoldan gelirsin Gevherin kıymetin nasıl bulursun Eksikliğim çoktur sen de bilirsin Eksiklikle kabul eyle gel beni
Sayfa 79 - Kapı yayınlarıKitabı okudu
“Kuşun çıplak ve nazlı bir dalgınlıktan ibaret olduğunu kırk iki yıl sonra, başka bir canlıya bakarken fark edecekti. ...... Kuşu görmesi, ancak kırk yılı aşkın bir sürede tamamlanacaktı böylece”
Sayfa 84
Ülkemizin Din Anlayışı Bu Sekilde Rivayetler Uzerine Kurulu
«Rivayet olunur ki Hazreti Peygamber aleykisselâm zamanında bir uğru var idi. Adına Uğru Abbas derler idi. Her gece uğruluk eder idi. Hazreti Peygamber aleykisselâm ona ve onunla söylesene lanet eyler idi. On yıl bu kişi daima bu işi işledi. Çünki ecel geldi. Akibetilemir vefat eyledi. Kavim ve kabilesi bu adamı götürüp bir kuyuya bıraktılar.
Reklam
402 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.