Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinem Demir

Sinem Demir
@faside
Ftr/Tde
null
203 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Güzellik böyledir; çocuk da olsa, yaşlı da olsa, dilinden anlayanı yüreğinden vurur.
Sayfa 62 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dünya bu. Cenab-ı Hak bunlarla uğraşalım, ama esas itibarı ile kendisine ibadet edelim, iyi bir kul olalım diye yaratmış insanoğlunu. Lakin nefsin orduları bu hakikate varmak için çıktığımız seferde yolumuzu kesiyor. Şeytan bizi bir eşyadan ötekine fırlatıyor, gaflet perdesi gözümüzden kalkmıyor.
Sayfa 52 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Kimi insanlar vardır hayatları boyunca parayı koklar, o kokuyu aldıkları yöne seğirtirler. Kimileri iktidara açtır, oturdukları koltukla yüceldiklerini sanırlar. Herkes kendi güvensizliğini iyileştirme telaşındadır. Oysa güzelliği, iyiliği ve hakikati aramayan bir ömür, sonunda insana beyhude bir debelenme hissinden başka ne verebilir?
Sayfa 169 - Timaş YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Minimalist yaşam dedikleri bu olsa gerek.
Hayatı sadeleştirmek gerekiyor, basit yaşayan insanlar, kanaat edebilenler, ele geçirmeyi reddedenler, kendilerini sınırlandırabilenler bir adım önde yürüyor.
Sayfa 82 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Az aslında çoktur.
Günümüzde artan refah ve özgürlüğe karşın, bir bedel olarak, sosyal ilişkilerimizin niceliğinde ve niteliğinde azalma yaşıyoruz. Daha çok kazanıp daha çok harcıyor, fakat diğer insanlarla daha az zaman geçiriyoruz. Gittikçe yalnızlaşıyoruz. Yakın ilişkilerin oluşması zaman ve emek ister. Oysa zaman, mutlak biçimde sınırlı bir kaynaktır. Teknoloji zaman kazandıran icatlar yapadursun, zamanla ilgili sınırlılıklarımız giderek artıyor. Modern uygarlık, ‘eşyadan yana zengin, zamandan yana yoksul’ bireyler üretiyor.
Sayfa 77 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dünyaya en ufak bir iz bırakmadan yok olmamalı, unutulmamalı insan.
Yaşama zamanının yokluğunda, kayıp zamanı, yani çalışmanın ziyan ettiği hayatı telafi eden tek şey paradır. Oturduğumuz evler, sürdüğümüz konforlu arabalar, gidebildiğimiz lokanta ve eğlence mekanları, aldığımız ıvır zıvır, çalışma köleliğimizi meşrulaştırır. Ama ya onlar da ruhumuzdaki sızıyı dindirmiyorsa? Ya bunlara sahip olmak için ortaya sürdüğümüz pey, yani ömrümüz, bizim için daha kıymetliyse? Hayat geri gelmiyor. İnsan ruhunu özgürleştirmeyen, kendisine bir ifade imkanı sunmayan, kendisini gerçekleştirmediği işlerle tatmin olmuyor. Ruh istiyor ki kendi hikayelerini anlatabilsin. Hikayeleri başka insanlara çarpsın, onlarda çoğalsın, kendisine geri dönsün.
Sayfa 27 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Yıllar
Geçerken mihnet gibi uzun, geçtikten sonra visal gibi kısa...
Sayfa 202 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Ah, şu çocuklar! Bir oyuncak gibi daima oynayacağımı sanırken, hiç beklemediğimiz bir anda elimizde ateş alan havai fişekler! Gökte kandil kandil uçtuktan sonra neye çarparak nereye döküleceklerini bilmek mümkün müdür?
Sayfa 174 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
İnsan her şeyini kaybettiğinde, elinde kalan son şey için umutsuzca savaşır.
Sayfa 50 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kabul
Allah’a yalvararak uyudu: Ne olur biri artık elimden tutsun. Sabah uyandığında eli, diğerinin üzerindeydi.
Sayfa 33
Reklam
En acı söz ninni gibi gelir sersemin kulağına.
Sayfa 110 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Doğduğu gün de, bugün de tiyatronun asıl amacı nedir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymak. Gerçeği büyütmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz, ama bu bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Buzlar kadar el değmedik, karlar kadar temiz de olsan çamur atılmaktan kurtulamayacaksın.
Sayfa 74 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dünyada başka mesut milletler de vardı. Onların bizim yaşlardaki gençleri, hiç de bizim bu anda olduğumuz gibi bir “olmak ve olmamak” meselesiyle meşgul değillerdi. Onlar aşkı, sporu düşünüyorlar, yaşlarının tabii iştiyakları ve meseleleriyle meşgul oluyorlar, kurulmuş bir hayatın imkânlarından istifade ederek çalışıyorlardı.
Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Hürriyet, her yerde ve her şart içinde, daima istenecek şeydir. O insanlığın bir merhalesidir. Hürriyet için icabında her şey feda edilir, o bir terbiyedir, idealdir.
Sayfa 144 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
319 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.