Beyaz dişi çocukluk çağında okumuştum. Kendimi okudum sanıyormuşum; kurdun başından geçen macera kitabı olarak aklımda kalmıştı... Bu kitaba başlamadan önce vahşetin çağrısı ve ardından beyaz dişin okunması taraftarıyım. Beyaz diş aslında özelde kurt olsada genelde insanoğlunu anlatır. İnsanoğlunda ki medeniyet kavramı aslında içinde ki vahşiliği dizginlemesiyle ortaya çıkar. Kurt insanın içinde ki vahşiliği köpek ise medeniyeti temsil etmiştir. İnsanoğlu ise ömrü boyunca bu ikisi arasında ki mücadele bir dengeye erişmeye çalışır. Ancak bu mücadelede toplumun etkiside çok büyüktür. "" Onun hamurunu yoğurup doğanın düşündüğünden çok daha acımasız bir şey haline gelmesini sağlayan, bu ortamdı, bu adamlardı..."
Beyaz dişin sahiplerini devlet rejimlerine benzettim ilk sahibi kominizmi (halkına değer vermez itaat edildikçe halkın yaşama şansı olur) ikinci sahibi faşist (Halkına değer vermez, itaat bekler yinede halkın yaşama şansı olmaz) son sahibi ise sosyal devlet(Halkı yaşatki devlet yaşasın,) gibi fikirler geldi aklıma....
Sonuç olarak bir insan kalben kötü ve yaralanmış olsada sevgi herşeyi iyileştirir ve güzelleştirir :)