Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fatma Çatal

Hangi düşü denesek Paranın eşiklerinden geçmek gerekiyordu. Yetmiyordu inanmak kurtarmaya hayatı
Reklam
Gövermedi gövermiyor bir türlü Yüreğimde ezilen yaşama tutkusu
Herkesin yüzüne belli belirsiz bir tedirginlik ifadesi yerleşmişti. Pişmanlık duyuyor olabilirler miydi? Hayır, bu mümkün değildi. Hoyratça yaşamaya alışmış bu adamlar hiçbir şeyden pişmanlık duymazlardı...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatım boyunca, birinin beni öldürebilmesini hatırlayabildiğimden daha çok defa diledim ama asla başka birini öldürmeyi düşünmedim. Bunu yapmanın, o korkunç insanlara bir nebze mutluluk verebileceğini düşündüm.
Reklam
İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu.
Ne başkalarıyla tartışabilir ne de kendimi savunabilirdim. Biri beni eleştirirse, ilk düşüncem karşımdakinin tamamen ve bütünüyle haklı olması gerektiğiydi, çok büyük bir hata yapmış olmalıydım, her şey bu kadar basitti işte. Bu tür saldırılara uysal bir sessizlik içinde katlanırdım ama içten içe ıstırap içinde kıvranır, dehşetten delirirdim neredeyse.
Yine de, durum buysa, buna nasıl tahammül ediyorlar? Her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar? Bu kadar katı egoist olabilirler mi? İşlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı?
Kısacası, bir şey anlamıyorum. Diğer insanların acısının doğasını, seviyesini, hiçbir şeyi anlamıyorum. Belki de onların "pratik" ıstırabı, o yemek yemekle dindirilen türden ıstırap, aslında ıstırabın en aşırı biçimidir; belki de cehennemin en derin katlarındaki işkenceler gibi o kadar korkunç bir ıstıraptır ki benim " bir düzine lanetim" onun yanında önemsiz kalır. Bilmiyorum.
Kadınlar ama sahiden seven kadınlar, erkeğin güçlü olmasıyla ilgilenmezler. Seni severlere, çünkü yüreklerinde bir yere dokunmuşsundur. Bunu farkına varmadan yaptıysan daha çok severler. Çünkü samimi olduğunu anlarlar.
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
Her araştırma bir yük yükler omzumuza. Biz yalnız kurtuluş yanına bakalım işin. Derinlere inmeyelim. Bugünlük bu kadar yeter.
Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin! Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvanî duyguların, cehâletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın.
Sayfa 110 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Biliyordum ki, toprak katı ve tabiat zalimdir ve insan cinsi bozuk bir hayvandan başka bir şey değildir; biliyordum ki, insan hayvanların en kötüsü, en bayağısı ve en az sevimli olanıdır. Evet, bilhassa en az sevimli olanıdır. Bunu, eşekler, mandalar, keçiler ve tavuklar arasında yaşamağa başladığım günden beri daha iyi anlıyorum, daha iyi görüyorum. Bu yaratıkların sadelikleri, samimiyetleri, içgüdülerindeki doğruluk ve isabet, bütün kusurlarını unutturuyor. İnsan içgüdüsü ise bozuktur. Onun için, doğruyu eğriden, çirkini güzelden, faydalıyı faydasızdan ayırmasını bilmez ve akıl denilen bir cehennem aletinin hükmü altında gülünç, kaba, sersem ve patavatsız kıvranır durur.
Sayfa 18 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bu gürültü neden Sessizce sevmek ve yaratmak varken
Sayfa 761Kitabı okudu
842 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.